Kaykay için bir deneme daha yapmak için kaykay pistine gelmiştim. Bir çocuk beni en tepeye çıkarmıştı. Kaykay sürmeyi öğreteceğini söylemişti.
"Bak şimdi, kaykayı kontrol etmek için her an tetikte olmalısın. Arka ayağını bu şekilde çapraz koymalısın. Böyle koyarsan her hangi bir şey önüne çıktığında direk ayağın ile durdurabilirsin." Kaykay pistini gösterdiğinde kafam ile onayladım. Kaykay ile aşağı indiğimde kendi durdurmak için ayağımı bastığımda kaykay aniden durdu. O çocukta tam yanımda durdu.
"İşte böyle, bak çok kolaymış." Kafamı sallayıp gülümsedim. "Bu arada ben Murat," deyip elini uzattı. Elini tutup sıktım.
"Ben de Kumsal," diyerek kendimi tanıttım.
İki saat boyunca bana burada ders vermişti. Zordu ama imkansız değildi. Bu yüzden hareketleri yapabiliyordum. Kaykay tepesine çıkardı beni. İlk kendisi kayıp hareketi yaptı.
"Bunu yap ta görelim bakalım," dediğinde yan bir sırıtış ile ona baktım. Kaykayım ile kaydığım sırada kaykay ayaklarımdan kayıp kendi gitti. Ben tam sırt üstü düşecekken bir el belimi kavradı. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Gözlerimi açtığımda beni tutan kişinin Deniz olduğunu gördüm.
Beni bıraktığında konuştu."Onun için bu hareketler daha erken Murat," diyerek üstten bir bakış attı Murat'a. Murat kafa salladığında Deniz kaykayımı bana doğru ayağı ile itekledi. "Akşam oldu, eve gitsen iyi olur," dediğinde kaşlarımı çattım. Uzun zamandır aşık olduğum çocuk şimdi beni önemsiyor muydu yani?
Canım cips çekmişti. Daha doğrusu bir leğen dolusu atıştırmalık. Hemen kredi kartımı aldım. Anneme kesiliyordu parası zaten. Markete gittim. Bir turşu kavanozunu sepete attım. İleride süt burgerleri gördüğümde koşa koşa oraya gittim. Süt dilim ve süt burger aldım. Noodle reyonuna gelince yeni noodle çıktığını gördüm. Hepsinden birer çeşit alıp arabaya attım. Cips reyonuna gelince doritos risk aldım. Bu gün ağlamak istiyordum. Hayatın acıları için değil dilimin acısı için ağlamak istiyordum. Bir kaç cips paketi daha aldıktan sonra çikolata reyonuna doğru hızla sürdüm arabayı. Altımda pijamalar ile çıkmıştım ve deli deli hareketlerde bulunuyordum. O sırada dondurma reyonunu görmem ile ani fren yaptım.
Kendime uygun büyük bir dondurma aldım. Sepete koydum. Çikolata reyonundan kendime 8 tane çikolata seçtim. İlerlerken paketli kadayıf gördüm. Üstüne şerbeti ekliyorsun ve bum! Kadayıf hazır! Hemen onu da sepete attım. Kasaya doğru sürmeye başladım. Tam köşeyi dönecekken başka bir market arabasına çarptım.
"Ya Allah'ım kazasız belasız bir günüm yok mu!" dediğim sırada karşımda Deniz'i görmem ile dondum.
"Sen aniden önüme çıkmasaydın bir şey olmayacaktı!" diye karşı çıktığında sinir ile ona baktım.
"Bana bak! Her şeyi bana atamazsın! Sen de suçlusun! İkinci şeritten geçsene!" Birden yüzü kahkahalara boğuldu.
"İkinci şerit mi!" O gülmeye devam ederken yüzümü buruşturup dil çıkardım ona.
"Ben gidiyorum!" dediğim sırada arkadan İrem çıktı.
"Sen de kimsin?"dediğinde onun beni tanımadığını anlamam uzun sürmedi. Ben kim miyim? Sizin tc nize kadar bilen bir sıradan insan. Konuşmaya başlayacağım sırada Deniz beni susturdu.
"Bir arkadaşım." Kafamı salladım. Kasaya doğru arabayı sürdüm. Ödemeyi yapıp marketten ayrıldım. Nerden bilebilirdi ki ona deliler gibi aşık olduğumu? Üç senedir ona takıntılı olduğumu nereden bilebilirdi? Eve girdiğimde hemen atıştırmalıklarını çıkardım. Ocağa şerbet için su koydum. O kaynarken diğer bir tencereye de su koyup noodle larımı attım.
Onlar orda hazırlanırken masada oturmuş süt dilim yiyordum. Telefonumu elime aldığımda annemden mesajlar vardı. Önemsemeden sildim. Sosyal medyaya girdiğimde bir kişiden istek geldiğini gördüm. Bu kişi Denizdi. Profilinde o vardı. Takip isteğini kabul ettim.
@denizaksoyhan bu fotoğrafınızı beğendi.
Cidden mi?
Ağağağağağa. Ölüyom. Yatakta zıplamaya başladım. Ölüyorum!
Sakin sakin. İyiyim.