4

385 48 59
                                    

Azerbaycan abisine sarılırken yemekler çoktan gelmişti. Türkiye küçük çocuklar gibi yerinde çırpınırken Azerbaycan onun bu halina sessizce kıkırdadı.

Birlikte yemek yedikten sonra dışarı çıktılar. Azerbaycan arabaya binip abisinin de binmesini bekledi. Bindik tek sonra birlikte eve gittiler.

Kapıyı Safevi açtı. Yüzundendeki tatlı gülümseme ile oğullarını karşıladı. Azerbaycan babasına sarıldı.

"Hoşgeldiniz oğlum "

"Hosbulduk baba. Bugün neler oldu bir bilsen"

Safevi kıpırdayıp kapıyı kapattı. "Anlatın bakalım. "

Türkiye Azerbaycan'ın kolunu çekiştirip kafasını olumsuz anlamda sallamaya başladı. Azerbaycan abisinin omzunu okşayıp ona sarıldı.

"Pekala abi anlatmam babamıza "

Türkiye gülümseyip sarılmasına karşılık verdi. Safevi her ne kadar kırılsa da anlayış gösterdi.

Türkiye hiçbir zaman onu babası gibi görmemişti. Türkiye'ye göre onun babası Osmanlı Imparatorluğu'ndan başka birisi olamazdı. Onu asla babası olarak görmediği gibi devamlı düşmanıymış gibi davranmıştı.

Ancak safevi buna alışmış ve onu böyle kabullenip sevmişti. Insan kendi oğlunu sevmemezlik yapamazdı ya?

Türkiye odasına giderken azerbaycan da mutfağa gitti. Içeri den seslendi

"Abi kahve ister misin?"

Tavana baktığımda çan çalıyordu. Bu onun dilinde evet demekti....

Safevi oğlunun bu haline çok üzülüyordu. Çocukken şakır şakır konuşuyordu ancak babasının öldüğü günden sonra bir anda değişti. O günü dün gibi hatırlıyordu safevi

Flashback
16 yıl önce  (Türkiye 5 yaşında)

Safevi ve Osmanlı yine tartışmışlardı ve her zaman olduğu gibi Osmanlı ceketini alıp evden çıkmıştı.

Safevi çocukları uyuttuğu için içi rahat olsa da Türkiye sesten uyanıp ayaklanmış ve kavganın neredeyse tamamına şahit olmuştu.

Küçük çocuk korkudan tir tir titrerken babası evden çıkınca gizlice ceketini aldı. Babasını yanlız bırakamazdı onu canavarlardan Türkiye koruyacaktı.

Küçük çocuk hala korkudan titriyordu ve buda adımlarına gıcırtı olarak yansıyordu. Tahtadan yapılma parke zeminde gıcırtılı adımlarla yürürken Safevi gıcırtıları işitip ayağa kalktı.

Küçük çocuk adım seslerini duyunca koşarak evden çıktı. Safevi kapı sesini duyunca koşarak kapının önüne gitti. Kapıyı açınca kimseyi görememişti. Tam kapıyı kapatacakken yerdeki ayakkabılara gözü ilişti. Yerde sadece kendi ayakkabıları ve Azerin ayakkabıları vardı. Türkiye'nin ayakkabıları yoktu!

Safevi hızla çocukların yattığı odaya gittiğinde nefesini tuttu. Türkiye yoktu...

Safevi Türkiye'nin yokluğunu fark ederken Türkiye yağan kardaki babasının izlerini takip ediyordu . Ayak izlerinin bittiği yere kadar ilerledi.

Küçük çocuk havanın bu kadar soğuk olacağını tahmin edememiş üzerine kalın birşeyler almamıştı. Elleri kolların da gezinirken tir tir titriyordu . Ama pes edemezdi. Babası ona böyle öğretmemişti.

 извини но я не могу говорить - TureeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin