[9]

118 11 113
                                    

Selamlar. Nasılsınız? Ben iyi hissediyorum. Sizi olması gerekenden daha fazla beklettiğim suçluluk duysam da gerçekten psikolojik olarak zor bir dönem ve hareketli birkaç hafta geçirdim. Bölümü tamamlayıp size ulaştırmam zaman alsa da bazı sözler anlatıma hoş bir görüntü kattı gibime geldi.

Umarım okuyucularım bıraktığım gibidir. Satır arası yorum ve oylarınızı bekliyorum.

Bundan sonra elimden geldiğince düzenli bölüm atmaya çalışacağım.

<3 İyi okumalar.










Marinette Dupain Cheng

Gece yeryüzünden süzülüp giderken mevsimin verdiği olgunun havasından geç saatte aydınlanan hava aşklar şehrine enerjisini gönderiyordu. Esen soğuk melteme bir şarkı gibi eşlik eden karanlık yerini günışığına bırakıvermişti. Alınan her bir nefes iliklere çekiliyor, Paris halkı yeni bir güne merhaba diyordu.

Kalbimde, ruhumda saklı kalan dehlizde sıkışmıştım, boğuluyordum: Bir bardak biranın boğazdan geçerkenki o tadı veriyordu nefeslerim. Kederime ortak bir ben olarak aldığım nefesler, kalbimi hak etmedigi muhitlere ev sahipliği ediyordu. Çalkalanan duygularımın haftalardan beridir sarsıntılar yarattığını, benimse hacmini kontrol altında tutmaya çalıştığım ve en sonunda patlak verdiği bir gündeydim.

Bugün küreseldeki en mutlu insanlardan biri olmam gerekirken yüzümde akmış göz kalemi, eyeliner ve maskaranın oluşturduğu korkunç karanlık görüntü; dudaklarımı dolgun kılan artık etrafına yayılmış koyu ruj lekeleri; göz kapaklarıma doygunluk verirken her yere saçılmış far izleri...

Portmantoya yaslanmış küçük bir kız çocuğunu andıran görüntüme elden bir şey gelmezdi. Düzeltilemezdi! Çünkü hiçbir şey görüntümle alakayı gözetemezdi. Kalbimdeki kırgınlığın, deli çılgınlığa müdahalesi iyi bir görüntü ile bütün oluşturamazdı.

Bitkindim.

Bitti zannetmiştim ama hayır, çok yanılmışım: Benim Adrien'ı unutmam imkansızmış. Belki de benim unutmam imkansız olan değil de gönlümde kurduğu tahtın yıkılmaz oluşuydu. Âşkı ilk tattığım zamanlarda bile beni hırpalamamıştı. Geçmişteki sevdamı ergenliğime bağlamam yaptığım en derin hatalardan biriydi çünkü yara izi ilelebet kalacaktı. Zaman akıp giderken kaderim benim parmak uçlarım arasında alacağım kararlara, gideceğim yola itaat etmeyi bekliyordu. İlkbaharda açmış bir çiçeğin güzde solması, kara kışta üşüyen ve titreyen ellerin derin bir damlaya dönüşmesi gibiydi hislerim.

Duygularıma hükmemedememden yorulan yalnız kalmış bedenim ve boş gözlerle karşımdaki boşluğu seyrediyordum. Dış kapının yanında, portmantoya yaslıydım. Sol gözümden akan bir damla yaş siyah elbisemi koyulaştırıken zil sesim evde yankı uyandırdı. İstemsizce ve zoraki olarak ayağa kalktığımda dizlerimin beni taşımadığını hissediyordum. Kapıyı açtığımda kızların "Tebrikler dünyanın en iyi moda tasarımcısı!" diyerek konfeti patlamasıyla şokumu atlatamamıştım. Ağzım hafifçe açılmış, mavi gözlerim büyümüştü. Konfetiden çıkan ışıltı kağıtları yere dökülürken yüzümün hâli Her şeyi açıklıyordu.

"Ne oldu benim gece kızıma?" Chloé, beyaz pantolonu ve yeşil gömleğine uyum sağlayan spor ayakkabılar giymişti. Taktığı gümüş boncuk küpeler onu hoş gösteriyordu. Kıvrımlı eyeliner çizgisi de gözlerinin maviliğini ortaya koymuştu. İçeri girip bir elini omzumun üzerinden attığında yeni yaptırdığı belli olan protez tırnakları tenimde gezinmişti. "Hi-Hiçbir şey."

⍟ 𝑲𝒂𝒅𝒆𝒓 𝑨𝒈̆𝜾 ⍟  ✈︎ 𝙼𝚒𝚛𝚊𝚌𝚞𝚕𝚘𝚞𝚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin