turuncu'

176 36 11
                                    

Güzel gözlüm,

Bugün kendimi oldukça turuncu hissediyorum çünkü iyileşmeye başlıyorum... Kırmızı ve turuncu karışınca hangi renk olur bilmiyorum ancak dün kalbime kırmızıyı kazıdığım gibi bugünde turuncuyu kazıyacak, sensiz yaşama tutunmayı öğreneceğim.

Dün yazdığım mektuptan sonra çok düşündüm. Ve yine ağladım. Ağlamayı güçsüzlük sanan sen eminim benimle dalga geçerdin. Ağlamak hiç bir zaman güçsüzlük sayılmazdı. Ancak sen her ağladığımda kendimi suçlu hissettirirdin. Senin yanında hiç ağlayamadım, dizine beni yatırmadın, saçlarımı okşamadın... Beni hep motive etmene rağmen asla izin vermedın ağlamama.

Bana verdiğin sayısız tavsiyelerin sen gittikten sonra hiçbir anlamı kalmadı.

"Nasıl hissediyorsun? " diye sormuştun.

"Hissetmiyorum, grim. " demiştim. Hatırlamıyorsan da sorun değil. Ben senin yerine de saklarım kalbimde. Kalbimin en güzel yerinde sakladığım yıldızların yanına koyarım anılarımızı. Senin hatırlamadığın, belki de hatırlamak istemediğin, o anılarımızı ben unutmam.

Bu mektupları bil istiyorum. Ben öldüğümde bu mektupları açıp oku istiyorum. Vicdan azabı çek istiyorum. Acı çek, benim gibi. Aynı benim gibi.

Birlikte bir daha olamayacağımızı bildiğim halde son kez elimi tutmanı istiyorum. Garip bir ikilemde gibiyim, siyahını beyazına karıştırmış grim. İlk elimi tuttuğunda, yan yana oturduğumuz sırada kriz anındaydım. Titreyen ellerimi tutmuş, ders sonuna kadar bırakmamıştın.

Bana o kızı ilk söylediğinde ise... Aynı sıradaydık. Seni hiç bir zaman çözemedim. İzin vermedin, bir şekilde kaçtın benden. Seni araştırmama, bir şeyler yapmama izin vermedin. Elimden kayıp gittiğin gibi iki yabancı olduk. Ailevi sorunlarımı bilirdin, bunun hakkında hep konuşurdun. "Ailen olurum o halde, " dedin. "Babanın açtığı yararlarını sarar, annenin sessizliğine ses olurum. "

Bana hep kızardın.

Kendimi sevmemi, sıkı giyinmemi, tırnaklarımla oynamamamı, dudağımı parçalamamı söylerdin.

"Yara bantlarını görünce canım yanıyor. "

Sadece aşkın böyle acıtabileceğini söyledim dün gece. Keşke hep sen, sen olarak kalsaydın ve değişmeseydin. Beni sonsuza kadar koruyabilseydin keşke. Gece yarısı yazdığın o mesaj sonrasında benim için asla gece yarılarının saati olmadı. Güneşin doğup batışını not alan ben, o mesajdan sonra geceleri de gündüzleri de uyuyamama rağmen, güneşin doğuşuna da batışına da şahit olduğum halde, ufacık bir kelime almadım. Ölmek istedim. Tonlarca ilacı nefes almadan yutup gitmek istedim.

Karanlık bir gecede tek ışık kaynağı gibiydin. Sokak lambası mıydın yoksa pas parlak olan bir yıldız mı? Sokak lambası olsaydın yıldızları kapatırdın. Yıldız olsaydın da sokak lambalarını. Sen hiç karanlıkta kalmamışsın meğer. Turuncu ışıkların arasında dolaşmamışsın. Koymamışsın elini kalbine, hep hazıra konuşmuşsun meğer...

Kalıplaşmış sözlerin ve güzel gözlerin... En başından acı veriyormuş meğersem.

Gözyaşlarım sana emanet. Akıttıklarım da, akıtmama izin vermediklerin de henüz akıtmadıklarım da.

Ancak, artık turuncu olmayı ögrendim. Umarım bu gece, kucağında o kızı uyutuyor olsan da, benim gibi turuncu hissedersin. Sevgilim...

03

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

03.04.2023

gökkuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin