SENİ KENDİME SAKLADIM

1. SAYFA

1. SAYFA:

♪ bruno mars - talking to the moon

bu kitap; wattpad okuyucularına, wattpad yazarlarına, hayatı kitaplardan ibaret olanlara, en sevdiği kitap bittiğinde boşluğa düşenlere, yeni bölümler için çıldıranlara, okuduğu kitap yüzünden zorbalığa maruz kalanlara ve sayması saatler sürecek olan çeşitli wattpad kitlesine ithaf edilmiştir.

size de kanser kitle :)

kitapta bahsedilecek olan kitap karakterleri gerçek wattpad karakterleridir fakat adı geçecek olan yazarlar gerçek değildir. bu kitabı okuyanların zaten wattpad'de bulunan tüm kitapları bildiği düşünülerek geçen karakterlerin olduğu kitapların ismi özellikle bahsedilmeyecektir. sadece telif haklarından ötürü inspo verilecektir.

başlama tarihi;

artık sizi sağ ayakla ve galoşla alabiliriz ✍🏻🤌🏻💗

📖

"Evet arkadaşlar, bu koridoru geçtiğimizde çalışanlarımızın konforlu dinlenme alanına varmış oluyoruz. Burada öğle molalarında kafalarını dağıtmak için dinlenebiliyorlar, hatta dilerlerse bilgisayarlarını alıp burada çalışabiliyorlar," derken elimdeki küçük kamerayla birlikte etrafımda dönerek dinlenme alanının tamamını çektim. "Onlar öğle molasındayken biz onların günün geri kalanını nasıl değerlendireceklerini planlıyor ve alabilecekleri maksimum verimi almalarını sağlıyoruz."

"Günaydın Alçin Hanım."

Elinde kahvesiyle birlikte önümden geçen Selin'e dişlerimi gösterecek şekilde gülümseyerek el salladım. "Günaydın Selinciğim," Şıklattığım parmağımla kendisini işaret ettim. "Bugün kombinin müthiş olmuş, linkini at bana," Aniden fark ettiğim şeyle elim önümdeki kızın siyah saçlarını buldu. "Ay saçlarını mı kestirdin? Çok yakışmış!"

"Evet evet!" deyince Selin, olduğumuz yerde birbirimize sarılırken zıpladık. Mutluluk dolu çığlıklarımız kafetaryada çalışanların bize bakmasına neden olsa da umursamadık. "Nişan için kestirdim! Çok heyecanlıyım!"

"Bak var ya," derken sağ elimdeki kamerayı hafif aşağı indirip ağrıyan kolumu bir yandan dinlendirmeye çalıştım. "Böyle hafif kabartsan, uçlarını da bukle bukle yapsan dehşetül vahşet olur, demedi deme."

"Ne diyorsun?!" Selin'in üzerindeki heyecan olduğumuz yerde sarılıp tekrar zıplamamıza sebebiyet vermiş olmasına rağmen içimizdeki enerjiyi atmış olduk. "Düğünümde nedimem olun lütfen lütfen lütfen!"

"Ay tabii ki bu da soru mu kız?!" Selin arkadaşlarının çağırmasıyla onların yanına giderken ben de düzleştirdiğim sarı saçlarımı omzumun gerisine alıp kafetaryaya doğru adımladım. "Kazağının rengine bayıldım, Açi!" Yan tarafımda kahve sırası bekleyen Açelya utangaçlığını yine belli ederek kibarca gülümsemekle yetinince ona parmaklarımla yaptığım yamuk yumuk kalbi fırlattım.

"Buyrun, Alçin Hanım."

"Ay teşekkür ederim güzelim!" Benim gibi sarışın olan genç barista kıza da aynı şekilde gülümsedim ve çektiğim video için konuşmaya devam ederken asansöre bindim. "Şimdi genelde toplantılar için kullandığımız, babam ve benim odamın bulunduğu kata çıkıyoruz. Son iki veya üç katı biz kullanıyoruz, binanın geri kalanı çalışanlarımıza ait. Dilerlerse fitness katında spor yapabilirler veya sinema salonunda film izleyebilirler. Bildiğiniz üzere çalışanlarımızın isteklerini her zaman göz önünde bulunduran bir firmayız. Eğer siz de aramıza katılmak isterseniz Instagram'a Sipahioğlu Holding yazarak direkt olarak halkla ilişkiler bölümümüzle iletişime geçebilirsiniz," Bindiğim cam asansörden görünen açık otoparkta duran su yeşili Vosvos'umu işaret ettim. "Ay bakın Tosbik!"