Gerçekleşmeyen Hayaller

52 9 49
                                    

Bu bölüm geçmişin kapılarını biraz araladık. Çünkü zamanı gelmiştiii.

İyi okumalar.

-İkinci sınıf partisinden iki ay önce.-

"Sana çok yakışır."

Arkamdan gelen ses beni korkuturken hemen geriye döndüm. Gördüğüm kişi kalbimin daha da şiddetli atmasına neden olmuştu.

Korktuğumu anlamış gibi "Korkuttum mu? Çok fazla odaklanmışsın yapacak bir şey yok. " dedi yine o ses.

Elinde sigarası, hafif gevşek gülümsemesi ve alev gözleri ile tam karşımdaydı.

"Bakugo-kun. Burada ne işin var?" diye sordum yerimde kıpırdanarak. Bir kaç adım geriye gitmek istedim ama aramızda zaten bütük bir mesafe vardı.

"Evim bu tarafta."dedi, gözleri ile yolu işaret ederek.

"Değil, yalan söyleme."  dediğimde varlığına alışmaya başlamıştım.

Kaşlarını çattığında yanlış anlaşılmamak için hemen açıkladım. Şu an olmasını istediğim tek şey onun karşısında daha da anormal davranmaktı.

"Yani genelde diğer taraftan yürürsün. O yüzden öyle söyledim. Mantıklı düşünelim."

Sigarasından bir nefes çekti. Bir şey söylemeden gözlerime bakarak bana doğru yürümeye başladığında nefes alış verişim yavaşlamış, daha sık nefesimi tutmaya başlamıştım. Arramızdaki mesafeyi kapatıp karşıma dikildi.

Alev gözleri kısık bir şekilde bana bakarken buna bir anlam veremiyordum.  Birine bu derece yaklaşması ona yakışır bir hareket değildi. Ama bunu ona söyleyemiyordum. Ona karşı duygularımın farkına vardığımdan bu yana karşısında tutuklu kalıp duruyordum.

Başka bir şey, daha uzun şeyler söylecekmiş gibi uzun uzun baktı bana.  Ama o sadece "Haklısın." dedi.

O kadar gerildiğime değdi mi yani?

Kaşları hızlıca kalkıp inerken vitrine doğru döndü. Tuttuğum o son nefesi verdim. Bu kadar yakın olmasına ne kalbim ne de ben henüz hazır değildik.

"Gerçekten sana çok yakışır. Bu elbiseyi partide giy ve herkesi kendine aşık et Rita Mai."

İnanarak söylediğine inanmıyordum. O yüzden bende ona uydum.

"Herkesin aşık olmasına gerek yok ki."dedim vitrine doğru dönerek.

Yan yana günlerdir hayran olduğum o elbiseyi izlemeye başladık. Bir sergide bir tabloya bakar gibiydik.

"Özellikle istediğin biri var galiba?"

Bunu derken hafifçe bana bakmıştı. Sesindeki ton beni garip düşüncelere itmişti.

Başımı hayır anlamında iki yana salladım. Tabiki itiraf etmeyecektim. "Senin var herhalde?"

Alnı kırıştı, bir şeyler düşünüyordu.

"Aşk bana yorucu geliyor. Sürekli bir hareket var. Koşmak gibi. Karşındakine hep bir ulaşma çabası içindesin."

"Zor olan bu mu?"

darkness meets city lights | bakugo katsukiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin