Okula girdiğim anda tabi ki her zamanki gerginlik yine üzerimdeydi. İşin en şaşırtıcı tarafı da ilkokuldan beri aynı okulda olmam. Buna rağmen hala yeterince rahat değilim. Tahminimce bunun sebebi ortamlar değil benim içimdeki yoğunluk. Kalbim ve beynim kendi kendine saniyeler içerisinde o kadar çok fikir ve olasılık üretiyor ki yetişebilecek gibi değil. Ve bu durumda tabi ki en iyi çözüm ise görmezden gelmek.
Okula girdiğimde her sabah tekrarladığım gibi kimsenin yüzüne bakmadan doğruca kendi sınıfıma girdim. Kendi sırama rahatça kuruldum. Çünkü özellikle bu ikinci dönemde kimsenin yüzünü görmek istemiyordum. Özellikle de onun. Belki de sorun onda değildi. Sorun onunla birlikte olmayı, onu sevmeyi önemsemeyi, ona kendimden çok değer vermeyi yakıştıramamdı. Normal şartlarda bu saydığım davranışlar güzel ve sağlıklı bir ilişki için harika durumlar olabilir ama bahsedilen kişi o ise durum pek aynı olmuyor. Daha sonra oturduğum cam kenarından onu gördüm. Uraz'ı. Uzun zaman sonra bir yüzden ve bir isimden hiç bu kadar iğrenmemiştim. Sesli zikredilmesi bile çok midemi bulandırıyor. O ve arkadaşları...
Arkadaşları klasik lise bebesiydi, tamam bunda hemfikiriz. Fakat onun diğerlerinden farklı olduğunu düşünmüştüm. Halbuki bunu düşünmemem için bir sürü atasözü söylemiş atalarımız en basitinden "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim" . Hadi kendime teselli bulmak adına diyorum ki o öyle değildir, kendimden düşünüyorum onlarla sen arkadaş olsaydın ve insanlar seni onlarla aynı kefeye koysaydı ne olurdu diye. Ama o zaman da devreye giren "Üzüm üzüme baka baka kararır " lafı bütün umutlarımı yerle bir ediyor. Yani ediyordu demek daha doğru olur. Artık hiç bir umudum da hissim de yok. Sadece çok yoğun bir nefret var. Ama neden ki? Uraz nefret kadar güçlü bir duyguyu hakeden biri değil. Neden hala onu umursuyorum? Belki de umursadığım o değil de onun yaşattığı hislerdir. Peki ben bunu anlamaya çalışırken çoktan olmaması gereken bir yola girdiysem, o zaman çıkış nerededir?
Şimdi diyorsunuz ki ne alaka Uraz kim? Her şeyin daha iyi anlaşılması için 8 ay öncesine dönelim. Bütün parçaların yerine oturacağına eminim.
YOU ARE READING
.
Teen Fictionİnsan gerçekten güvenmeye değer bir varlık mıdır? Seven insanın her şeyini ona adamasını hakeden bi varlık mıdır insan? Ya da seven kişiyi kullanma hakkını kendinde görebilecek kadar yüzsüz veya kibirli midir? Sahiden her gün her şeyin en güzelini...