5.

2.5K 105 30
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen 💚🦒

Altay'ın ağzından

Bugün arkadaşımıza, yemeğe davetliydik ve ben benimkileri bir türlü uyandıramıyordum. Bir tarafta horlayan ayım diğer taraftan uyanmak istemeyen bebeklerim vardı.

"Ya siz beni delirtmek mi istiyorsunuz? Hadi bekliyorlar."

"Baba uyu."

"Özgüne katılıyorum Altay'ım."

"Hı-hı bende."

Bunlar benimle dalga mı geçiyordu? Alnıma sağ elimle vurdum ve Demiri yataktan aşağıya ittim. Odada yankılanan 'güm' sesi ile bebeklerim anında gözlerini açtılar ve yerde yatan babalarına baktılar. Demir'i öyle görünce ikiside gülmeye başladı.

Sevgilim yerden homurdanarak doğruldu ve bana kötü kötü baktı. Ellerimi kaldırıp 'ben masumum' dercesine baktım. Beni kolumdan tutup yatağa yatırdı ve gıdıklamaya başladı. Ben gülmeden duramıyorken bebeklerim de kıkırdıyordu.

Sonunda kaçabildiğimde çoçuklar için dolaptan giysi çıkarmaya başladım. Demir de o sırada duşa girmişti.

"Baba neyeye didicez?"

"Tolga abinizin evine, bebeğim."

Tolga bizim çoçukluk arkadaşımızdı. Arada ya onlar bize geliyordu yada biz onlara gidiyorduk. Dün akşam arayıp bizi davet etmesi ile sevinmiştik. Özgün ve Özgür için değişiklik olacaktı.

Dolaptan iki yeşil zıbın, beyaz eşofman ve yeşil tişört çıkardım. Demir duşta olduğu için, önce Özgürü bez değiştirme masasına yatırdım ve dolaptan çıkardıklarımı giydirdim.

Özgün o sırada yatakta bizi meraklı gözler ile izliyordu. Onun bu haline gülümsedim. Özgürü yatağa yatırıp bu sefer Özgünü giydirmek için bez değiştirme masasına yatırdım.

Onun da üzerini değiştirip ikisini aşağıda oyun alanına bıraktım.

"Güzellerim siz oynayın biraz, ben hazırlanıp geleceğim. Bir şey olursa seslenin."

"Tamam baba."

"Tamam baba."

Aynı anda konuşmaları ile güldüm. Üzerimi değiştirmek için odama döndüm. Demir duştan çıkmış, üzerini giyinmişti bile. Aynanın önüne dikilmiş, saçlarına şekil vermeye çalışıyordu.

Yanına gidip kollarımı boynuna doladım. Bana bakıp gülümsedi ve ellerini belime yerleştirdi. Biraz öyle durduktan sonra konuşmaya başladı.

"Hadi aşkım. Çoçuklar bekliyor."

Kafamı salladım ve üzerimi değiştirdim. Saçlarıma şekil verip odadan çıktım.

"Demir giderken bir tatlı alalım."

"Tamam Altay'ım."

Bebeklerimin yanına gittiğimde, onların deyimi ile 'cuff cufflar' ile oynuyorlardı.

Onların önüne oturdum ve ellerimi onların yumuşak saçlarına götürdüm. Biraz okşadıktan sonra dayanamayıp eğilip ikisinin yanaklarına ve dudaklarını öptüm.

"Ohh çok tatlısınız."

Özgür'ün yanakları kızarmıştı. Utangaç bebeğim benim. Özgün ise 'biliyorum' demişti. Egolu bebeğim.

İkisiyle oynayıp Demir beyi beklemiştim. Sonunda beyfendi hazırlanabildiğinde bebeklerimizi arabaya götürdük ve bebek koltuğuna oturttuk. Demir sürücü koltuğuna bende onun yanına oturdum.

"Özgün, Özgür."

"Efendim baba?"

"Uyumayın tamam mı güzellerim. Fazla yolumuz yok zaten."

"Tamam."

İkisi kendi aralarında sohbet etmeye başlamıştı. Demir ile göz göze geldik ve gülümsedik. Yolculuk onları dinlememiz ile geçmişti. Yolda bir pastane'ye durup tatlı almıştık. Elimiz boş gitmek olmazdı.

Vardığımızda ben Özgürü Demir ise Özgünü kucağına almıştı. Kapıyı çalmamız ve açılması aynı anda olmuştu. Tolga kucağında tuttuğu Emir ile bize bakıyordu.

Tolga ve Emir de bir ageplay sürecindeydiler ve bebeklerimiz gerçekten çok iyi arkadaşlardı.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk kardeşim."

Tolga Özgüne doğru eğildi ve elini salladı. Özgün 'meyaba' demişti. Aynısını Özgür de yaptı. Özgür kardeşinin aksine 'meyaba' diyip kafasını Demirin göğsüne gömmüştü.

"Küçükleri oyun alanına bırakalım. Mutfaktan görebiliriz onları."

Tolga'nın dediği gibi yaptık ve üçümüz beraber mutfağa geçtik. Biz kahve içip, tatlılarımızı yerken bebeklerimiz oyun oynuyorlardı.

Biraz zaman geçtikten sonra Özgün'ün ağlaması ile sohbet bıçak gibi kesilmişti. Demir ile hızla onların yanına gittik ve sevgilim bebeğimizi kucağına aldı. Özgün hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kafasını babasının göğsüne gömmüş, minik parmaklarıyla babasının kazağını tutuyordu.

"Siz Emir'in odasına geçin kardeşim ben çocukların yanındayım."

Tolga'ya kafamı salladım ve üçümüz Emir'in odasına girdik. Demir kucağında bebeğimiz ile odadaki büyük koltuğa oturdu ve saçlarını okşamaya başladı. Bende hemen yanlarına oturup hala içli içli ağlayan bebeğimin sırtını sıvazlıyordum.

Özgün parmağını ağzına almış emiyordu. Bunu fark ettiğimde odadan çıktım ve çantamdaki yeşil emziği çıkarıp geri odaya döndüm.

"Parmağını emme güzelim. Bak babacığın sana emziğini getirdi."

Emziği minik dudakları arasına bıraktım ve onlara sarıldım. Biraz sakinleşmesini bekleyecektik.

......

"Hadi Demir!"

Biraz beklemiştik, ama Özgün ne yapsak sakinleşmiyordu. Sebebini anlamamız da uzun sürmemişti. Tolga bebeğimin alerjisini unutup onlara kivili püre vermişti.

Özgün'ün yüzü şişmişti, parmaklarım karıncalanıyor demişti ve başı dönüyordu. Demir ile hemen arabaya bindik. Özgür'ü orda bırakmıştık, Tolga bakardı ona. Bebeğimi koltuğuna oturttmak yerine kucağına aldım ve hastaneye varmamızı bekledim.

.....

Özgün'ün yediği şey bu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özgün'ün yediği şey bu

Bakalım gelecek bölümde neler olacak.

Oy vermeyi unutmayın lütfen 💚🦒

OUR LİTTLE BABİESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin