AZRA
Yine çekilmez bir gün... Uyandığımda küçük pencereden yansıyan o ışık yoktu yani daha gün aymamıştı. Ama uykum da gelmediği için biraz tek başıma ortak alanda oturmak istedim. Elimi yüzümü yıkayıp üstümü giyip masaya doğru ilerledim. Gözüm tam karşımdaki Deniz'in odasına takıldı. Daha 2 gündür gelen kızı merak mı ediyordum yani? Hayır sadece bu bloğun lideri ben olduğum için iyi olduğunu öğrenmem gerekiyordu o kadar. Ah kendimi kandırmakta 1 numarayım... Acaba napıyodur şuan uyuyomudur diye düşündüm. Senin gibi salak değilse uyuyodur tabi napsin sabahın köründe. Böyle böyle düşünürken birden kendimi boncugun odasında buldum. Burnuma dolan o koku mükemmeldi. İçime çektim kokusunu. Sonra yanına yaklaştım. Kıvırcık saçları yüzünün yarısını kaplamıştı çok tatlı uyuyodu mışıl mışıl. Kendimi ona kaptırmak istemiyordum ama bu Deniz olunca mümkün olmuyordu. Yüzüne yaklaştım ve ufak bi öpücük kondurdum yanağına. Sonuçta arkadaşlar da birbirini öper değil mi (!) Eğer daha fazla burda kalırsam kendimi tutamazdım o yüzden Deniz'in odasından çıktım. Kendi odama girip sayımı bekledim. Sayım başladığında odadan çıktım o sırada Deniz'de odasından cikiyodu yarı uykulu bi şekilde. Çok tatlıydı. Kendimi tutamayıp gülümsedim ona. Ama Deniz hiç bi tepki vermeyip yerine geçti. Gülümsememe tepki vermemesi üzmüştü beni. Bi dk ya ne yapıyorum ben kendimi bu kadar kaptirmamaliyim 2 günlük kıza. Ben Azra Kaya'ydım kimseye aşık olmazdım, olamazdım böyle şeyler bana terstir. Bu hapishaneye geldiğim ilk zamanlar tek bi hedefim vardı o da Kudret'e kafa tutmak, işlerini engellemek. Sonra çok güzel arkadaşlıklar edindim ve ilerleyen zamanlarda bana bi arkadaştan daha fazlası oldular. Aile... Ama ben hiç aşık olmamıştım. Ne dişarda ne burda. Flört etmeyi çok seviyordum ama sonra sıkılıp bırakıyodum eğlencesine yani. Aşık olmak bana göre bisey degil, aşık olursam ailemi koruyamam. Kudret insanları zehirler ve engel olamam diye düşünüyordum. Belki bu düşündüklerim korkaklıktı ama böyle düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Bu yüzden Deniz'e kötü davranıcam sonuçta daha yeni geldi ve biraz gözünü korkutmam gerekiyor. Naciye benim elimdeki sim kartını Kudret'e verince disardaki bağlantılarımla iletişim kuramiyordum. İletişim olmayınca da haliyle içeri mal sokamıyorduk bu yüzden acilen sim kartı almam lazımdı. Tüm bunları halletmistim yarın görüş gününde adam sim kartını verecekti ama alacak kimse yoktu. Ben alsam şüphelenirlerdi. Kızlar da olmazdı. Şuan en uygun olan kişi Deniz'di. Yeni gelmisti o yüzden kimse şüphelenmezdi. Üzgünüm boncuk bunu yapmak zorundayım. Hasret'e "Haso kızlara haber ver odamda toplanın bisey konusucam sizinle." Dedim "Ne konuşucaksın Azo önemli bisey mi?" "Odada öğreneceksin zaten Hasret hadi bekliyorum." Diyip odama geçtim ardından kızlar da içeri girdi. He: Noldu knk niye çağırdın bizi? "Hani Naciye gerizekalisi sim kartını Kudret'e verdi ya" De: Evet " işte biz de bu yüzden içeri mal sokamıyoruz sim kartına ihtiyacımız var. Yarın görüş günü adam sim kartını getirecek ama görüşe gidecek biri lazım." Yo: Bizden biri mi olucak şüphelenir Zerrin. "O yüzden biz de yeni gelenlerden birini kurban seçicez." He:Kesin o kurban Deniz'dir. Diyip güldü Heves. "Evet o. Yonca sen öğrendin mi neden girmiş içeri?" "Üvey babamı öldürdüm dedi başka da bisey demedi. Zaten kimseyle de konuşmuyo. Ama iyi bi kıza benziyo." "Bi gidip biz konuşalım şu boncukla." He: Lakap takmış amk puhajahajgsmsbs. "Heves mal mal gülme kahvaltıdan sonra gidiyoruz."
DENİZ
Sabah huzursuz bi uykuyla uyandım. Alışmıştım artık bu duruma. Babam gittiğinden beri uyuyamiyodum uyuyunca da huzursuz uyaniyodum. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Üstümü giyip biraz kitap okuyarak sayımı bekledim. Sayım anonsunu duyunca dışarı çıktım Azra karşımda bana gülümsedi ama ben karşılık vermedim. Buna biraz bozuldu gibi oldu ya da ben öyle hissettim bilmiyorum. Sayım bittikten sonra odama gidip kitabıma kaldığım yerden devam ettim aradan bi 20 dk sonra kapım tıklatıldı. Ben: gell Yo: girebilir miyim? Ben: Gir tabi. Yo: Ben Yonca sen de Deniz biliyorum. Ben seninle biraz konuşmak için geldim Deniz. Odandan hiç çıkmıyorsun burada arkadaşın olmasa zaman geçmez. Yanimiza neden gelmiyosun? Ben: Bilmiyorum daha alışamadım buraya Yonca. Şuan çok kötü bi psikolojideyim arkadaşlık yapacak durumda değilim inan. Ama ilerleyen zamanlarda ne olur bilemem. Yine de sağol teklifin için. Diyip gülümsedim. Yo: Ne demek. Her zaman hazırım, hazırız seninle arkadaşlık kurmaya. İyi bi kıza benziyosun ki bence öylesin de. Dün yaşananlar için kusura bakma. Azra'nin bunu yapması gerekiyodu. Sim kartını çalmış o Naciye. Bu yüzden ona bi ders vermesi gerekiyodu. Burda işler böyle yürür ihanet asla affedilmez. Azra'nın da öyle sert durduğuna bakma tertemiz bi kalbi var onun. Ailesi için her şeyi yapar. Sana gelince de o kırmızı butona basacak olman onu sinirlendirdi. Çünkü burda ne olursa olsun o butona basilmaz. Ben: Ama beni buraya getiren kadın eğer bi tehlike sezersen o butona bas dedi. Ben o yüzden bastım. Hem bilmiyodum ki böyle bi kuralınızın olduğunu. Yo: Sen de haklısın. Bi daha böyle bir şeyin yaşanacağını düşünmüyorum zaten. Muduriyet tarafından o butona basilmak zorunda ama bizim taraftan öyle değil. Ben: Anladım. Yo: Ee sen ne için buraya girmiştin? Yonca'nin bu sorusundan sonra yaşadıklarım tekrar aklıma geldi. Suanlik sadece üvey babamı öldürdüğümü söyleyecektim. Bana tecavüz etmesini söylememem utanmamdan değildi. Belki onlar da bana inanmazlar annem gibi yargilarlar diyeydi. Ben: Üvey babamı öldürdüm. Diyebildim sadece. Yonca'nin şaşırdığı gözünden okunuyordu. Benim birini öldürmem onu şaşırmıştı. Haklıydı da ben kimseyi öldürmezdim, ölduremezdim. Yo: Neden diye sormayacağım çünkü anlatmayacagini biliyorum ki zaten yaralarını tekrar kanatmak istemem. Allah kurtarsın kardeşim. Ben: Sağol. İyi geldi konuşmak içimde tutunca kötü oluyodum. Yo: Ne demek. Eğer konusmak istersen kapım her zaman açık beklerim. Ben: Teşekkür ederim. Yonca odadan ayrılınca yine kendi düşüncelerimle odada yalnız kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILIMSI MAVİ 🧿❤️
Acak"Tüm zorluklara rağmen vazgeçmemek, hep sevmek, aşkla bakmaktır AzDen..."