O gün ben açtım gözlerimi dünyaya. Bir dilek tuttum doğum günümde. Sessizce bekleyenler oldu, mumdaki ateşi üfleyip söndürmem için. Üflemeden önce bir dilek tut demişlerdi. Bekledim... bekledik.
Yalnız değildim, ailem vardı. Açtım ellerimi ve Tanrıdan diledim en güzel dileği.
Dakikalarca içimden sessizce dua ettim. Her yıl aynı günde, aynı dileği diledim Tanrıdan. Ne diledin ne! Soruyorlardı bana, merak sarmıştı beni; bekleyenleri. Tanrıdan başka kimsenin bilmesini istemezdim. Bir dilek başkasına söylenmemeliydi yoksa büyü bozulurdu.
Bir çok kişinin aklından eminim ki farklı şeyler geçiyodu. Ve ısrarla ne dilediğimi öğrenmek için çabalıyorladı. Kararlıydım, emindim bir çok şeyden. Kim ne düşünüyorsa düşünsün, kim ne diyorsa desin gerçekten de kalpten edilen dilek Tanrı ile kul arasındadır.
Kimse bilmez, duymaz, anlamaz. Ben o gece uzun uzun dilek tuttum Tanrıdan. Kimse bilmez, kimse anlamaz.