''Harekete geç, evren beklemeyi değil eylemi sever''

39 12 5
                                    

                 

1HAFTA ÖNCE

ARDAHAN (Posof)

Şeyhanlı köşkünün meşhur lalelerinin kokusu iki sokak öteden bile duyulabilir. Kamber ağanın eski eşi Feride bağ bahçe işlerine epey düşkünmüş. Pazara gider eline deste deste çiçekler alır köşkün bahçesinin her bir köşesine dikermiş. Zavallı kadın Kamber ağadan kaçmak uğruna bütün ömrünü toprakla harcamış. Ömrünün sonunda ise toprağa bu defa bir çiçek daha dikilmiş adı Feride imiş.

Çatısında güvercin yuvaları bulunan, tamamı ahşaptan yapılma, gösterişli demir tokmağı bulunan bu köşk Kamber ağaya dedelerinden kalmış. Köşkün mutfağı saray mutfaklarını aratmayacak büyüklükteydi. Eskiden koca köşkün temizliğini tek başına hak eden Yeter artık yaşlandığı için yalnızca mutfakta vakit geçiriyor ve bir günden bir güne hayıflanmadan işini zevkle yapıyordu.

Yeter merdivenlerden inen Emine'nin halinin iyi olmadığını görüp hafif topallayan bacağıyla ivedi hareketle yanına gitti. Emine'nin yüzünün sapsarı kesilmiş olduğunu gördü. Yeter durumu hemen anladı fakat bunu Emine'ye söylemek için doğru zaman olmadığını biliyordu. Yeter Emine'yi odasına götürüp yatırdı sakinleşmesini bekledi.

Emine'nin güzelliği Artvin'e kadar duyulmuş, boyuyla endamıyla çarşıya çıkar çıkmaz bütün erkeklerin dikkatini dağıtır hatta evli adamların bile bakışlarına esir olurdu. Kara kaşı ve sürmeli kirpiklerinin arasında yeşil gözleri adeta mercan gibi parlar. Emine'nin öyle naif öyle kırılgan bir duruşu vardı ki insanlar Emine'yi kırdıklarında müstahak gözüyle bakıyor akıllarınca vicdanlarına su serpiyorlardı. Onların aksine emine kimseyi kırmak istemez, konuşurken laflarını öyle bir cımbızlar ki bazen ne söylemek istediğini anlamakta zorlananlar olurdu. Yine de onu bu köşkte anlayan tek insan Yeter'di. Aralarındaki yaş farkı beraber dertleşmelerine mani olmuyordu zira ikisi de epeyce yalnızlık çekiyor ve bedbaht hayatları için sitem ediyorlardı. Emine zaman zaman kaçma girişiminde bulunduğundaysa Yeter'den destek alıyor, döndüğünde verilen cezaları kimseye farkettirmeden o hafifletiyordu. Emine annesinden görmediği sevgiyi Yeter'de bulmuş, Yeter ise çocuklarından dilendiği sevgiyi Emine'yle yatıştırmaya çalışmış.

Emine yavaştan gözlerini açarken telaşı gözlerinden taşmış Yeter birden atılıverdi ''İyi misin kızım, iyi misin''

''iyiyim Yeter ana, birden tansiyonum düşmüş olmalı bu aralar pek iştahım yok ondan olabilir'' Yeter gözlerini nereye kaçıracağını şaşırmış gibi bir o yana bir bu yana bakınıp durdu bir süre. Uzun bir sessizlik oluştu odada. Emine hala kendine gelemediği için Yeter'in bu şüpheli tavırlarını anlamadı. Yeter de bunu fırsat bilerek odadan çıkmaya karar verdi. ''Kızım sen iyiysen ben bir mutfağa bakayım biliyorsun ben olmadığım zaman çarşı Pazar karışıyor.'' Emine başını sallamakla yetindi. Yeter kendini odadan atar atmaz gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Emine ilk hamile kaldığında ona yine Yeter söylemiş, Emine kıyameti koparmıştı. Kızı gibi sevdiği Emine'sinin bu denli üzülmesine gönlü bir türlü razı gelmiyor, ona bunu nasıl söyleyeceğini kara kara düşünmeye başlıyordu.

Yeter kapı önünde gözlerindeki yaşları silerken Kamber ağanın ilk gelini Dilan Yeter'e sinsice bir bakış attıktan sonra sordu '' Noldu Yeter ana Emine'yi kaçıramadığınıza mı üzüldün'' Ağzının kenarıyla sinir bozucu bir gülüş attı. Yeter sanki o kadın hiç gelmemiş gibi onu görmezden gelerek uzaklaştı. Sanırım Yeter'in bu köşkte bu kadar sene kalmasının sırrı buradaydı. Kimseye cevap vermeyip dedikodudan uzak kalarak buradaki süresini uzatıyordu.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin