HATAY

21 3 0
                                    

HATAY Hayatların durduğu talihsiz şehirlerimizden ikincisi aslında birincisi diyebilirim. Neden mi merkez üssü Kahramanmaraş olmasına rağmen en çok yıkımın gerçekleştiği şehir o iki depremin yıkımları yetmemiş gibi 21 Şubat'ta Hatay merkezli Defne  ve Samandağı ilçelerinde 3 dakika arayla 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki deprem daha gerçekleşti. Ne yazık ki ölü sayıları katlandı. Hâlâ  depremler devam ediyor. Gerek artçılar gerek ise ana depremler Şehirlerimizi sarsmaya devam ediyor. Ne kadar unutmak istesekte deprem kendi unutturmuyor.
  Kanayan yaraya yara bandı takılır mı? Önce yara temizlenmeli kanama durduktan sonra gerekli bant takılmalı öyle değil mi? Peki ilk yardım bilgimiz var mı tabi ki de hayır bildiğimiz tek şey yaranın üstünü kapatmak sonucu ne olursa olsun gözümüz görmesin diyerek üstünü kapatıyoruz veya aman kanarsa kanasın diyerek yarayı kendi haline bırakıyoruz.
   Hatay deyince herkesin aklına gelen ve herkesin dilinde dolanan  o şarkı "NAZAR OLDU" Gönüllü olarak Hatay depreminde yardıma giden Ceylani Karadumanın genç bir kızın parmağında gördüğü nişan yüzüğünün hikayesini öğrenmesi sonucu hikayeden çok etkilenip ve yazdığı sözlerle herkesin kalbine izler bırakmıştır.

"Bir garip aşık vardı

Bir düğün günü vardı

Gayri mahşere kaldı o sevda

Dağlara yazdık ne fayda

Yollara yazdık ne fayda

Kaldı betonlar altında o sevda

Bizim aşkımız nazar oldu

Büyülere bastık mezar oldu

Anlatmayayım ağlarsın

Duyanın gönlüne dert kaldı."

Şarkının sözleri ne kadar manidar bu şarkıyı ne zaman dinlesem göz yaşlarımı süzülüyor içim sızlıyor. Gerek  sanatçının sesi gerek ise şarkının sözleri insanın kalbine dokunuyor adeta.

"Saype" adıyla tanınan Fransız arazi sanatçısı   Guillaume Legros ise  Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'da yıkıma ve ardından bölgede gösterilen birlikteliğe dikkati çekmek amacıyla çizdiği, iç içe geçen tokalaşmış eller resmini tanıttı...

. Çok şey birikti bu süre zarfı içinde keşke bunların hiç biri yaşamasaydı demeyi çok isterdim.

Depremin ilk ikisi  merkez üssü Hatay olmamasına rağmen en çok kayıp Hatay'da (Antakya'da) meydana geldi Antakya'da adeta yerle bir oldu ayakta hiçbir beton hiçbir yapı kalmadı. Yerle bir olan Şehirin bu ilçesinde ne kadar insan kalabilir ki ne kadar kişi hayata tutunabildi? Hayata tutunmak için bedenlerinin bir kısmı koparılan çok kardeşimiz var. Sadece Hatay'da değil depremi yaşayan tüm şehitlerimizde var 11 şehirimiz. Hala aynı şeyi söylüyorum 10 binadan 1 i ayakta ise deprem (doğal  afet ) öldürmedi ihmalsizlik, insan öldürdü! Burdan anlıyoruz ki aslında insanlığın çoktan öldüğünü.
Yerle göğün boğuldu bu şehirler birçok canımızı yuttu içine ardında ise büyük hüzünler bıraktı.

  Depremin üstünden koskoca bir yıl geçti ama hala ilk günkü gibiyiz gerek enkazlarımızla gerek kayıplarımız ile hala ilk günkü gibiyiz.  İlk gün gibi aynı çaresizlik koskoca bir yaz geçti yılanlarla akreplerle birlikte. Koskoca bir sonbahar geçti ve kışı geçiriyoruz yağmur, çamur , soğuk, mikroplarla birlikte çadırlarımızda. Hataylı depremzedelerimizin hatta birçok depremzedemizin yakındığı tek konu . Kimine konteyner bile kısmet olmadı ne yapsın onlarca garip imsan nereye gitsinler nereye sığınsınlar? Bizler evimizde sobamızın başında ısınamazken o kadar insan çadırlarda nasıl ısınıyorlar ? Peki gerçekten de ısınabiliyorlar mı? .
Yıllar geçse de yara alanların yarası dinmeyecek zaman zaman o yaralar  kanayacak.ama  viz insanlar unutkan varlıklarız unutur gideriz bir tek unutmayanlar yara izi alanlar olacaklar.
Aslında unutmak güzel şeydir çünkü biz insanlar  çok hasas varlıklarız . Bazı şeyleri unutmaz veya alışmazsak bu yük fazla gelip kaldamayız. Mühim olan unutmak değil asıl mühim olan ders almaktır. Peki kim ne kadar ders aldı desek hiç kimse hiçbir şey kapmadı diye cevap veririz..
İlk üç gün Adıyaman acılarıyla baş başa kalmıştı bugün 365 gündür Hatay acılarıyla baş başa bırakıldı
Geçmiş olsun HATAY

6 ŞUBATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin