Evet evet evet.. Görmüştüm. İlerideki adama doğru namluyu uzatıp tek hamlede vurdum ve canım ciğerim artık bir uvzum gibi olan silahımı yukarı kaldırıp gögsüme dayadım. Sırtım soğuk zeminle temas etmişti ama üst üste giydiğim kıyafetler bu mükemmel duyguyu yaşamama engel oluyordu.
"Komutanım saat 3 yönü dört düşman rehineleri getiriyor. Emrinizi bekliyorum."
Aslan teğmenimin konuşmasıyla önümdeki bir vatan hainini daha haklayıp o tarafa dönmeden onay verdim.
"Asker , sivillerden bir tanesine bile zarar gelirse eğitimdeki seni düşün."
Konuşmamla askerim Gökhan'ın dudağının kıvrıldığına emindim. Askerimi tanıyordum."Emredersiniz Komutanım."
Bitmek bilmeyen görevlerden birtanesindeydik ve bir adet bitmek bilmeyen ben.
Teröristleri öldürmek yeterince keyif veriyordu. Telsizden gelen sesle arkamı dönmeden geri gittim ve ağacın arkasına yaslandım.
"Yüzbaşı Ada Kardağ durum bildirin."
Albayıma fısıldayarak cevap verdim."Albayım neredeyse bitti sayılır helikoptere ihtiyacımız var çakalı bayıltamıyoruz çünkü zorluk çıkartır askerlerim yoruldular birde bu şerefsizle ilgilenmesinler iniş izni verilsin."
Alakası yoktu elbette timime önem verirdim ama görevleri burada vatan için savaşmak gerekirse can vermek şehit olmaktı. Ne zaman albayıma fısıldayarak konuşsam keskin nişancımız Alaz tarafından dinlendiğini bilir ve planı uygulardım.
Şuan solumda yaklaşık 10 metre ileride bir adam namluyu bana doğrultmuş konuşmamı dinliyordu. Neden mi öldürmüyor? Çünkü başları olacak şerefsiz beni canlı istemişti. Artık ne yapacaksa. Pardon ne yapamayacaksa. İçimden saymaya başladım 3... adam parmaklarını gevşetip beni yaralamak için silahı bacağıma doğru çevirdi .
2... Tetiği çekti. Ve 1... BUM adamın kafasından kanlar çıkarak yere düştüğünü gördüm. Eş zamanlı olarak sırıttım. Eh biraz da eğlenelim değil mi?
Albayım geldiğimiz noktada helikopterin beklediğini haber verince onayladım. O sırada telsizden Alaz konuştu.
"Komutanım heryer tamamiyle temiz ama yinede dikkatli olalım."
Ağaçlık bir bölgedeydik ama abartılacak kadar değildi. Düşmanı anında görebilecek şekildeydik."Tamamdır asker etrafa iyi bak biz helikoptere doğru ilerliyoruz kendini ve bizi koru 5 dakikaya bizimlesin."
"Emredersiniz komutanım."
Timime dönüp başımla emir verdim ve sessiz bir şekilde ilerlemeye başladık.Çakalın haraketlenmeye başlamasıyla Besim silahın yanıyla enseninden vurdu ve zaten tam ayılmamış olan adam anında bayıldı.
İlerideki helikopteri görmemizle hızlandık ve teker teker bindik. Timime öncelik verdim ve herkesin binmesini beklerken etrafa göz gezdirdik.
Temiz olduğuna kanaat gerip helikoptere adım attım. Atmamla kalkış izni istedi Buğra. Başımla onaylayıp yerime oturdum.~
Karargaha varmıştık. Çakalı sorgu odasına aldılar ve albayım timimle beraber beni çağırdı.
"Askerlerim sizi tebrik ederim çok güzel iş çıkardınız Allah'ın izniyle geldik evimize."Hepsine ayrı ayrı yüzümdeki gurur dolu gülümsemeyle bakıyordum.
"Konutanım valla ben orada indirmemek için zor durdum şu çakal mıdır tilki midir nedir."
Besim timin en eğlencelisiydi. Sürekli gülerdi ilk zamanlarında gülmekten işini yapamaz diye engel olarak görürdüm ama bu düşüncemi yıktığı için Besim'e teşekkür etmeliydim. İsmi gibi sürekli güler yüzlüydü.
"Abicim bir dur nefes alalım sonra içersin ne içeceksen."
Gelen sesle kafamı çevirdim ve Aysu'nun Emir'in kolundan çekiştirdiğini gördüm. Benim bakmamla askerler hiç görevden gelmemiş gibi dimdik durdular ve konuşmamı beklediler.
"Albayın yanına gidelim aslanlarım sonra özgürsünüz hadi bakalım."
Timim arkada ben önde giderken sert adımlarla askeriyeye girdim. Beni gören askerlere baş selamı verip ilerlerken ileride acı dolu bi haykırış duydum."Hay ben böyle işi ya." Emir yorgunlukla konuştuğunda aynı zamanda bana gidip kim bağırıyorsa cezasını kesiyim der gibi bakıyordu.
"Kendileri halletsinler Emir albayı fazla bekletmeyelim yarın bakarsın kayıtlara yaparsın istediğini."
Konuşurken bir taraftan yürüyordum. Emir ses çıkarmadı. Albayın odasına gelince tıklattım ve kapıyı açtım.
"Gir." Sesini duyunca herkes içeri doluştu."Yüzbaşı Ada Kardağ / Manisa Emredin komutanım." Gür bir sesle konumuştum. Herzaman olduğu ve olacağı gibi.
"Rahat asker. Geçin oturun."
Sırayla oturduk ve gelicek sesi dinledik."Doğuş timi olarak herzamanki gibi hayret edici bir görev çıkardınız. Sizinle gurur duyuyorum aslanlarım. Bu mesleğe başkarken edilen yeminin sizin üzerinize çok yakıştığını görmek gurur verici."
Timimle beraber"Sağolun komutanım." Diye kulat acıtıcı ama o koro gibi gelen sesimizle bir kere daha ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım.
"Şimdi daha fazla ailelerinizi meraklandırmayın. 3 aylık görevin sonuna geldiniz 2 gün istihrat vakti veriyorum haydi bakalım."
Teker teker sağol faslını geçtikten sonra kapıdan çıktık ve dışarıya doğru ilerledik.
"Komutanım ya ben fazla mı meraklıyım yoksa şu önümüzdeki bir kirpi mi."
Aysu ürkmüş bir tavırla konuştuğumda Besim'in tiz çığlığı kulaklarımızı doldurdu."Lan nerde hani lan , oğlum ben mi körüm."
Gökhanın üzerine çullanarak kelimelerini sıralıyordu. Emir Aysu Alaz ve ben gülerken Gökhan kendisine falza yapışmış olan Besim'i itmeye çalışıyordu.
"Ulan yok kirpi falan çekil üstümden Allahım ne günahım vardı da bu?."
Gökhan sabır dilenircesine konuşurken Besim'i itmeyi bırakmıştı.Gülümser aynı zamanda sert ifadeyle konuştum.
"Rolü bırak Besim. İstesen o kirpiyi yakalayıp evinde besleyebilecek bir Besim tanıyorum ben.""Aaa Ama beni bu kadar iyi tanımayın komutanım Ada."
Besim Gökhan'dan uzaklaşarak konuşurken Alaz girdi.
"Abi bi öğrenemedin ya."
Emir
"Ulan bu kadar mı zor ya Ada yada komutan demek lan."
Gülerek cebimdeki anahtarları çıkardım ve timime döndüm."Hadi kalın sağlıcakla 2 güne görüşmek üzere bişey olursa arayın beni."
Aysu elini arkasına bastırıp diğer elini de önüne avcunu açarak bıraktı ve hafif eğildi. Onun bu tavırları gerçekten hoşuma gidiyordu kız olmasına rağmen eğlenceli bir yapısı vardı. Tabi 2 yıldır bu timimle olmaktan da kaynaklanıyor olabilirdi ama onları gerçekten seviyor ve ailem gibi görüyordum.Aysu'nun elini tutup arabamın kapısını açmak için diğer elimi uzatmamla başka bir el kapıyı açtı.
Bu el Alaz'ın eliydi.
"Buyrun komutanım."
Alaz'ın açmasıyla koltuğa yerleştim."Lan yakında kızı kucaklayıp evine bırakıcaksınız lan,benim komutanımın eli ayağı yokmu hayırdır."
Besim yüksek sesle konuşunca Aysu kıkırdadı ben ise hala yüzümde gülümsemeyle onları izliyordum.Emir "Kes lan." Diyerek Besim'in kafasına patlattı bi tane.
Fazla yorulduğumu düşünerek arabayı çalıştırdım ve iyi geceler dedim herkese. Tabi şuan şırada görev emri gelse düşünmeden giderdim görevime timimin de benimle aynı fikirde olduğundan emindim.~
Merhaba herkeseee
Asker kadının da ayrı bir havası var şuan eridim..
Hadi bakalım başladık bi kitaba görelim nolucakk
Beğendinizmiii🥲
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şanssız Mısın?
Chick-LitYeni başlandı. Kütüphanenize eklerseniz bölümler gelicektir.:)