(Gelecekten kesit)
Uslanmıyordu kalp
Sahibini hep koca bir özlemle karşılıyordu.Ne kadar kırılsada teselliyi sahibinde arıyor.
Sırtındaki bıçakları görmezden geliyordu insan.
Gözleri kapalı değil belki ama bütün zaaflarını ortaya dökerek sarılıyordu yüreğinin sahibine.Kadın..
Yorgundu savaşamayacak kadar yorgun,
Bi' o kadar da çaresizdi.
Yüreğine koca bi sarılma borçlu ama ne fayda zira sarılmak istediği kişiyi içinde haklı çıkaramıyordu.İçinde koca bir savaş,kazanan belli ama yılmadan direnen paramparça bir taraf hep katilini aklıyordu.
Yüreğindeki gül bahçesini hiç acımadan tarumar ettiği günleri hatırlıyordu,oysa adam kadına, yeni bir bahçe inşa etmemişti lakin yüreğinin çorak Topraklarını yeniden yesertmiş yaralarına rağmen ona ait olan bahçeyi bahar eylemişti.
İçi için yiyordu kadının içi gidiyordu da karşısında ondan beter durumda olan adamdan gözlerini çekemiyordu.
Karşısındaki adamı özlemini giderircesine süzdü.
Yüreğinin sahibi ondan farklı bir durumda değildi.Siyaha yakın göz bebekleri kısık gözlerinin içinde dolu dolu oluşundan ötürü buğulu görünüyordu.
Dolgun dudakları tek çizgi olmuş içindeki hüznü gözler önüne seriyordu.
Saçları dağınık, üstü ise bunlara tezat bir şekilde jilet gibiydi.
Adam kurumuş dudaklarını araladı.
Kadının gözleri adamın dudaklarında donakaldı.
Sesini özlemişti,sesine hasreti konuşsundu belki ona olan özlemi dinerdi.
"Piraye'm..."
Dudaklarından dökülen kelime dünyanın en ağır yüküymüşcesine bir kambur oturdu omuzlarına.Çok Sevgi sözcüğü kullanırdı bana ama en sık Piraye'm derdi.
Süslü ve hoş kadınıydım onun.
Eskiler geldi aklıma,eskimiştik,eskimişti sevgimiz.
Kendimi avutuyordum bir daha üzülmek kırılmak istemiyordum onu alsam bir cam fanus içine koysam belki de hiç canım acımayacaktı.
Zira ona olan sevgim değil azalmak,gün geçtikçe çoğalıyor tüm benliğimi ele geçirmiyordu.
Bazen ona sığınmak onu onda sevmek istiyordum.
Bazen onu sarmak sevgimle sarhoş etmek istiyordum.
Çocuk,anne,baba bütün sevgilerimi onda tüketmiştim...Tükenmezdi ona olan sevgim. Ben biterdim, kül olurdum ona olan sevgim bitmezdi.
Savunmasızdım. Bi'
ona savunmasızdım.Nasır tutmuş ellerini bana ulaşmak ister gibi bana uzatınca, irkilircesine arkama doğru bir adım geriledim.
Elleri dondu gözleri büyük bir hayal kırıklığı ile yanlızğın verdiği hisle geriye çekildi.
Gözleri ellerine odaklı bir şekilde donuk bakışlar atıyordu.
Dudaklarım birbirine yapışmışcasına açılmazken büyük bir iç çekişle sordum.
"Neden geldin"
Dediğimde gözleri koca bir enkaza ev sahipliği ediyordu.Beni buldu bakışları ,özlemle baktı gözlerime
"Bize geldim"dedi
FısıldarcasınaHemen sonradan iki elini hafif kaldırıp kambur omuzlarını ve çaresizliğini gizlemeden
"Pirayem sar kollarını bana, bize derman olayım"
Dediğinde ona koşmak isteyen yanımı sözlerimle kanatım.
"Aynı yerden kanamak istemem"
Dediğimde onun duygularını göz ardı etmiştim.
"Sarıl bana ki kanadığın yerden sarayım"
Dediğinde ona karşı olan tarafım yumuşuyordu.Buda acımasızlığımı gözler önüne seriyordu.
Benden bağımsız dudaklarımdan şu cümleler döküldü.
"Sarılma bana, bi' ölüde teseli arayayacak kadar aciz değilim"
Kalbin kemikleri vardı sanki onun bakışlarında kalbini kırıklarının sesini duyuyordum.
Baktı uzun uzun çok kırmıştım kalbini bu ilk degildi,ama en çok bu acıtmıştı.
Gözleri dolu doluydu,
O duygusal bir adamdıKimse görmezdi,kimseye göstermezdi duygularını.
Bir bana açmıştı benliğini bi ben bilirdim.
Gözlerime baktı,elleri ruhsuzca iki yana düştü.
Bir damla yaş usul usul gözlerinden yanaklarına doğru süzüldü.
O bi tek bana çocuk olmuştu,benim ona olduğum gibi.
Belli belirsiz bir tebessüm oluştu yüzünde.
"Bu yaptığımdan hiçbir zaman pişman olmayacağım"
Dediğini anlamak istercesine bakarken.Karşı veremeyeceğim bir hızla,koca avuşlarını belime sarıp,bir elinide enseme sardı.
Beni kendine katmak istercesine sarıldığında ona karşı olan tarafım yenilmişti.
Bedenim yetisinin kaybetmişti kendimi bıraktım.
Bedenim onun kollarının arasında kayacakken belimdeki eli bana dayanak oldu.
Ellerimin titreyişleri eşliğinde onun koca bedenine sarılınca,göz yaşlarım yanaklarıma hücum etmişti.
Sesiz sessiz ağlıyordum,bize ağlıyordum.
Onun koynu benim sığınağımdı
Onsuz bir hiçtim.Yavaşça bir elimi onun ensesine atıp yüzünü yüzüme yaklaştırdım.Gözlerinin içine bakıp fısıldarcasına;
"Bi ölüde teseli arayıyacak kadar acizmişim"
Bizim yolarımız farklıydı ama hep birbirimize denk düşüyorduk
O benim yenilgim değildi.
O benim kanayan yaramdı,
O herşeye rağmen benim en büyük zaferimdi.
Hiç savaş vermemiştim biz hiç savasmamiştık.Hep aynı cephedeydik,
Bedenlerimiz olmasa da ruhumuz hep aynı taraftaydı.İşler değişmişti yüreğim sahibini yanında uslansada en çok ona kızgındı.
Hesaplar ödenecekti,
Tek kor bukum yüreğimin yangını, sahibini yakmasıydı.
Ama artık nafileydi, yürek sahibine doğrultmuştu namluyu.
Fırtına öncesi sessizlikti bu hallerim.
O sırada iç sesimi duymuşcasına şu cümleler döküldü onun dudaklarından.
"İnsaflı ol Piraye'm kavuşabilmemiz için yaşamam lazım"
Diye alaylı bir şekilde konuştu.
Güldü güldüm.
O benim gülüşüme ben ise onun gülüşüne defalarca öldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyankar Kukla
ActionSadece sayılı kişilerin girebildiği Ankara gizli MiT üssünde tehlike çanları çalmış, ülkeyi kaosa sürükleyecek belgeler elden ele dolaşıyordu. Kişiler belirlenmiş, komutanlar kurbanları seçmişti. Yeni bir devrin başladığını düşünen komutanlar, arş...