Bir babanın evladını kaybetmesi bir annenin ciğerini kaybetmesi bir evladın tüm ailesini kaybetmesi... Kayıb etmek ne de zor bir cümledir böyle.
Kaybetmek nedir? Kaybetmek elinizde olan bir şeyin bir süre sonra olmaması sahip olduğunuzu sandığınız şeyin aslında sizin olmaması içinizde yüreğinizde bir boşluk yaratmasıdır öyle değil mi. İşte altı Şubatta hepimiz asıl kaybetmenin ne olduğunu öğrendik.Kimimiz annesini kaybederek öğrendi kimimiz babasını , kimimiz evladını, kimimiz sevgilisini, kimimiz eşini, kimimiz arkadaşını, kimimiz evini , kimimiz hayvanlarını, yani kısacası herkes değer verdiği sevdiği şeylerini sevdiklerini kaybetti. Çok büyük bir acı ama gerçek olan budur hiçbirimiz kalıcı değiliz ama bu şekilde olmamalıydı. Onca insan katledildi katledilmek insan eliyle olan bile bile olan birşyedir bunca insanımızda cinayete kurban gittiller kimisi müteahitleri suçluyor ama bir depremzede olarak tek suçlu müteahhit asıl suçlu buna izin verendir ; En başta belediye, çevre ve şehircilik bakanlığı, mühendis , müteahhit... Bu şekilde sıralanıp gidiyor. Deprem on bir ilde oldu aynı yerde on binadan biri ayakta ise yıkıma sebep olan deprem değil insanlardır ihmalsizliktir. Söylüyorlardı deprem yıkıp geçti aslında deprem değil para alıp geçti. İnsan canı bu kadar ucuz olmamalıdır para uğruna o kadar insan perişan oldu...
NOT: Kitabımda hiçbir depremzedenin fotoğrafını paylaşmayacağım çünkü paylaşmayacağız hakkım yok . Onların acılı hallerini paylaşmam bana hiçbir şey katmaz aksine karakterime ters düşer.
Üniversitedeyken çok sevdiğim canım kanım olan Beyzamın mekanı cennet olsun bir tek onun fotoğrafını bulundurmak istiyorum. Mekanı cennet ve yattığı yer nur olsun komşusu ise Peygamberimiz Hz Muhammed sav efendimiz olsun. Seni hiç bir zaman unutmayacağız.
Çok zor varlığına alıştığın bir insanın yokluğuna alışmaya çalışmak. Vefat ettiğini duyduğum andan beri yıkıldım ben evet çok şükür yıkılan evimiz olmadı ama yüreğim yıkıldı birçok insanın o enkazlar altında kalmasıyla birlikte.bu acılar tarifsizdir. Şimdi kim bunun hesabını verecek. Tıpkı bizim Beyzamız gibi ne Beyzalar uçup gitti bu diyardan lakin kim bütün bunların hesabını soracak, kim hesap verecek. Hala bir ihmalsizlik var ve devam ediyor. Depremden kurtulanlar bu sefer ise soğuk, sel, yağmur, çamur, barınma,yeme , içme,giyinme, hijyen sorunları yaşıyorlar. Yani sorun bitmiş değil hala devam eden sorunlar var. Asıl herşey yeni başlıyor gidenlerin yokluğuna alışmaya çalışmak kayıpları bulmak ne hayatta olduğu ne de öldüğüne dair bir kanıt olmayan hak arayışı, kayıp arayışına girenler ,yeniden hayata tutunmaya çalışanlar için aslında herşey yeni başlıyor. Bu süreç bu zorlukları sırtlayanlar için çok zor bir süreç evet ama en kötüsü ise kimsenin düşenin elinden tutmamasıdır. Perdenin önünde herkes el uzatır ama asıl herşey perdenin ardında saklıdır o perde kapanınca tek başına kalır tek başına mücadele edersin. Kimi kazanır kimisi ise kalır çünkü kazanmanın onlar için bir anlamı yoktur maalesef. " Hayat kısa kuşlar uçuyor" İşte birçok kuş 6 Şubatta bu soğuk dondurucu havaya dayanamayıp göçüp gittiler. Ardında büyük izler bırakıpta bu diyarı terk etmek zorunda kaldılar. Uçmayı öğrenemeden göçmeye mecbur kalan melekler oldu. Dünyanın nasıl bir yer olduğunu daha anlayamadan cinayete kurban giden melekler yıldızlar oldular .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ŞUBAT
Sachbücher6 Şubat sabaha karşı saat 4.17 de sarsıntıyla birlikte uyanmamız ve o sarsıntıyla birlikte yok olan evlerimiz canlarımız hayatlarımız,hayallerimiz, anılarımızın enkazların altında kalması ...