11- " Doğruluk mu cesaret mi?-

165 29 17
                                    


Ayol iki gün olmuş bölüm atmayı unutmusum ya

----

Felix kapıda onları beklerken bir yandan müziğe ayak uydurmak için elindeki mendille halay çekiyordu. Arabadan inenler tek tek geliyor sanki yıllardır bu anı bekliyor gibi heyecanlı, anlamış kadar profesyonel bir şekilde halayı devam ettiriyordu. Sekizli yan yana dizildiği sırada halayı yaklaşık iki üç dakika devam ettirdiler.

" Üç adım ileri üç adım geri bak kaç kere söyleyeyim!"

" Ya kes bu başka bir yöreye ait!"

" Pardon da hangi yörede iki adım ileri beş adım geri var!?"

" Busanda işler böyle ilerler kardeş."

Felix durup onlara bakmış" Ayol bir halay çekmişim OLAYY!" diye bağırıp koşa koşa içeri girmişti. Hepsi güle oynaya içeri girdiği sırada ellerindeki eşyaları mutfağa bıraktılar. Bir tek minho hariç.

" Lan! Bana bak tekir kedi! Sen niye getirmedin bir şeyler ?"

" Ne? yok ya getirdim."

" Yalan söyleme! Görmedim! "

" Ya unuttum amına koyayım!"

" Çık çık evden çık!"

Hyunjin gülerek Felix'e bir tane vurmuş" Bizi birlikte say bağırma çocuğa !" diyip ortamı sakinleştirmişti. Jeongin ve Seungmin ikilisi alttan alttan gülerken salona geçtiler.

Oturma planı şöyleydi.

Odaya girdiğiniz an karşıdaki minik iki  armut koltuklardan birinde Changbin diğerinde Chan oturuyordu, yan tarafındaki uzun koltukta Seungmin, Jeongin ve Hyunjin uzanıyor... Minho , Felix ve Han diğer koltuklarda oturuyordu. Ortam tam olarak ayarlanmış Felix her bir yere minder atıp bir ton battaniye getirmişti.

" Lan bana bakın."

" He? "

Tüm bakışlar Felix'i bulduğu sırada konuştu.
" Şimdi herkes gidip pijamalarını giyip geliyor hadi! Uçun."

" Ya yorgunum sonra!"

" Hayır kalkın!"

Hepsi zorla kalkmış dakikalar sonra odaya pijamaları ile dönmüşlerdi. Hayır tam olarak öyle olmadı çünkü Felix onları kapıda tutup oturdu ve podyuma girmelerini bekledi. İlk olarak Jeongin girmiş " Yang jeongin ben... Bebek somun derler! Onlara taş fırın ekmeğinin ne olduğunu göstermeye geldim." diyip öpücük atarak yerine geçmişti.

Felix güle oynaya onları izlerken bu sefer Chan girdi.

" Adım Chris... Chris geçirmemek için bana bakmamaya çalışın, ölürsünüz falan.. uğraşamam."

Gülümsemesini onlara sunup yerine oturmuş hemen Han girmişti. Müzik eşliğinde dans ediyor bir yandan da konuşuyordu.

" Han tanrı sungu bilir misiniz? Yılların tanrısı olarak hüküm sürmeye geliyorum!"

Diğerlerinin yanına, yere oturduğu sırada saçlarını savurdu. Hyunjin cat walk yürüyüşü yapa yapa içeri girmiş;
" Huncin ziyagil ben.. tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara, her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama..." Diyip öpücük atmış ve yerine geçmişti.

" Sahipsiz kedilerin babasıyım.. ı know you know we know lee know! Yeeahh! "

" OKEY GUYS! SEUNGMİN İN THE HOUSE! İstanbul beyefendiniz kim seungmin ben... Adam olun.  "

BUSAN KYK'SI BAŞKADIR ASLANIM {skz} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin