Six : Marriage

173 22 32
                                    

~~~~~~~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~~~~~~~

Diğer bölümün devamı, Yazardan.

Öfke.

Jungkook'un dakikalardır hissettiği tek duygu buydu.

Dakikalar önce büyükannesi tarafından öğrendiği kehanet adeta delirmesine sebep olmuştu.

Jimin'i, onun biricik aşkı bir başkasıyla evlenmek zorunda mı kalacaktı? Jungkook kısa bir an düşündü. Belki de jimin kendi istediği ile evleniyordu. Sonuçta, Jungkook'u görmeyeli uzun zaman olmuştu ve belki de onu çoktan unutmuştu.

Düşündükçe daha da kötü olduğunu fark eden jungkook az önce bir hışımla kalktığı koltuğuna geri oturmuş ve ellerini başının iki yanına koyarak düşünmeye başlamıştı.

Olabilir miydi? Minik aşkı onu unutmuş muydu? Hayır, dedi içinden. Bazenleri onunla iletişim kurduğunu biliyordu. Bir şekilde, saniye de sürse jimin'i hissedebiliyordu ve onun nasıl olduğunu anlayabiliyordu.

Bu da jimin'in onu unutmadığı anlamına gelirdi ve geriye tek bir seçenek kalıyordu; jimin'i zorla evlendireceklerdi.

Doğruladığı düşünceleriyle birlikte artık işlerin kontrolünden çıktığının farkındaydı çünkü kurdu uyanmıştı ve damarlarında hissettiği öfke, birşeylerin habercisiydi..

Aynı gün, Jimin'den.

Çöktüğüm kapının arkasından kalkıp yatağıma ilerlediğimde karnımda bir ağrı vardı ve bunun sebebi elbette uzun süredir aç olmamdı.

Saatlerdir ağlıyordum ve artık buna bile gücümün kalmadığını bilmek canımı sıkıyordu.
Yorulmuştum, neden böyle şeyler yaşamak zorundaydım?

Yıllar önce yapılmış bir hata bugün neden böylesine büyük sorunlar meydana getiriyordu? Neden bunun bedelini sadece ben ödüyordum? Resmen kendi öz ailem tarafından bu kulede tutuluyordum. Sebebi ise bir kurt ile görüşmemdi.

Atlantik, diğer adıyla yüce kurt. Acaba beni unutmuş muydu? Belki de çoktan aklından çıkmıştım ve bu düşünce canımı daha çok acıtmıştı.

Ağlamak istiyordum, saatlerce ağlamış olmam kimin umurundaydı? Sadece ağlamaya bile halim yoktu bu yüzden dişlerimi sıkarak gözlerimi yumdum sertçe. Yaşadığım şeylere artık dayanamıyordum.

Nefes almak, özgür olmak ve daha nicesi.. esen rüzgarı tenimde hissetmeyi severdim ben. Şimdiyse ormanın derinliklerinde bir kulenin içinde hapsolmuştum.

Ne zamandan beri bu kadar güçsüzdüm? Ne zamandan beri boyun eğiyordum?

Cevap basitti; Ruhuma kelepçe vurdukları o gün ben bitmiştim.

Yatakta acılar icinde ağlamaya devam ederken aniden odamın kapısı sert bir şekilde açılmış ve içeriye babam girmişti. 

Şaşkınlığıma engel olamadan gözyaşlarımı silerek yatakta doğrulduğumda annemin de burada olduğunu görmüştüm. Annem ya, beni zindana kapatmaları için emir veren annem..

Ainkien, Jikook (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin