Güzel gözlüm,
Bugün kendimi oldukça mavi hissediyorum. Ama böyle açık bir mavi. Kalbimde diğer renklerle uyum sağlayabilen bir mavi. Renklerle uyumlu olan bu mavi, bu günümü diğer günlerimle uyumlu yapmıyordu.
Diğer günlerde içimde en azından birkaç umut birikintisi vardı. Bugün hissizdim. Oldukça hissiz. Bugün okula gitmedim. Dışarı çıkmadım. Hastalandım ve bedenim bir ateşe dönüştü. Annem yoktu, babam yoktu.
Sen yoktun.
İçimdekileri anlatamıyor gibiyim. Bu mektuplar, bu satırlar, bu kalem bana yetmiyor gibi. Sana ihtiyacım var, bunu biliyorsun. Dün okulda o kızı öperken gördüm seni. Gerçekliğini sorguladım, ölmek istedim. Aşkla öpmüş gibiydin. Kısa süreli bu detay, mavi olmama neden oldu.
Sen bilmezsin!
Mavi nedir bilmezsin.
Bu mektup olabildiğince kısa olacak kendime söz verdim. Seni anlamaya çalışmaktan, çözmeye çalışmaktan başım ağırmaya başladı. Patlayacak gibi, patladığında ise ölecekmişim gibi. Ya nasıl, nasıl olabilir? Tanrım... Kafayı yiyeceğim. Nasıl onu sevebilirsin, nasıl onu öpebilirsin? Seni anlayamaz ki o! Anlayamaz, anlamıyor olmalı. O seni benden daha iyi tanıyamaz!
Çok çabalıyorum, görmüyor musun? Bana acımıyor musun? Birlikte otırduğumuz o merdivenlerde nasıl onunla oturabilirsin? Nasıl izin verdin? Oysaki benleyken daha da mutluydun, daha çok gülüyordun. O kız sadece kötü gününde yanında!
Öyle değil mi... Öyle değil mi Minho!
Söyle bana, daha da gittin mi ileri? Daha da beyazlaştın mı? O seni terk ederse ne olacak?
Seni terk ederse ne olur bilmiyorum, ama geri dönecek bir Jisung olmayacak. O güne kadar ben çoktan ölmüş olacağım!
Ne olurdu şuan yanımda olup kanattığım ellerime yıldızlar çizseydin?
Bu gece, her ne kadar kucağında o kızı uyutuyor olsan da, benim gibi mavi hissedersin.
-
06.04.2022
Bugün tam 2 ay oldu...