Bu Kadar mı?

17 3 2
                                    

Tenefüs zili çaldı işte başlıyoruz. Koray ve Caner Anılın yanına gidip" Rehberlik seni çağrıyormuş" dedi .Anılın "neden" dediğini duydum Koray hemen "Biz nerden bilebiliriz" diyerek toparladı. Anılın biraz kafası karışmış gibiydi ama bir şey demeden gitti. Gittiklerini görünce hemen koştuk.

Defteri çantasında olmalıydı. Yaprak etrafı kolaçan ederken ben çantasına uzanıp defteri aldım. Çantasının içi çok dağınıktı. Bir resim gördüm bakmamam gerektiğini biliyordum ama merakıma yenik düştüm .Resimde Anılın ve babasının fotoğrafı vardı. Anılın babasını tanıyordum çünkü okula büyük mevla da bağış yapıyordu. Bağış yapmak için geldiği bir gün görmüştüm. Yaprak "Hadi hala bulamadın mı? birazdan gelirler" diyerek sitem etti. Hemen defteri aramaya başladım heh şükür buldum. Hemen yazı yazdığı sayfayı aramaya koyuldum. Yaprağa buldum diyerek seslendim Yaprak heyecanla" Ne yazıyor" dedi. Yazıyı sesli bir şekilde okumaya başladım. "Boş konuşanlardan sıkıldım belki de sıra boş konuşanları susturmaktadır" yazıyordu. Yaprak "Bu kadar mıydı? dediğinde bende aynı onun gibi düşünüyordum. Defteri yerine koyup sıramıza oturduk.

Caner heyecanla yanımıza gelip "Ne yazıyormuş? deyince Yaprak yazan cümleyi tekrar etti. Canerinde Korayında yüzü asıldı. Koray ortamı biraz neşelendirmek için "Zaten ne bekliyorduk ki çocuk ölüm tarihimizi mi yazacaktı?" bende Koraya destek vermek için bence de hem biraz gerilim yaşamış olduk dedim.

Ders başladı nöbetçi öğrenci yarın okulun olmadığını bir parti düzenleneceğini söyledi. Yarın okul saatinde bahçede olmamızı okulumuza bağış yapan bir kişinin konuşma yapacağını belirti. Bu kişi tabi ki de Anılın babasıydı zaten her yıl böyle bir düzenleme olur Anılın babası kürsüye çıkar bir iki cümle söyler inerdi ve daha sonrasında bizi serbest bırakırlardı.

Okul bitti biz tam çıkarken arkadan birinin bana seslendiğini duydum bu Rüyaydı yani kardeşim. Rüya 10. sınıf öğrencisiydi ve arkasından Berkay yani en yakın arkadaşı geliyordu ve aynı zaman da sınıf arkadaşıydılar. Berkay ve Rüya 7. sınıftan beri beraberlerdi. Aslında lisede farklı sınıflara düşmüşlerdi ama Berkayın babası eli kolu uzun olduğu için kolay bir şekilde Berkayı Rüyanın sınıfına aldı. Biz hep Berkay ve rüyayı yakıştırıyorduk. Yaprak birden "Şunlara bak ne kadar yakışıyorlar" dedi. Allahtan Rüya duymamıştı çünkü böyle şeylerden nefret ederdi.

Yolda yarın neler yapacağımızı konuştuk biz dörtlü olarak Anılın babasının konuşması bittikten sonra bizim evin yakınlarında eski yıkık bir bina var oraya gidip cips yer kola içeriz diye düşündük o eski harabe yere hiç gitmemiştik o yüzen orayı merak ediyordum. Rüya ve Berkay bunu duyunca hemen bizde gelelim demeye başladılar. Hayır diyerek itiraz ettim kardeşinin olmasının en kötü yanı da buydu işte peşinde kuyruk gibi dolanması. Caner "Siz boş verin o harabe yeri yeni bir kafe açılmış ve kendisine ayit yeni bir içeceği var tam size göre arkadaşlarınızla oraya gidin" dedi Berkay ve Rüya tam bir gurme olduğu için hemen kabul ettiler. Hatta Berkay yolda arkadaşlarını arayıp plan yaptı telefonu kapattıktan sonrada bir ajan edasıyla "Oldu bu iş" diye sevinçle bağırdı.

BİLİNMİYENLERİN ACISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin