Katsuki çabuk öfkelenirdi. Yani zamanında her hareketini izlediğim çocuk öyle yapardı. Ne zaman sinirlense etrafında bir şeyleri kırıp dökerdi. Hoşuna gitmeyen şeyler olurdu. Sinirlenirdi. Biri ona bir şey söylerdi sinirlenirdi. Bana da çok sinirleniyormuş bunu da öğrenmiştim.
Ama birini gördüğü anda sinirlendiğine ilk defa şahit oluyordum.
Katsuki sinirini de içinde tutmaz çok çabuk gösterirdi.
Ve bu sinirini tutmak için çabaladığını da ilk defa görüyordum.
Alev gözleri hala sert bakıyordu. Beni tutan kolundan vücudunun gerildiğini anlamıştım. Kapıdaki her kimse Katsuki ondan hoşlanmıyordu. Ve bunu sonuna kadar hissettiriyordu. Fakat her zaman sinirlendiği zamanlarda olduğu gibi davranmıyordu.
Kendini tutuyordu.
Bunu çok garipsedim çünkü anlam verememiştim. Tamam kavga edip dövüşmesini de istemiyordum ama bu kişinin ayrıcalığı neydi yani?
Tek garip olan da bu değildi. Beni tutan koluna baktım. Neden beni koruma ihtiyacı hissediyordu?
"Burada ne işin var Akira Kato?" diye sordu beni biraz daha arkasına alırken. Bu hareketi için ayrı bir gerginlik duyuyordum.
"Bu eve birilerinin taşındığını duymuştum ama hala buradaki anılara sahibim. Gelip görmek istedim. Ama seni burada görmek gerçekten sürpriz oldu."
"Artık burada başka bir aile var. Öyle her canın istediğinde gelemezsin."
"İzin almayı düşünüyordum zaten."
Bakışlarım mavi gözlüyle ikisinin arasında gidip geliyordu. Mavi gözlü, son cümlesinden sonra bana dönüp gülümsedi.
Bir gıcık olmuştum şahsen bu kişiye. Bu yüzden soğuk soğuk bakmakla yetindim.
"Gelebilir miyim?" diye sordu hala bana bakarken.
Fakat ben daha bir şey söylemeden içeriye adım atmıştı.
Çocuk içeriye adım attığında Katsuki'nin daha da gerildiği hissettim. Sakin değildi ama böyle bir durum için fazla sakin davranıyordu.
Ayrıca bu eve neden herkes davetsiz giriyordu ya? Birine müsade ettim diğeri olmazdı. Özellikle zaten kötü enerjiler aldığım biri asla olmazdı.
Ani bir hareketle kolunu tuttu çocuğun benden önce davranarak. "İçeri gelebileceğini söylemedim."
Burası benim evimdi. Fakat Katsuki daha çok sahip çıkıyordu. Yanlış bir izlenime kapılmasa harika olurdu.
"Biraz özlem gidermek hakkım, Katsuki. Burası benim evimdi."
"Artık değil gördüğün gibi." dedi sert bir ifade ile ve çocuğu sol eliyle iteledi. Çocuk biraz sendelese de çok üsttelemeden gidivermişti. "Senin o hak dediğin bu evden taşındığınızda bitti."
Bu sözler üzerine güldü. Sinir bozucu gülüşlerin de çeşitleri varmış. Bu çocuğun gülüşü kesinlikle katlanılamazdı.
Katsuki' de bazen öyle gülüyordu ama onunki biraz daha şeydi. Katlanılabilir? Neyse dedirten? Tatlı?
"Artık sevgilin yaşıyor galiba burada." Bana baktığında kaşlarımı kaldırdım. "Bizi tanıştırmayacak mısın?"
İstersen bir de kanka olalım.
Ben bu çevreden arkadaş istemedikçe daha çoğu geliyordu. İyisiyle kötüsüyle. Tabi yanımdaki şahsın da bunda büyük bir payı vardı.
Sevgili değiliz diye bağırmak istedim yüzüne doğru. Tanışmak da istememiştim açıkcası. Çünkü Katsuki'den yayılan sinir dalgası beni de ele geçirmişti. O bu kadar tepkiliyse ben de olmalıyım diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
darkness meets city lights | bakugo katsuki
Fanfiction"Kül sarı saçlı, alev gözlü çocuk. Ben sana nasıl aşık oldum ki?" "Bu mahallenin hep karanlık kalacağını düşünmüştüm. Ta ki Şehir Işığı'nı görene kadar."