Bölüm 13

165 28 16
                                    

Yamaguchi, valizini çıkarmadan önce kapısını kilitlediğinden emin oldu. Başlamak için alacak pek bir şeyi yoktu. Birkaç parça giysisini aldı ve dikkatlice bavula koydu. En sevdiği kitapları, diş fırçasını aldı ve valizi neredeyse dolmuştu.

Birinin kapıyı çaldığını duydu ama artık önemi yoktu, tek yapması gereken Kei'nin aramasını beklemek, gizlice dışarı çıkmak ve sonunda özgürlüğüne kavuşmaktı.

"Lanet olası kapıyı aç!" diye bağırdı babası. Omurgasından aşağı ürpertiler indi ama onları görmezden geldi. Artık umursamıyordu. Tüm bu yaşadıklarından sonra artık acıyı bile hissetmiyordu. Yüksek sesle içini çekti ve kapısından uzaklaşan ayak seslerini dinleyerek yatağına oturdu.

Normalde insanlar taşındığında veya kaçtığında "Ah, burayı özleyeceğim" gibi şeyler söylerler, Yamaguchi burayı veya bu evdeki insanları özlemeyeceğini biliyordu. Neden özlesin ki? Burada çok acı çekti. Birinin ebeveynleri tarafından sevilmenin nasıl bir şey olduğunu asla bilemedi. Kendini bildi bileli annesi ve babası içiyordu. Her gece sarhoş olur, kavga eder ve uyurlardı.

Neden ilk başta onu yapmaya karar verdiler ki?

~~~

Kei, kardeşinin sözlerini, annesinin onu aradığı gerçeğini görmezden geldi. Yapacak daha önemli işleri vardı. Yamaguchi'nin aksine, alması gereken daha çok eşyası vardı ve dahası, hâlâ bir kişiyle iletişime geçmesi gerekiyordu.

Büyük bir giysi yığınını hızla bavula tıkıştırdı.

"Kei! Ne yapıyorsun?" diye bağırdı abisi kapıyı açmaya çalışırken.

"Kei.. Lütfen kapıyı aç, lütfen bizimle konuş" diye yalvardı annesi.

"Konuşacak bir şey yok!" Kei bağırdı ve sakinleşmeye çalışarak geri döndü. O ikisi gerçekten sinirlerini bozuyordu.

"Lütfen Kei!" Kei daha fazla dayanamadı. Gidip kapıyı açtı ve annesinin ve erkek kardeşinin fiilen nasıl odaya düştüklerini izledi.

Gözleri anında yatağının üzerindeki bavula gitti.

"Kei.. Bunun anlamı ne? Gidiyor musun? Peki ya okul?" annesi dırdır etmeye başladı. Tanrım, bundan nasıl da nefret ediyordu.

Kardeşinin yüzündeki garip ifadeyi fark etmeden edemedi. "Anne... Lütfen sus... Artık okul umurumda değil tamam mı?! Evet gidiyorum. 17 yaşındayım ve buna hakkım olduğunu düşünüyorum. Sen benim hakkımda bir şeyi umursamıyorsun..." dedi Kei, başka şeyler seçip çantasına koyarken.

"Kei, kes şunu. Ben senin annenim ve beni dinlemek zorundasın!" diye bağırdı annesi. Kei ona döndü, yüzünde boş bir ifade vardı.

"Anne.. Gerçekten artık umrumda değil. Ben eşcinselim, bir erkek arkadaşım var ve siktirip gidiyorum!" Kei birden bağırdı. Annesi nefesini tuttu ve Kei'nin babasını aramak için odadan çıktı.

Abisi hızla yanına koştu.

"Kei.. Bunu al" dedi ve elini uzattı. Kei, onun eline parayı sıkıştırışını izledi.

"Akiteru... Neden?" inanamayarak sordu.

"Kei, bak, yaptığım her şey için özür dilerim. Aptaldım. Beni affetmeyeceğini biliyorum ama biz hâlâ kardeşiz. Seni ve erkek arkadaşının gitmesi gereken yere ben götürürüm. Sadece acele et!" dedi Akiteru. Sadece birkaç saniye sonra Kei ona sarıldı.

"Sorun değil... Seni affediyorum" dedi.

Akiteru, Kei'ye biraz zaman kazandırmak için oturma odasına gitmeden önce ikisi de birbirlerine gülümsediler. Kei telefonunu aldı ve Yamaguchi'nin numarasını çevirdi.

"Efendim?"

"Hazır mısın?"

"Evet hazırım"

"Tamam abim götürecek bizi. Hazırlan"

"Tamamdır"

Bundan sonra ikisi de telefonu kapattı ve Kei valizini alarak odasından çıktı. Yavaş yavaş annesinin ve Akiteru'nun yanından geçti. Akiteru, Kei'yi gördü ve bir dakika sonra odasına gitti ve arabanın anahtarlarını aldı.

Annesi, Akiteru ve Kei'nin ne kadar hızlı arabaya bindiklerini fark etmedi bile, onları sadece araba giderken fark etti.

Bir şeyler bağırmaya devam etti ama Kei müziği açarak onu tamamen susturdu.

Oldukça hızlı bir şekilde Yamaguchi'nin evine ulaştılar. İyi ki odası birinci kattaydı ve pencereden atlayabildi. Çok geçmeden üçü arabadaydılar. Kei, Akiteru'ya nereye gideceğini söylemişti.

Oraya varmaları yaklaşık 2 saat sürdü. Kendilerini küçük bir köyde, kırsal bir yerde buldular. Kei, Yamaguchi'yi eve götürdü ve kapıyı çaldı.

Kapı birkaç saniye sonra açıldı ve siyah saçlı genç bir adam ortaya çıktı. Tanrım, o çok güzeldi.

"K-Kei?"

_______

Kei'nin annesine neden böyle yaptığını anlamıyorum. Tamam Yamaguchi için ama.. bilemiyorum üzüldüm ((

Sonraki bölüm final.. Hüü
son kez güçlü kollar atayım
ᕦ⁠(⁠ò⁠_⁠ó⁠ˇ⁠)⁠ᕤ
.
.
.
.
.
.
.
.

Kütüphane [The Library | Tsukiyama Tr] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin