*3*

18 3 34
                                    

BÖLÜM ŞARKISI 🎶 {Tuğkan-Ele layık}

Gözümü açtığımda kendimi simsiyah bir odada buldum.

"H-Heeey, kimse var mı?"

"Hoşgeldin güzelim" *gülümser*

"E-Ekin, neden burdayım?"

"Sen beni dinlemedin Elifcim, güzellikle olmuyorsa zorla oldururuz. Bir daha o Enes ile görüşemeyeceksin, çünkü burdan çıkamayacaksın."

"Ekin, yapma. Bırak gideyim zorla güzellik olmaz, BIRAK BENİ!!"

"Malesef güzelim burda sonsuza kadar benimlesin"

Ekin odadan çıktıktan sonra kapıyı kitledi ve bende daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım.

Odadaki her şey yerlebir olmuştu. Tek ümidim Enes'di, gelirdi, bırakmazdı ki beni.

Bir kaç gün boyunca kendime gelemedim. Sonunda kendime geldiğimde odayı arama fikri geldi aklıma. Her şeyin altına üstüne bakmıştım ama hiç bir şey yoktu. Yorulup kendimi yatağa attığımda yatağın üstünde duvardaki tabloyu fark ettim. İndirdiğimde arkasında şifreli bir kasa olduğunu gördüm.

Ekin oyun oynamayı severdi, ve beni deniyordu. Ekin Gs'liydi bu yüzden 1905'i denedim ama olmadı. Doğum tarihi olan 2000'i denedim ama o da olmadı. En son en sevdiği iki Gs oyuncusunun numaralarını birleştirdiğimde 0199 çıktı, girdiğimde ise kasa açıldı. İçinde bir telefon vardı. Saçımın içine sakladığım Enes' in numarasını aradım.

Yaklaşık bir hafta önce Enes numarasını yazmıştı ve saklamamı söylemişti, önlem olarak. Hemen numarayı girdim ve aradım. İkinci çalışında telefon açıldı;

-Enes...
-ELİF! ELİF İYİ MİSİN?!
-Enes beni burdan kurtar. Ekin beni bir yere getirmiş. Beni burdan kurt-

"Ooo güzelim, niye aradın onu. BEN SANA KONUŞMA DEMEDİM Mİ?!"

Telefonu elimden aldı ve yere attı.

"ENEEEEES..."

Odadan çıktı ve kilitledi. Yine kendimi ağlarken ve odayı birbirine katarken buldum. Sakinleşince de kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Silah sesleri ile uyandım. Enes'in sesi geliyordu. Hemen kapıya gittim ve bağırmaya başladım.
"ENEES, ENES BURDAYIM!"
"ELİF! Elif, kapıdan uzaklaş!"
Kapıdan uzaklaştığımda Enes kilide ateş etti ve kapı açıldı. Tam yanıma gelmişti ki arkasından bir silah sesi patladı. Karnımda bi sıcaklık vardı. Elime ıslaklık geldiğinde elime baktım ve kan olduğunu gördüm. Yere düşerken Enes geldi ve kucağına aldı.

Enes'den;

1 hafta olmuştu ve Elif bir haftadır yoktu. Kafayı yiyecektim. Odayı birbirine katmıştım ve elimi kesmiştim. Duvara yaslanıp oturdum ve günlerdir duran gözyaşlarımı rahat bıraktım. Oğuz'umun emanetini koruyamamıştım.
Sakinleşmeye çalışırken telefon çaldı. İkinci çalışında açtım.

Elif'i bulmam gerekiyordu. O Ekin'in eline bırakamazdım onu. Neyse ki yerini bulmuştum. Hazırlıkları halledip ertesi gün yola çıktık.

Elif'i buldum ama o anda arkamdan biri Elif'i vurdu. Adamı yaralayıp Elif'i aldım ve evden çıktım.
"ÇOCUKLAR EKİN'İN KAÇMASINA İZİN VERMEYİN. DEPOYA GÖTÜRÜN GELİYORUM!"

Hemen Elif'i arabaya bindirdim.
"E-Elif uyuma, ELİF SAKIN UYUMA!"

"A-ama E-En-Enes çok u-uykum var."

Ağır bir uykuya dayanamamış ve onu esir almasına izin vermişti.
Doktorları eve getirmiştim ve evde küçük bir ameliyat gerçekleştirmişlerdi. Elif'in yanından bir saniye bile ayrılmadım. Su içmek için aşağıya inmiştim ki Elif'in sesini duydum.

"ENEEES!"

Koşarak yanına gittim ve hemen elini tuttum.

"Elif, herşey bitti. Bak ben yanındayım. Bırakmam bir daha seni tamam mı?"

Sarıldı ve ağlamaya başladı. Öylece sakinleşmesini bekledim.
"Enes beni uyutur musun?"

"Uyuturum güzelim, uyuturum."

"Güzelim demesen olmaz mı? Başkalarını hatırlatıyor ve ben artık kimseyi hatırlamak istemiyorum Enes."

"Tamam Elif... Nasıl uyutmamı istersin?"

"Şarkı söyler misin bana? Abim hep şarkı söylerdi ben küçükken..."

"Tamam, hadi kapat gözlerini."

Bir ağlar bir gülerim, yüzünü göre göre güzelleşirim.

Bu yolda bir sürü bedel ödedim, hüznü böle böle gelebilirim.

Yolumuza taş koymadan duramıyorlar, seni beni ele layık görüyorlar, bize doğruyu söylemiyorlar sevgilim...

Bazen solar bazen açarım, sözüm çoksa bile konuşmam susarım.

Gülüyorsam mutluluktan değil, elini tutmanın hayaliyle yaşarım...

Yolumuza taş koymadan duramıyorlar, seni beni ele layık görüyorlar, bize doğruyu söylemiyorlar sevgilim...

Ah, yaprak gibi sert ve kırılgan. Güz yağmurlarında uzansam kaldırımlara, ezip geçsen de darılmam, darılmam...

Elif uyumuştu...

"Sen bir adım atsan ben sana koşarım be kızım..."

Toparlanıp odadan çıktım. Elif'in yanına da bir adamımı bırakıp depoya geçtim.

Elif'den;

Enes'in sesi çok güzeldi. Ve tabiki seçtiği şarkı... Ben bunları düşünürken Enes beni şoka uğratacak bir cümle kurdu;

"Sen bana bir adım atsan ben sana koşarım be kızım..."

Yaklaşık 1 saattir cümle kafamda dönüyordu. İçimden cevap veriyordum ona,
"Ben sana adım atarım da, ya beni bırakırsan yine..."

Küçükken de bırakmıştı beni, beni kendine bağlayıp çekip gitmişti. Ama bir daha izin vermeyecektim. O sırada telefonum çaldı. Ekrandaki isimle küçük çaplı bir kalp krizi geçirmiştim. Mira'm....

Mira benim en yakınımdı ve hatta kız kardeşim. Ama ben ona haber vermemiştim...









Sizce Elif Enes'e sert yapabilecek mi?





Ekin mevzusu ne olacak??

Eveeet bu sefer kısa bir bölüm oldu :)))
708 kelimeee ❤️

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin