Bir

510 25 2
                                    

Soğuk rüzgarın yüzüme vurmasıyla göz kapaklarımı araladım. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Ağaçlardan dolayı pek bir şey görünmüyordu. Kafamı kaldırıp arabaya baktım. Arabadan eser kalmamıştı, parçalanmıştı. Parçaları etrafa dağılmıştı. Sadece arabanın farı açık kalmış etrafı aydınlatıyordu. Ayağa kalkmak için vücudumu hareket ettirdim. Etmemle vücuduma keskin bir ağrı saplandı. Ciyaklayarak yere attım kendimi. Kazadan sonra şans eseri arabadan fırlamış ve çimenlerin üstüne yuvarlanmıştım. Yuvarlanmamdan dolayı darbe yemiştim. Bacaklarımı hissetmiyordum. Sırt üstü dönüp biraz soluklanmaya başladım. Kaburgam kırılmış olmalıydı. Her nefes alışverişimde canım deli gibi yanıyordu.

"Ah çok acıyor "

Kendi kendime konuşurken ormanın içinden bir uluma sesi kulağıma geldi. Hemen susup dinlemeye başladım.Eğer o bir kurtsa sıçmıştım. Ses yakından gelmişti. Korkunun verdiği güçle ayağa kalkmayı başarmıştım. Etrafa bakınıp telefonumu aramaya başladım. Arabanın yanına topallayarak gelip aşağı baktım. Araba ters dönmüştü. Telefonumu gördüm ama kullanılmayacak hâle gelmişti. Küfür edip ilerlemeye devam edicektim. Burada kalmaya devam edersem ya kan kaybından ölücektim yada kurtlara yem olucaktım. Birinci seçenek daha cazip geldi ama ölmek istemiyorum.

"İlla ki kamp yapan birileri bulurum ya! "

Ormanın derinlerine doğru yavaş ve sarsak adımlarla yürümeye başladım. Ağaçlar çok gürdü ve hiç bir şey göremiyordum.Kafamı vurduğum için başım patlayacak gibiydi. Bir ağaca yaslanıp soluklandım. Etrafıma bakınıp bir yol yada patika gibi bir şey aramaya başladım.

"Aaaauuuuu"

Gözlerimi açıp etrafa baktım. Kesin ölücektim.

"Siktir ya ölücemm! "

Koşmaya başlayıp yardım aramaya başladım. Koşarken bacaklarımı çok zorlamıştım zonkluyorlardı.

Ormanın içinde saatlerdir yardım arıyordum ama hiçbir yaşam belirtisi yoktu, kurtlar hariç. Susamıştım, yorulmuştum bir ağaca yaslanıp yere çöküp oturdum. Etraf karanlıktı hiçbir ışık yoktu. Ay ışığı ise sadece gökyüzünü aydınlatıyordu dünyayı es geçmişti.

"Napıcam ya napıcam, ölmek istemiyorum bir şey olmalı. Hiç kimse kamp yapmıyor mı ya! "

Önümdeki taşı alıp hızla ileri fırlattım. Fırlattığım yerden bir ses gelmişti.

"Neydi oo! "

Hızla ayağa kalkıp çalılara baktım. Kıpırdanıyorlardı . Ani bir hareketle önüme atlayan çakala bakıyordum. O bana ben ise ona bakıyordum. Deli gibi çığlık atıp ağaca yapıştım.

"Cici çakal tatlı çakal bak ben sana göre değilim ! "

Elimle çakala dur işareti veriyordum ama ağzından akan suyla bana hırlayıp duruyordu. Tam üstüme atlayacağı sıra çığlığı basmış ve yere çökmüştüm.Ellerimi kendime siper edip korunmaya çalıştım. O sırada bir ses duydum. Birinin varlığını yada bakışlarını hissediyordum. Ormanda yürürken de biri beni izliyormuş gibiydi.

Çakalın acı dolu inlemesini duydum. Kafamı kaldırıp önümdeki bedene baktım. Siyah saçları, giydiği siyah bol keten gömleğe baktım. Böyle bir orman için fazla iyiydi.

Çakala baktığımda iki büklüm olup yere yığılmıştı. Önümdeki beden bana dönüp gözlerimin içine baktı. Sonunda Tanrı sesimi duymuş ve bana yardım göndermişti. Ya da dur göndermemiş miydi?

Beden bana bakıp uzaklaşmaya başladı.

"Hey dur nereye yardım et lütfen yardımına ihtiyaccım var! "

Devil Wings |TAEKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin