21

215 17 15
                                    


Merhaba!
Bu kadar geciktiğim için çok özür diliyorum ve konuşma bölümün sonuna saklayarak iyi okumalar diliyorum.

Eğer gidişatı unuttuysanız bir önceki bölüme bakmanızı tavsiye ederim <3


-


Duygular arasında en karşı konulamazı hangisiydi?

Öfke?

Korku?

Aşk?

Arzu?

Birini arzulamak bambaşka bir şeydi benim lügatımda.

Bu zamana denk hiçkimseyi arzulamamış hep arzulanan olmuştum.Bir kaç kişiyle beraber olmuş olsam bile devamı gelmemiş,aradığım gibi birine denk gelememiştim.

Şimdi ise daha önce sadece öptüğüm birini deli gibi arzuluyordum.Hiç karşılaşmadığım bir durumdu,yeniydi,hemde çok yeni.

Deli gibi vücudumda dolaşan ellerini hayal ediyordum,o taptığım elleri en mahrem yerlerime ilişip bedenimde hâl bırakmayana denk arsızca beceriyordu beni.

Kirli düşüncelerimle beraber geriye attığım başımı yatağa daha çok bastırdım.Ellerim kasıklarıma kapanmış ağrımasını önlemek adına baskı uyguluyordu.

Kendimi tatmin etmemiş,ne kadar istesem bile bastırıcı dahi almamıştım.Kim Taehyung aramızdaki bağdan onu ne denli istediğimi anlayarak buraya gelecekti.Gelmek zorundaydı.

Beni burada bir başıma bırakamazdı.

Yaklaşık 1 saat geçmişti çocukların beni yalnız bırakmasının üstünden.1 saattir yatakta kıvranıyordum.Üstüme sinen Delta'nın kokusu çoktan beni terk etmişti bu yüzden daha da zor durumda olduğum söylenebilirdi.

Kapının dışında bir kaç adım sesi duydum.Odamızın bulunduğu katta bizden başka kimse kalmamıştı.Bu yüzden gelenin Taehyung olma düşüncesi deliğimin sızlamasını sağladı.

O kadar hassastım ki dışarıda atılan adım seslerini yanı başımdaymış gibi duyabiliyordum.Ancak kendi yoğun feromonlarımdan gelenin kim olduğunu seçemiyordum.

Otel odasının kapısı bir kaç kez zorlandı,kaşlarımı çattım ve kasıklarımı zar zor kapatan tişörtüme ve altıma giydiğimde kuru ancak şu an ıpıslak olan iç çamaşırıma baktım.

"Taehyung!" diye sinirle zar zor seslenebildim.O olmak zorundaydı aksi takdirde ne yapardım bilmiyordum.

Kilitli kapı bir kaç kez daha zorlandı ardından büyük bir gürültüyle açıldı.Gözlerim korkuyla açıldı,uzun ve göremediğim koridorda ki adım seslerini dinleyebildim sadece.En sonunda adımların sahibi görüş açıma girdiğinde tabiri caizse içim karıncalandı.

Dağınık görünüyordu,saçları birbirine girmişti,yüzü solgundu,alt dudağını çok ısırmış olmalı ki şiş ve kırmızıydı,gözleri...gözleri çok başka bakıyordu.

"Özür dilerim" diyerek mırıldandı.Bu konuyu şimdi konuşmanın sırası olmadığı için üstünde durmadım.

Bu yüzden kendime odaklandım ve normalde,hatta 1 hafta öncesine kadar asla kullanmayacağım o cümleyi söyledim.

"Taehyung s-sana ihtiyacım var" deliğimden akan sıvıyla birlikte çığlık atacak gibi oldum.Dolmuş gözlerimi Taehyung'a çevirdim o ise bir kaç kararsız adım atsa dahi baş ucuma geldi sonunda.

"Pişman olacağın şeyler yapmanı istemiyorum" dedi beni süzerken.Gözlerine baktığımda ise gri irislerini görmem bir kez daha inlememi sağladı.

Let's Dance | BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin