Midnight isimli kdrama film, kitabı anlayabilmek için önce filmi izlemelisiniz.
.
(Y/N), sağır bir kız, bir süpermarkette çalışıyor. Bir gece So Jung-eun'un (Kim Hye-yoon) bıçaklanmasına tanık olur ve Jekyll ve Hyde seri katili Do-sik (Wi Ha-joon)...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Y/N) bulunduğu otoparkın CCTV görüntülerini izlerken gözlerine inanamayarak bilgisayar ekranına baktı.
(Y/N) görüntüleri izlerken, umumi bodrumun sahibi olan bir adam, "Bak, böyle olacak dedim" dedi. 17-18 yaşlarındaki genç gençler ortalıkta koşuşturuyor, kaykay yapıyor, yüzlerini CCTV kamerasına sokmak için zıplıyor ve can sıkıcı ucubeler haline geliyorlardı.
Polis, gördüğü video karşısında içini çekerek, "Diğer kameralardan başka kayıt yok mu?" diye sordu. Takım elbiseli adam sırıtırken sahibi, "Ne zaman sigara içmek için dışarı çıksam, her zaman öyle bir karmaşa oluyor ki, tüm kameraları başka yönlere çeviriyorlar", diye açıkladı .
Sahibi içini çekerken polis, "Pekala, belki diğer kameralarda görülebilir, daha fazlasını arayın lütfen" diye sordu. "Dinle, bana bundan bahsetsen iyi olur" dedi adam, çekmecesinden bir palto ve çanta çıkarıp masasına çarptı ve (Y/N)'ye baktı.
"Bu senin değil mi?" diye sordu, (Y/N) suskun bir şekilde ayağa kalkarken. Polis adam "Ne var?" diye sordu, adam sinirli bir şekilde cevap verince, "Ona kendin sor" dedi adam, (Y/N) yutkunarak ve bir açıklama bulmaya çalışarak polise baktı. .
Adam, herkes onu görmezden geldiği için "Hepsini yolda bıraktı" diye şikayet etti. "Öyle mi?" diye sordu polis (E/H), o iç çekerken. Cevabını imzalayarak ve el hareketlerini kullanarak kendini açıklamaya çalıştı ama polis sadece içini çekti.
"Dinle, işaret dilinden anlamıyorum" dedi, takım elbiseli adam sert soğukkanlılığını yeniden kazanmadan önce hafifçe gülerken . (Y/N) onun peşinden koşarken, polis memuru ayağa kalktı ve dışarı çıktı, ardından çok yavaş yürüyen takım elbiseli adam geldi.
"Yakında aşağıda olacağım, bu yüzden aşağıda bekleyin, lütfen" dedi polis, (Y/N) ve takım elbiseli adama asansöre kadar eşlik ederken. Takım elbiseli adam, "Tamam, merak etme" dedi ve kapıların kapanıp gitmesini izlemeden önce karşılık veren polise selam verdi.
Takım elbiseli adam bir düğmeye bastıktan sonra arkasını döndü, yüzü soğuk görünüyordu , (Y/N) yeni ayrılmıştı, düşünceler kafasını bulandırıyordu.
"Yalan söylemiyorum, neden bana inanmıyorlar?" , diye düşündü, kaşları çatıldı.
Takım elbiseli adam, bir şekilde evrak çantasından çantaya dönüşmüş çantasını açıp içindeki şeylere bakarken, asansörün duvarına yaslanmış, usulca mırıldanıyordu. Orada aletler vardı.
(Y/N) başını silkti, daha önce zihnini bulandıran düşünceler şimdi uzaklaşırken başını kaldırıp adama baktı. Adamla ilgili fark ettiği iki şey vardı:
1. Onu sürekli nasıl izlediğini.
2. Ablasının ortadan kaybolduğunu bilmesine rağmen nasıl da sakin görünüyordu.
Başını çevirdi, asansörün aynasından adama baktı, gözleri buluştuğunda adam ona baktı, o hızla arkasını dönmeden önce. (Y/N) elleriyle "Belki de kız kardeşi için endişeleniyordur" işareti yaparak düşüncesini imzalarken fark etmedi.
Takım elbiseli adam yerden başını kaldırıp (Y/N)'ye bakarak "O kız benim kız kardeşim değil" dedi, (Y/N) kafası karışmış ve ne olduğunu anlamadan ona bakarken o diyordu.
Duvardan eğilip (Y/N)'ye yaklaştı, kadın geri adım attı, sırtı hafifçe duvara çarptı. "O. Değil. Kız Kardeşim" dedi, (Y/N)'nin anlayabilmesi için her kelimeyi ayrı ayrı yavaşça söyleyerek.
(Y/N) gözleri hafifçe genişledi ve adamın ne dediğini anlayarak yutkundu, adam evrak çantasını/çantasını bir kez daha açıp elini içine sokarak bir şey çıkarmaya çalıştı. (Y/H) içinde ne olduğunu görmeye çalıştı ama hiçbir şey göremedi.
(Y/N) yavaşça daha da geri adım atıp kendini duvara bastırırken eli çantanın içinde gezinerek bir şeyi bulmaya çalıştı. Adam aradığını bulduktan sonra yavaşça elini çekti. Siyah bir telefondu .
Konuyu açtı, (Y/N)'ye göstermeden önce, "Kız kardeşim bana mesaj attı, yeri karıştırmış" dedi rahatlayarak gülümserken, (Y/N) başını sallayıp ona gülümserken, kız kardeşinin güvende ve sağlam olduğu için mutlu hissediyor.
Takım elbiseli adam gülümseyip başını salladığında elini göğsüne koydu ve aşağı yukarı ovuşturdu. "Ah evet, ben de çok rahatlamış hissediyorum" dedi ve (Y/N) ona sıcak bir şekilde gülümserken biraz kıkırdadı.
Asansörün kapıları açılıp gitme vakti gelmeden önce birkaç dakika birbirlerine baktılar. Takım elbiseli adam, tavırlarını takdir ederek gülümserken (Y/N)'ye dışarı çıkması için işaret etmişti.
Takım elbiseli adam ona gülümsedi, asansörden inip onu takip etmesini izledi, ardından bir saniyeliğine olduğu yerde durup gidişini izledi.
