"You caught my eye, Valentine. Will you rot with me?"
Adele - Skyfall
***
Hava o kadar sıcaktı ki Minho ne durumda olduğunun farkında olmasa da gerçekten de herkes gibi sıcaktan bunaldığını sanacaktı. Ellerindeki soğuk içecekler ve incecik kıyafetleriyle kalabalık caddede yazın tadını çıkaran insanların arasına sanki iliklerine kadar donuyormuş gibi karıştığında üzerindeki garipseyen bakışların farkında bile değildi.
Beyaz atletinin üzerindeki deri ceketini kapatarak beyaz kumaşın üzerindeki lekeleri gizlemeye çalışırken tir tir titriyordu.
Birbirine çarpan dişleri nedeniyle defalarca dilini ısırmış ve nefesi kesilmişti. Tüm tüylerinin diken diken olduğunun ve dirseğinden tüm koluna yayılan ağrıyı hissedebiliyordu.
Gayet açık bir şekilde kırılmış olan kolunu diğer eliyle sıkıca tutarak dişlerinin arasından kesik nefesler vererek insanlara çarpa çarpa ilerlerken beyninin bir çorba gibi kaynadığını sanmaya başlamıştı.
Sıcak kafa derisinden içeri girip tüm hücrelerini eritiyordu sanki. Buna rağmen alnından akan terler acısı yüzünden buz gibiydi.
Birini öldürmesi istenmişti ve Minho bunu yapmıştı. Adamın onu merdivenlerden aşağı yuvarlaması ve kolunu kırmış olması her ne kadar planda olmasa da şimdi ana baba gününe dönmüş olan bu caddede acıdan ağlamasına yol açacak bir kırık kolla ilerliyordu.
Sadece bu da değil, Minho düzgün düşünemediğinin de farkındaydı. Tam bir deli olmamak bazen çok yorucu olabiliyordu. Nereye gittiğinden emin değildi fakat hemen izini kaybettirmesi gerektiğinin de farkındaydı.
Deliliğin akrobatı olan Minho bir bu yana bir buna zıplarken daha fazla bu şekilde ilerleyemeyeceğini düşünerek insanların ona yaklaşmasını istemediğinden bir çöp tenekesinin yanına çöktü ve ani hareketiyle tüm koluna yayılan sancıyla dişlerini sıktı.
Yüzü sapsarı olmuştu. Yakıcı güneş alnındaki terleri boncuk boncuk parlatıyordu.
Sırtını arkasındaki pis duvara yaslayarak kolunu kendine çektiğinde bir an soluklanıp ona yardım edebilecek birilerini aramayı düşündü ama Minho bunu yapmazdı ki.
Minho kendi bokunda boğulsa insanlardan yardım istemezdi. Şimdi de kırık kolu ve hemen sakinleşmezse çok kötü şeyler yapacağı beyniyle bir ara sokağın girişinde, leş gibi kokan çöp tenekesinden destek alarak zavallı bir şekilde bekliyordu.
Neyi bekliyordu emin değildi fakat dehşete düşmüş gibi görünen ifadesi bir sürü kişinin dikkatini çekmiş olsa da çoğu kişi onun bir bağımlı olduğunu düşünüp sadece yanından geçip gitmişti.
Minho merdivenlerden yuvarlandığı andan sonrasını neredeyse hiç hatırlamıyordu. Kendine gelir gibi olduğunda ölü adamın başında dikiliyordu.
Hyunjin ona daha önce eğer yalnız olduğu bir anda kriz geçirmeye başlarsa kafasından geçen düşüncelerden başka bir şeye odaklanmasını söylemişti.
Minho bir süre sadece kolundaki acıya odaklansa da kafasında sadece itilmesi yüzünden bu halde olduğu vardı. Biri onu itebilmiş ve düşmesini sağlamıştı. Kendinden nefret etmesini sağlayan bu düşünce onu sakinleştirmek çok daha sinirlendirirken soğuktan donan biri gibi titreyen başını yavaşça kaldırıp etrafına bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kirpi ikilemi // minsung
FanfictionBu hikaye fiziksel ve psikolojik şiddetin birçok halini içeriyor. Okumanızı önermiyorum fakat okumayı tercih ederseniz, yazılan hiçbir şeyi savunmuyorum ve bir aşk hikayesi yazmıyorum. Sadece bu konuda bir hikaye yazmak istedim ve şu an ki en sevdiğ...