Tıpkı Dört Mevsim gibidir insan...
Gülerken "yaza" sevinirken "ilkbahara"
soğurken "kışa" hayalleri yıkılırken "sonbahara" benzer...
Yerdeki sarı ve turuncu yaprakların renklerine kapılmıştı genç kız. Sonbahar ayrılıktı, sonbahar hüzündü, sonbahar terk edilişleriydi sanki... Babası onu sonbaharda bırakmıştı. Sonbahar bunlardan mı ibaretti, yoksa sadece ona mı hüzünlüydü sonbahar? Aklında onlarca soru ile parkta yürüyordu. Altın gibi sapsarı saçları güneş gibi parlıyordu, kiraz gibi dudakları ve upuzun güzel kirpikleri vardı. Boyu ne kısaydı, ne de uzun. Herkes onu annesine benzetiyordu. Ama annesini hiç görmemişti, fotoğraflar haricinde, ve içinde hep bir özlemle büyümüştü. Telefonunun çalması ile bu düşüncelerden sıyrıldı ve telefona baktı. Abisi arıyordu;
"Efendim abicim, ne oldu?"
"Elif'im ben bugün geç kalacağım sen akşam beni bekleme, kendine de yemek söyle evde kart bıraktım."
"Tamam da ne oldu sen geç kalmazdın."
"İşim var kuzum, şimdi kapatıyorum ama arayacağım seni. Hadi öptüm."
"Bende abicim."
Ben Elif, abisinin büyüttüğü ve hala içindeki çocukla yaşayan kız. Bu her şeyden ümidini kesmiş bir kızın hikayesi, bu benim hikayem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış
Teen FictionAbisinin ölümünden sonra birilerinden kaçan Elif eski arkadaşı Enes'i bulur. Elif Ilgın abisinin bıraktığı, mirası olan mafyalığı devam ettirebilecek mi? Bu macerada farkında olmadığı ilk aşkını bulduğunda neler olacak? Enes Elif'i gerçekten sevebi...