20. {Final}

1.3K 68 24
                                    

Altay'ın ağzından

"Baba, uf oymuş."

Sabah bebeklerim elimi fark etmişlerdi. Ondan beri de elime dolu gözler ile bakıyorlardı. Onlara dün ki olayı anlattım ve acının azaldığını söyledim, ama yinede üzülüyorlardı.

"Güzellerim, acımıyor artık ama isterseniz bi öpün hemen geçsin."

İkisi de hevesle kafalarını salladı. Tam elime eğileceklerdi ki elimi arkama alıp dudaklarımı uzattım. Kıkırdayıp dudağımdan öptüler. O an Demir elinde ki krem ve sargı bezi ile yanımıza geldi.

"Bana öpücük yok mu?"

Kıskanç Demir'e de öpücük verdikten sonra üçü de dikkatle elime baktı. Demir elim ile ilgilenirken duyduğum hıçkırık sesleri ile miniklerime baktım. Sevgilim yeni sargı bezini sardı ve bebeklerimizi kucakladı.

"Şşt güzellerim, baba'nın canı acımıyor ki. Siz öpünce geçti, ağlamayın. Hem benim size bugün bir süprizim var."

Süpriz mi? Üçümüz de merakla Demir'e baktık. O sadece gülümsüyordu.

"Benim şimdi gitmem lazım, süpriz için hal etmem gereken şeyler var. Her şey hazır olunca gelip sizi alacağım."

Demir ikisini de yanıma oturttu ve televizyonu açıp üzerimizi bir pike yardımıyla örttü. Hepimizin alnına bir öpücük kondurdu ve evden çıktı.

......

Demir iki-üç saat sonra bizi almaya gelmişti. Hızla hepimizin üzerini değiştirdi ve evden çıktı. Elim yüzünden beni de giydirmek zorunda kalmıştı, ama halinden hiç şikayetçi değildi.

Beraber arabaya oturduk ve Demiri soru yağmuruna tuttuk.

"Demir, nereye gidiyoruz?"

"Baba, söylesene meyak ettik."

"Evet baba."

"Güzellerim, az kaldı zaten göreceksiniz birazdan."

Arabayı bir gemi limanına durdurdu. Ona anlamayan gözler ile baktım, ama o sadece gülümseyip arabadan indi. İyi ki bebeklerim için yanıma hırka almıştım. Üşüyebilirlerdi. İkisini kucağına aldı ve yanıma aldığım hırkaları giydirdi. Yan yana bir tarafa doğru yürüdük. Bir adam yanımıza gelmişti.

"Her şey hazır efendim. Biz buralarda olacağız, gideceğiniz zaman lütfen haber verin."

"Tamam, sağolun size de."

"Görevimiz, efendim."

Demiri takip ediyordum. Küçük bir köprünün üzerini süslemişlerdi. Mumlardan kalp yapmışlardı. Ortadaki masanın etrafını mum ışıkları aydınlatıyordu. Masanın üzerindeki yemeklerin üzerinden sıcak duman çıkıyordu ve harika bir manzara vardı.

 Masanın üzerindeki yemeklerin üzerinden sıcak duman çıkıyordu ve harika bir manzara vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Demir!"

"Efendim, papatyam?"

"Burası çok güzel, baba."

"Siz daha güzelsiniz bebeklerim."

Yere oturduk ve üzerimizdeki şoku atlattıktan sonra yemeklerimizi yemeğe başladık. Bir taraftan da bebeklerimize yediriyorduk.

"Beğendiniz mi süprizimi?"

"Beğenmedik. Bayıldık sevgilim, çok teşekkür ederiz. Sizi çok seviyorum."

"Teşekküre gerek yok güzelim. Bende sizi çok seviyorum."

"Bende seviyoyum sizi!"

"Bende bende!"

"Altay, seninle iyi ki okulda tanışmışım sen beni hayatım boyunca çok mutlu ettin, her zaman sevildiğimi hissettim."

Bana bakarak konuşması ile gözlerim doldu. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken, işaret parmağını dudaklarıma bastırdı.

"Şşt bir şey demene gerek yok, içinden geçenleri biliyorum."

Ardından bebeklerimize döndü.

"Ve siz, bizi tamamladınız. İyi ki şirkette çalışmaya başlamışsınız. Sizin iki melekten hiç bir farkınız yok. Çok seviyorum sizi."

İkisinin de gözleri dolmuştu. Demir ikisini de göğsüne çekti ve saçlarından öptü. Ardından elini bana uzattı ve uzattığı elini tuttum. Elime bir kaç öpücük kondurdu.

Anın tadını çıkararak yemeğimizi yedik ve sohbet ettik. Çokça miniklerimizi dinlemiştik. Ardından hava soğuyunca gitmeye karar vermiştik.

Biz arabaya oturduk ve Demir o adamın yanına gitmişti. Ona bir şeyler söyledikten sonra yanımıza geldi ve arabayı çalıştırdı.

......

Eve vardığımız da bebeklerimizi de alıp yatağımıza geçmiştik. İkisinin sütünü içiriyorduk şuan. Özgün kafasını omzuma yaslamış, baygın gözler ile bakıyordu bana. Ben biberonu tuttuğum için minik elleri arasına aldı, yaralı elimi. Yanağına sulu bir öpücük bıraktım ve yanımda yatan Demir'e ve Özgür'e baktım.

Bebeğim de sütünü bitirmiş, kafasını babasının boynuna yaslamıştı. Ağzındaki emzik ile çok tatlı duruyordu. Özgün'ün biberonu bittiği için, ağzına emziğini verdim ve emmeye başladı. Odayı ikisinin düzenli nefes alış veriş sesleri doldurunca Demir ile göz göze geldik.

Dudaklarımı oynatıp 'sizi seviyorum' dedim. O da bana karşılık verip bir de öpücük attı. Komodinin üzerindeki gece lambasını söndürdüm ve kendimi sevgililerimin yanında, hiç bir zaman ayrılmayacağımızın bilincinde, huzurlu bir uykuya bıraktım.

-

-

-

-

-

-

Bitti.

Sizi diğer kurgularıma da beklerim.

OUR LİTTLE BABİESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin