*1*

24 7 4
                                        

Sabahın köründe alarmın sesiyle uyandım. Abime seslendim, ses gelmeyince odasına gittim ama yatağı bozulmamıştı, demek ki gece gelmedi. Odama gidip abimi aradım;

"Alo! Abi nerdesin sen?"

"E-efendim kuzum"

Abim nefes nefeseydi,

"Abi sana ne oldu, sesin garip geliyor."

"B-bir şey yok Eli-"

Telefondan silah sesi geldi ve abimin sesi kesildi. Gözlerimden yaşlar boşalmaya başlamıştı.

"ABİ, abi lütfen cevap ver. ABİİ" ama ses gelmiyordu. Hemen abimin arkadaşının erkek kardeşi Ekin'i aradım;

"E-Ekin"

"Ne oldu güzelim?"

"E-Ekin a-abim"

"Elif ne oldu abine!?"

"T-telefondan silah sesi geldi. Ekin yalvarırım onu bul, lütfen abimi bul. Ekin lütfen..." Ekin'in sesi gitti ve kısa bir süre sonra seslendi,

"Elif, sakin ol, ben bulacağım tamam mı? Söz sana, abini sana sapasağlam getireceğim."

"T-tamam..."

Koltuğa oturdum ve telefon elimde Ekin'i bekledim. 1-2 saat sonra telefonun çalmasıyla yerimden sıçradım. Ekin arıyordu, hemen açtım;

"Ekin"

"Elif, gelmen gerekiyor."

"Buldun mu, abimi buldun mu?"

"Evet şehir hastanesine gel çabuk sana ihtiyacı var.Çabuk Elif çabuk..."

Hemen evden çıktım. Hastane 4-5 mahalle uzağımızdaydı. Dışarı çıktığım an yağmur başladı. Sanki gökyüzü de benimle ağlıyordu, sanki o da benimleydi. Yağmur hızlandıkça bende hızlandım. Hastanenin önüne geldiğimde sırılsıklam olmuştum. Hızlıca içeri girip Ekin'i buldum. Ekin endişeli bir şekilde bana doğru geldi ve abimin ameliyata gireceğini söyledi. Abimi önümüzden geçirdiklerinde sedyenin üzerinde kanlar içinde yatıyordu. Ekin'in abisi hızlıca içeri girdi. Ekin ise beni oturmam için koltuklara götürdü.

Duvarın dibine çökmüş, yüzüm ellerimin arasında yere bakarken aklımda sadece abim vardı. Yarım saat sonra Ekin'in abisi gözleri dolu bir şekilde arkasında doktorlarla ameliyathaneden çıktı. Yanlarına gittim;

"Yusuf abi, lütfen ölmedi de... içerde seni bekliyor de, ama bişey de. Lütfen, sana yalvarıyorum lütfen..."

"Maalesef Elif... Ne yazık ki ne okuduğum tıp ne de kalbimdeki sevgi kurtaramadı abini, kardeşimi..."

Doktorlara yöneldim.

"Abimi niye kurtarmadınız, ölmedi benim abim dimi, içerde..."

En son da Ekin'e yöneldim;

"HANİ SAPASAĞLAM GETİRECEKTİN ABİMİ BANA, HANİ EKİN HANİ" Göğsünü yumruklamaya başladım;

"EKİN ABİM ÖLEMEZ, BANA SÖZÜ VAR DAHA, MAÇA GÖTÜRECEKTİ BENİ, birlikte tezahürat yapacaktık... Ekin, abim ölmedi dimi..."

******************************************************

Uyandığımda Ekin yanımdaydı. Seslendiğimde bana döndü. Dolu gözleri ile konuşmaya başladı;

"Güzelim, abin sana bir mektup bıraktı. Bu mektubu tekken oku tamam mı? Abin öyle istiyor. Ben şimdi aşağıya inip çorba alacağım, buradan bugünlük çıkmaman gerekiyor."

Kafa salladım. Ekin gittiğinde kapıyı kitledim ve yatağa oturup ağlayarak mektubu açıp okumaya başladım;

"Güzelim, sen bu mektubu okuyorsan ben çoktan bu dünyadan göçüp gitmişimdir. Beni iyi dinle, bunca sene sırf senin için bir şeyler yaptım, bilmesende. Ama artık öğrenme vaktin geldi. Bizim babamız olan o adam mafya ve ne kadar istemesem de beni de işin içine katmıştı. Her şeyimi sana bırakıyorum güzelim, İstanbul'a gitmen ve bir bankanın kasasından not bulman gerekecek. Notu yazmamamın sebebi biri bunu ele geçirirse tehlikede olacağın için. O notta her şeyi açıkladım. Seni her zaman sevdiğimi unutma birtanem, beni kalbinde hissettiğin sürece ben hep yanında olacağım.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin