"San kim bu?"
Annemin sesiyle gözlerimi açtım. Bir günüm de kaossuz geçsin derken dağılmış saçlarımla yataktan kalkıp kapıya doğru gittim. Annemin önünde birisi dikiliyordu kim olduğunu anlamamıştım.
"Kendisine mi sorsan anne?"
Annemin arkasına doğru yürüdüğüm de kapıda dikilenin yüzünü daha net görmüştüm. O burdaydı...
"Senin burda ne işin var?" Annemin arkasına saklanmaya çalışırken konuştum.
"Seni sikmeye geldim" Arsız sırıtışıyla yüzüme bakarken annemin gözleri kocaman açılmıştı. Kadın bayılacaktı.
"Salak mısın annemin yanında ne diyorsun?"
"Ha başbaşa kaldığınızda diyebilir?" Anam kadının öldürücü bakışlarıyla karşı karşıya kaldığım da bi siktir çektim kendi kendime.
"Anne yanlış anladın... okuldan arkadaşım... biraz şey... bel altı şakalar yapmayı sever"
"Sapık yani?"
"Oğlunuzun da benden aşağı kalır yanı yok"
Annem inanmaz bakışlarla başını sallayıp içeri gittiğinde hala sırıtıyordu bana.
"Adını bile bilmiyorum"
"Benim adım Wooyoung. Ve seninki de San"
Gözlerimi devirip kapıyı kapatmak için hamle yaptığımda ayağını kapının arasına koyup beni engellemişti.
"Yavrum benden bu kadar mı korkuyorsun?"
Kapıyı açtım
"Ne korkacağım be! Güvenmiyorum sana"
"Merak etme sen istemeden saçının teline dokunmam"
"Çok iyisin sağ ol"
"Hadi izin verde içeri gireyim"
Yüzünde ki masum ifade dayanamayacağım kadar sevimliydi. Tanımadığım birine böylesine karşı koyamamam çok garipti.
"İyi geç. Ama ağzını açarsan atarım seni dışarı"
"Hrr haşinn" hırlamasına göz devirdim "Yatakta da böyle misin?"
"Göstereyim mi?"
Çok hevesli duruyordu. Başını hızla aşağı yukarı salladı. Gülüp salona yürürken yüzündeki hayal kırıklığını görmesem bile hissetmiştim.
***
Muhabbet ederken iyi birisi olduğuna kanaat getirmiştim. Karşılıklı oturduğumuz da beni zorla yanına çağırmıştı. Genel olarak elleri rahat durmuyordu. Sürekli temas etmek istiyordu. Durdurmuyordum çünkü ileri gitmiyordu.
Hoşuma gidiyor...
Anlattığına göre arkadaşıyla işlettikleri bir bar varmış fakat çocukluk hayali pavyon açmak olduğu için bara Pavyon ismini vermişler.
Bir eliyle belimi kavradığında vücutlarımız tamamen yapışıktı. Şimdi bir şey yapsa ne durdurabilirim ne de durdurmak isterdim yalan yok.
Derken ding dong...
Annemin arkadaşları gelmişti ve o mahalle teyzeleri bizi bu halde görürlerse dillerinden düşemezdik. Hemen Wooyoung'dan uzaklaşıp ayağa kalktım. Şaşkın gözleriyle bana bakıyordu fakat Bayan Kang teyzenin içeri girmesiyle bakışlarını misafirlere çevirmiş, anlamış gibi ayağa kalkmıştı.
"Ne yapacağız şimdi?"
Kulağıma fısıldadığında arkamda olduğunu anlamıştım. Bütün fırsatları değerlendiriyordu.
"San, hadi arkadaşını da alıp odana git"
Annemin söylediği şeye şaşırmıştım. Küçük kuzusunu bi kurtla başbaşa bırakıyordu. Ama anlamaya çalıştım sonuçta bu teyzeler Wooyoung'dan daha tehlikeliydi.
"Takip et beni"
Wooyoung'a dönüp konuştuğumda bir çocuk gibi geceliğimin sırtından tutmuş yürümemi bekliyordu.
Odaya girdiğimizde küçük tutuşu sertleşmiş ve bir anda beni kendine çekmişti. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bırakmıştı. Amacı neydi?
Yüzümü ona dönüp gözlerine baktım, az önceki masumluk, sevimlilik gitmiş yerine ergenliğe yeni girmiş bir oğlan çocuğu bakışları gelmişti.
"Nerde kalmıştık?"
(
Sonraki bölüm smut olsa mı olmasa mı şuan emin değilim. Fikirlerinizi alayım🩷
Seviliyorsunuz💖💖
)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vote [WOOSAN]
Fanfiction@Younghee98 Tanımadığı kişilerin oyunu kime vereceğini merak eden Wooyoung, rastgele bir hesaba mesaj atar ~ pavyonisletiyorum06: Kime vercen? erSAN_kuneri: Senin dışında birine