Kenan: nerdesin?
Ozan: bekle geliyorum
Kenan: gelme nerde olduğunu söyle bana
Ozan: okulda değilim bekle geliyorum Kenan
Kenan: gel demedim ozan nerdesin dedim
nerdesin
okulda değilsen
Ozan: parktaydım
Kenan: tamam bekle orda
gelme
Ozan: niye amk
Kenan: bekle dedim bekle işte
Ozan: piçe bak ya
ödül mamamıda verirsin gelince
Kenan: sus
Telefonumu oturduğum bankın boş tarafına fırlatır gibi bıraktım. Amacı neydi anlamıyordum. Başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapadım, yorulmuştum artık.
Muhtemelen okul çıkışı saati olduğu için insanların sesi her zamankinden daha fazlaydı. Bu da rahatsız olduğum başka bir konuydu.
On beş dakika kadar bekledikten sonra yanımda bir hareketlilik hissettim. Sonunda gelmişti demek ki.
İlk hiç konuşmadı, tıpkı sabahki gibiydi. Yine sessizliği bozmam gerektiğini düşünmedim.
"Biraz konuşalım mı?"
Derin bir nefes verip oturduğum yerde doğruldum. Yan tarafıma döndüm ve anında pişman oldum çünkü gözleri büyük ihtimalle boktan hallice olan suratımda gezinmeye başlamıştı bile.
"Sence niye burdayım Kenan? Lafı uzatmadan konuşsan keşke."Bakışlarından rahatsız olunca istemsizce sert çıkışmıştım ona, ama pek kırılacak bir tip değildi. Ters cevap verirsem sinirleniyordu. Nitekim yine öyle olmuştu. Çatılı kaşları ve soğuktan mı yürümekten mi bilinmez benek benek kızarmış yanaklarıyla konuştu. İnsanlar bu çocuktan nasıl çekiniyordu bazen anlamakta zorluk çekiyordum.
"İkidir ters geliyorsun bana üçüncüsü olursa dördüncüsü olamaz haberin olsun." Bu dediğiyle hafif gülmüştüm. Salağın tekiydi gerçekten.
Gülmemle o da rahatlamış olacak ki ne zaman çıkardığını bilmediğim bilekliği geri takıp konuşmaya karar vermişti.
"Bak Ozan, sana kötü şeyler söylediğimi biliyorum ki sabah hallettik sanmıştım. Ama sonra tüm gün seni görmeyince biraz düşündüm. Sen bu sabah gelmesen inan sana birazcık bile kızmazdım çünkü ben olsam gelmezdim. Geldiğin için teşekkür ederim, sadece bu sabahı kastetmiyorum. Fark etmediğimi sanıyorsun ama benim için yaptıklarını fark ediyorum gerçekten çabalıyorsun rahat etmem için."
Konuşurken sürekli sesi titriyor gözleri her yerde dolaşıyordu. Zorlandığını anlayabiliyordum ama bunları ondan duymak tüm bu boktan hislerimi alıp götürmüştü resmen, işte beklediğim özür bu türdendi. Ve ben ciddiyetten nefret eden biriydim, ama onun hisleri hakkında onunla saatlerce konuşabilecek gibi hissetmiştim.
"Yani bu yaptıkların çok anlamlı ama ben bazen garip davranıyorum biliyorum. Lafımı kes böl bir şey yap artık Ozan aşk itirafı yapıyo gibi oldum."
Sesli kahkahamla kırmızı yanağından makas aldım. "O günlerde yakındır Kenan bu kadar şeyi içinde tuttuğuna göre."
Yine kaşları çatıktı, intikam almak gibi olsun diye yaparmış gibi o da benim yanağımdan makas aldı. "Sus, bir kere söylenmedin gelirken. Senin için yakın o günler."
He he der gibi geçiştirdikten sonra çok uzun zamandır oturduğum banktan kalktım ve gerindim. Peşimden o da kalkmıştı. "Pantolonunu düzelt Ozan." Güle güle belimi düzelttikten sonra onu kolumun altına alarak durağa doğru yol aldım. "Sana da giydirmezsem şunu benim de adım Ozan değil."
Beni savuşturmak için omzunu silkti ama ben bi adım bile ayrılmadım. Okuldan birileri bizi görsün benimle takıldığını anlasın istiyordum. Yoksa zaten urangaçtı okulda bana hiç pas vermezdi. "Hayatta giymem ben o paspal şeyi evsizler gibi."
"Sanki etek giydiricez he şekilden şekile giriyorsun." Kaşlarını çatıp bana öyle bir bakış attı ki içimden gerçekten gülmek geldi o an. "İnan o daha iyi bi seçenek."
Gülüşüm yerini sırıtışa bırakırken onu hiçte saklamadan şöyle bir süzdüm. "Sen bilirsin prenses." Gülecek gibi olsa da yaptığımız muhabbeti hatırlamış olacak ki kaşları tekrar çatıldı. Onu daha çok sinirlendirmek için tekrar süzerken onaylar mırıltılar çıkardım. "Yakışır aslında bi deneyelim biz bunu. Sildim pantolon borcunu."
Sinirden küplere binmiş haldeyken kolumu çektim ve hafifçe yanından ayrıldım yoksa yem olacaktım bu angry birdse.
Vurmaya niyetli sert adımlarla peşimden gelirken sırıta sırıta kaçıyordum. Ufak kovalamaca devam ediyordu ki iki üç tane arkadaş grubunun yanından geçerken bakışları değişti ve bu sefer beni kaçırmadan yanıma geldi. Kolumun altına girmek ister gibi yakınıma girmese kesinlikle anlamazdım ama anlamamama imkan vermemişti ben de onu kolumun altına almıştım.
Aslında bu hareketi biraz tatlıydı. Ama bir yandan böyle olmasını istemiyordum çünkü özünde gayet kendine güvenen bir çocuk yatıyordu. Yanında olduğumu belli ederek o çocuğu dışarı çıkarmayı umuyordum.
Yine de beni güvenli alanı olarak seçmesi, gerçekten biraz tatlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen ve Ben - bxb
Teen Fictionsosyal anksiyetesi olan keko ve gayet sosyal skateci çocuk