11(m)

375 23 19
                                    

Medya= Twerk it like Miley

İyi okumalar 🩷
                                                     

Birlikte tuvaletten çıkıp içki ve atıştırmalıklarla donatılmış masamızın yanına gittik. Wooyoung oturmamı bekledi, ve kendini kucağıma bıraktı.

"Wooyoung"

"Hm?"

Duraksadım. Ne diyecektim ki ben?

"Hiiç"

"Yavrum söylesene"

"Unuttum. Boş ver"

Onaylayan mırıltılar çıkarıp dudaklarını boynuma bastırdı. Kalçalarını sıkıp bırakmaya başlamışken sürtünmeye başlamıştı. Arkada çalan şarkının ritmine uyduğunu biliyordum.

When you back back back back back it up
And you drop it down low

Arkama yaslanıp sürtünebilmesi için alan tanıdım ona. Kendini kucağımdan aşağı kaydırıp kalçasını sertliğime bastırdı.

And you pick pick pick pick pick it up
Girl, I'm ready to blow
I'mma stack stack stack stack stack it up

"Woo-mhh"

And I'm spending it all
When I throw throw throw throw throw it up

Ben inlemekle meşgulken hareketlerini hızlandırdı.

Start twerkin' like Miley
Twerkin' like Miley

Dönüp tamamen kucağıma oturduğunda hala dans etmeye devam ediyordu.

Start twerkin' like Miley
Twerkin' like Miley

Ve Wooyoung'dan kucak dansı almak benim için büyük zevkti. Masaya uzanıp büyük bira bardağını eline aldı. Büyükçe bir yudum aldıktan sonra çenemi tutup dudaklarımı aralamamı sağladı. Dudakları dudaklarımı ezerken ağzında ki birayı ağzıma transfer ediyordu. Dili dilime dolanmışken emmeye başladım. Kucağımda erimesi çok hoştu. Ensemde ki saçlarımı çekiştirirken ikimizde zevk alıyorduk bu sert öpüşmeden.

***

Kaç saattir içtiğimiz bilmiyorum ama en son Wooyoung'ın bana 'Sana tapıyorum' dediğini hatırlıyordum.

"Arsız"

"Kim?"

"Senden bahsediyorum, utanmaz"

"Daha da utanmaz olmamı ister misin?"

Başımı salladığımda ayağa kalkıp elimi tuttu. Bizi bardan çıkardığında ciğerlerime dolan temiz hava biraz da olsa ayılmamı sağlamıştı.

"Nereye gidiyoruz?"

Bir taksiyi durdurdu ve ikimizde arkaya bindik. Kafasını göğsüme koyarken "Eve" diye fısıldadı. İkimizde yol boyu konuşmadık ve ben aklımı evde olabilecek senaryolarla dolduruyordum.

***

Wooyoung'ın evine girdiğimizde omuzlarından tutup dudaklarına yapıştım. Elleri kazağımın altından belimi okşarken bu gece için kendime verdiğim bir söz vardı.

Üstte olan benim!

Koparırcasına alt dudağını emerken ellerimi kalçalarına koyup havalanırdım. Bacakları belime dolanırken kollarıda boynuma dolanmıştı.

Odasını bulmaya çalışırken içeriye neredeyse hiç ışık giremeyecek kadar sert kumaşlı perdeler ve siyah tonların hakim olması bana buranın Wooyoung'ın odası olduğunu bağırıyordu.

Vote [WOOSAN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin