3

30 3 3
                                        

kazutora ve chifuyu tekrar arabadalar, bu sefer tokyo'yu gezmek için çıkmışlardı. kazutora yürümeyi teklif etse de chifuyu artık her yerin cadde olduğunu ve yürüyerek tokyo'yu gezemeyeceklerini söyledi. kazutora da ona uydu ve uzun tokyo turları başlamış oldu.

"bak, walhalla ve toman kavgası burada olmuştu. şimdi çocuk parkı yaptılar. bazen şuradaki baklara oturup eski günleri düşünüyorum. o zaman toman olarak her çeteyi yemiştik."

kafasını camdan çevirip tekrar yola odaklandı. kazutora ise yanından geçip gittikleri parkı düşünüyordu. on iki yıl önce, bu parkta en yakın arkadaşını bıçaklayıp öldürmüştü. gözlerinden birkaç damla yaş aktığını hissettiğinde çabucak sildi gözyaşlarını. bunları atlatacaktı yavaş yavaş. zamanla ya da zorla, bir şekilde atlatacaktı.

kısa süre sonra chifuyu arabayı dudurmuştu. tanıdık geliyordu burası kazutora'ya. arabadan inerken sorar gözlerle chifuyu'ya baktı. chifuyu, anlamış olacak ki yürürken buruk bir gülümsemeyle konuştu.

"burası toman'ın eski buluşma yeri. tapınak hala duruyor fakat etrafına kafeler açıldı. yine de görmek istersin diye düşündüm. istemezsen gidebiliriz."

chifuyu arkasını döndüğünde onu takip ederken aynı zamanda meraklı gözlerle etrafını inceleyen bir kazutora buldu. bu hali biraz tatlıydı. biraz.

"hayır hayır sorun yok, merak ediyordum buraları. gidelim."

meraklı gözlerini etrafından çekip chifuyu'ya baktı, tebessüm etti. chifuyu kazutora'nın gülümsemesini ilk defa görüyordu. hoşuna gitti. keşke, dedi. keşke daha önce de böyle gülebilseydi, diye geçirdi içinden. kimse böyle bir travmayı hak etmemeliydi ona göre.

merdivenleri çıkıp tapınağın olduğu yere geldiler. gerçekten de chifuyu'nun dediği gibi, tapınak olduğu gibi duruyordu fakat etrafında bir sürü kafe vardı. duygulandı kazutora. aklına toman'ı ilk kurdukları zamanlar geldi. burada karar vermişlerdi herkesi koruyacak bir çete kurmaya. buruk bir şekilde tebessüm edip devam etti. chifuyu'nun arkasından o da kafeye girdi. biraz yabancı ve rahatsız hissediyordu şu an. eh, daha yeni hapisten çıkmış birine göre normaldi böyle hissetmesi.

cam kenarında bir masaya oturup sipariş vermek için garsonu beklediler. gelene kadar ikisi de ne içeceklerine bakıyorlardı.

"ne içeceksin kazutora?"

chifuyu gözlerini menüde gezdirirken aynı zamanda sorusunu yöneltti kazutora'ya. kararsız kalmıştı. gözlerini kazutora'ya diktiğinde onun da aynı durumda olduğunu gördü.

"bilmiyorum, kararsız kaldım. sen ne içeceksen ben de ondan içeceğim."

son cümlesi chifuyu'yu heyecanlandırmıştı. kazutora için güzel bir içecek seçmeliydi. uzun dakikalar sonunda karar verip garsona siparişlerini verdiler.

"çok tuhaf hissettiriyor. hem çok yabancıyım hem çok tanıdığım buraya."

chifuyu kafasını kaldırıp kazutora'ya baktı. gözleri dışarıdaydı.

"haklısın, her ne kadar yenilense de burası yine aynı yer. ama yenilendi, değişti. anlayabiliyorum seni."

kazutora başını sallamakla yetindi. bu sırada içecekleri geldiğinde ikisi de içeceklerine gömüldüler.

kazutora bir yudum aldığında beğendiğini belli eden sesler çıkardı. hoşuna gitmişti bu kahve.

"çok güzel, bayıldım."

bir yudum daha aldı.

"beğenmene sevindim. ben de severim bunu. burası kahveyi çok güzel yapıyor."

kazutora kahvesinden bir yudum daha alırken kafasını salladı.

"buradan sonra nereye gideceğiz?"

chifuyu da kahvesinden içip düşünmeye başladı.

"bilmem ki, böyle sorunca ne diyeceğimi bilemedim. sahile gitmeye ne dersin? temiz hava alırız, iyi gelir."

kazutora gülümsedi.

"şoför sensin, ben sana uyuyorum."

chifuyu da gülümsedi. kahvesini bitirip kalktı. ardından da kazutora kalktı. chifuyu kasada hesabı ödeyip kazutora arkasında dışarıya çıktılar.

"kusura bakma, sana kitledim hesabı. bir dahakine ben öderim."

chifuyu sahte bir sinirle arkasını döndü.

"aptal, lafı mı olur? para konusunda konuşmamalıyız bile. artık aynı evde yaşadığımıza göre aynı keseden para çıkacak."

kazutora şaşırmıştı. iş bulana kadar chifuyu'da kalıp iş ve ev bulduktan sonra daha fazla chifuyu'yu rahatsız etmemek için başka bir eve geçecekti. aynı evde yaşayacaklarıni düşünmemişti.

kazutora'nın sessizliği chifuyu'yu tedirgin etti. aynı evde yaşayacaklarını söylemişti fakat bunu kazutora'nın da istemesi gerekiyordu sonuçta.

"yani... aynı evde yaşayacağız derken, eğer sen de istersen manasında. istemezsen anlarım."

chifuyu uyanmıştı. emrivaki konuştuğu için kendine küfürler etti.

"hayır, istemiyorum değil. ben de sen istemezsin diye ev aramaya çıkacaktım. benden rahatsız olacağını düşünmüştüm-"

chifuyu, kazutora böyle hissettiği için üzülmüştü. ona rahat hissettirmek istiyordu. her zaman dediği gibi, geçmiş geçmişte kalmıştı.

"senden rahatsız olmam."

daha sonra chifuyu merdivenleri inmeye devam etti. bu da kazutora'ya yetmişti. cevabını almıştı. chifuyu ondan rahatsız olmuyordu. gülümseyip chifuyu'nun yanına adımlayıp elini omzuna attı. onu arkadaşı olarak görebilirdi o zaman, değil mi?

chifuyu başta afallasa da bir şey demeyip yürümeye devam etti. arabaya geldiklerinde kazutora kolunu chifuyu'nun omzundan çekip arabaya bindi. ardından chifuyu binip sahil yoluna çıktılar. zaman geçtikçe daha da birbirlerine alışacaklardı anlaşılan.



anani sikeyim arkada dort kisi balik istifi oturmusken bolum yazmak cok zormus amk
NEYSE
YAZARIN SKAPOVA GONDERMESINI FARK ETTINIZ MI
SKAPOVA KONSERINE GIDECEK ELEMAN ARANIYOR ARKADASLAR
ayrica diyorum ki texting yazim?? gayet komik 1 insan oldugum icin
hangi ship olsa
rinzu mu izakaku mu

lovers rock| kazufuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin