3. Bölüm

6 0 0
                                    

Sabah uyandım üstümü değiştirip kahvaltıyı hazırladım ve evden çıktım.

Şuan okula doğru yürüyordum ve düne göre daha iyi hissediyordum.

Acıkmıştım. Keşke evden çıkmadan önce bişeyler yeseydim. Karşıdaki markete gitmek için harakete geçtim

Etrafa bakınca fazla araba olmadığını görüp karşıya geçmeye başladım.

Yolun ortalarına gelince kafamda keskin bir ağrı oldu, ayaklarım benden bağımsız yere çöktü kafam çok ağrıyordu.

İnsanların bağırış seslerini duyunca etrafıma göz gezdirdim. Bana doğru hızla gelen bi tır vardı.

Hayır hayır annemgil gibi bende ölemem Bera 'yı yalnız bırakamam ama nedensizce vücudumu haraket ettiremiyordum.

Kafamdaki ağrı git gide artıyordu. Ölücektim. Aynı anne ve babam gibi. Gözümden bi yaş düştü. Özür dilerim Bera seni yanlız bıraktığım için

Gözlerimi kapadım ve ölümü bekledim. Bi anda havalanınca istemsizce bir çığlık attım.

Gözlerimi açtığımda beni kurtaran çocuğu gördüm. Bana bakıyordu.

Ağlamam devam ediyordu. Kafamı çocuğun göğsüne gömüp konuştum

"teşekkür ederim"
Sesim boğuk çıkmıştı. Kafamdaki ağrıda geçmişti

Kafamı çocuğun göğsünden kaldırıp etrafa baktığımda insanların bizi izlediğini gördüm çocuk ise beni hâlâ taşıyordu

İnmek için haraketlendiğim daha  sıkı tuttu sonra kendisi indirip kaldırıma oturtturdu

"iyi misin?"

Diye sordu. Kafamı sallıyarak konusmaya başladım

"evet iyiyim, teşekkür ederim hayatımı kurtardınız"

Gülümsedi. Gülümsemesiyle oluşan gamzeleri ortaya çıktı.

"rica ederim"

Saate baktığımda geç kaldığımı gördüm. Hemen ayağa kalktım, kalkmamla çocukta ayaklandı.

"geç kaldım. Tekrar teşekkür ederim size borcumu nasıl öderim bilmiyorum ama en müsait zamanda size bi kahve almak isterim görüşürüz"

Diyip okula doğru koştum. Yeterince geç kalmıştım.

Okulun bahçesine giriş yapmıştım lakin kimse yoktu muhtemelen sınıftalardı.

Okulun içine girip merdivenleri çıkmaya başladım. Merdiven diye neden bişey var varsada neden az yapmamışlarki

Sınıfın kapısını çalıp içeri girdim.

"özür dilerim hocam geç kaldım"
Hoca kafasını sallayıp yerime geçmem için işaret etti bende yerime oturdum.

Sınıfa göz gezdirdiğimde Bera ile göz göze geldik. Hemen bakışlarımı kaçırdım. Önümdeki defteri karalamaya başladım.

Sınıfın kapısı çalındığında herkes otarafa döndü. İçeri sabah beni kurtaran çocuk girince ağzım açık kaldı. Bu neydi şimdi tesadüf mü?

"sen yeni öğrenci olmalısın" dedi hoca, oda kafa salladı "kendini tanıt"

"ben Barış, Barış Korhan"
Hoca boş bir yere geç diyince sınıfa göz gezdirmeye başladı. Göz göze geldiğimizde bakışlarımı kaçırdım.

Birkaç adım sesi duyduktan sonra yanımda haraketlilik hissettim. Baktığımdaysa Barış yanıma oturmuştu.

İlk başta afallasamda durumu toparlıyıp hocaya döndüm

Çok geçmeden zil çalmıştı. Barış bana dönünce ne yapacağımı şaşırdım.

"bahçeye çıkalımmı?"
Gülümseyerek sorduğu soruda gözlerim gamzelerine takıldı çok güzellerdi.

"olur çıkalım"

Bahçeye çıktığımızda etrafa göz gezdirdim. Bera'ya baktığımda çatık kaşlarla bizi izlediğini gördüm.

Çimlere oturunca Barış da bişey demeden oturdu. Bi süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladım

"tekrardan, teşekkür ederim" bana döndü, gülümsedi.
"teşekkür mü edersin?"

Gülümsedim. Kitap alıntılarınu severdim ve hep biriyle yapmak isterdim.

"sabah neden yolun ortasında yerdeydin bişey mi oldu?" sorusuyla beraber sabahki hâlim geldi aklıma.

"bilmiyorum bir anda kafama keskin bi ağrı girdi. Bacaklarım benden bağımsız işlevlerini kaybettiler"

Kaşlarını çattı. Konuştu.
"en yakın zamanda hastaneye gitmeliyiz ve bir dahakine daha dikkatli ol" gülümsedim. Kafamı olumlu anlamda salladım ve bi süre onu inceledim

Kumral saçları, kahve gözleri, yanağında oluşan iki çukur ve uzun boyu. Yakışıklı ve tatlı biriydi.

Sabah o, olmasa belki şuan ölmüştüm. Aklıma gelen şeyle hemen ayağa kalktım. Noldu der gibi baktığında gülümsedim.
"kahve sözüm vardı"

Gülümsememe karşılık verdi ve oda ayağa kalktı. Birlikte kantine girdiğimizde bütün gözler üstümüzdeydi fazla aldırmadım.

"sen şurdaki masaya otur ben kahveleri alayım" kafasını olumlu anlamda salladığında kantinci Mehmet abinin yanına gidip 2 kahve aldım.

Yanıma doğru gelen Aylin 'i gördüm. Evet sıçtık arkadaşlar muhteşem.

"selam Aşkıncık" yapmacık sesle dediğini cevapsız bıraktım. "Aşkıncık bunları konuşmuştuk"

Aynen yaa çok güzel konuştuk

"Aylin gidermisin" dediğime kahkaha attığında birkaç öğrenci bize dönmüştü. "Aşkıncık daha yakıcı bir dille uyarmak çok isterim. Okul çıkışı okulun karşısındaki boş depoya gelirsen sevinirim. Aksi taktirde çok sevdiğin ikizin Bera zarar görebilir"

Aylin yaparım derse yaparda varlıklı ve çokca tanınan bir aileydiler. Bera, ikizime bişe olmasını istemediğim için kafamı olumlu anlamda sallayıp Barış'ın yanına gittim

Sandalyeye oturup kahvenin bir tanesini ona uzattım.

"teşekkür ederim"

Dediğinde gülümseyerek konuştum

"teşekkür mü edersin?"

Gülümsedi. Sanırım onda en çok sevdiğim şey gamzeleriydi. Gamzeli insanlara zaafım vardı. Annem ve babamında gamzeleri vardı...

__________________________________

Woahh bölüm nasıldı.
Barış karakterimiz geldii
Kitapda hic beklenmedik şeyler yapcam ehe

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Suçluluk DuygusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin