1. Düğün

1.3K 300 72
                                    

Hayallerime adım adım
İlk kitabi sizinle paylaşıyorum
İlk oldugu için pek iyi olmuyabilir
Zamanla kendimi geliştiricem
Sıklıkla yazamıcam şimdiden kusura bakmayın
Çok yoğun bir hayatım var
Bu yogunlukla hayalimin peşinden koşmaya karar verdim
Umarım beğenirsiniz birlikte
Büyük bir aile oluruz inşallah
Ve bana yardımcı olan nasıl bir yol izlemi kunusunda yardımcı olan 34zerya21
Çok teşekkür ederim
Başlıyoruzzzz
-----------------------------------------------------------

Bir felaket, nerden geldiğini bilmediğim bir bela, karıştı hayatıma, nefes alamıyorum...

İsmişah şoka girmiş gibiydi, sanki zaman durmuştu da, kendisi bu ana takılı kalmış... Gözünü kırpmıyordu sebeb olduğu şeydeydi gözü. Kim bunu yapmıştı? Kendisi mi? Ama onun bir suçu yokti ki... Her şey onun suçuydu.

Her şey karşısındaki kanlar içinde yatan adamın suçuydu. İsmişah böyle olsun istememişti. Uzak durmasını   söylemişti,  yalvarmıştı, hemde kaç kez.

Öylesine donmuştu hiç birşey yapmada dikililiyordu ayakta. Kendisine gelmesi neredeyse beş dakika bulmuştu. Ölü bir bedenin dirilmesi gibi nefesinin sesi odayı doldurdu.  İlk sözü ,"Ben ne yaptım?"demek olmuştu. Aklının bir oyunu olabirdi. Evet aklının bir oyunuydu. Çünki oda kendisine inanamıyordu. Dudaklarının arasından acı bir hıçkırık koptu. Ama hayır, aklının bir oyunu olamazdı. Çünki akıl sağlılığı yerindeydi. Dudakları titriyordu. Yerdeki kan...cansız duran adam... korkuyordu...

"Zafer!" diye seslendi, çıt çıkmadı. Tek ses dışarda kopan fırtınanın sesiydi. Rüzgarın uğultu acımasızdı.

Tekrar "Zafer!" diyen kadın korkuyordu. Çünki ses yoktu...  Ölü gibi yatıyordu.  Cevapsız kaldıkça korku sarıyordu bedeni. "Allahım katil mi  oldum?" dedi. Bir karıncayı incitmeyen İsmişah, katil oldum diyordu. Ağzından çıkanlara kendiside inanmıyor gibiydi. Çünki o kimseyi incitemezdi.

Hıçkırıklar boğazına dizildi, sanki nefesi kesiliyordu. Bir hıçkırık aha koptu dudaklarının arasından. Elleri panikle dudaklarına gitti. Kendi sesini bile duymaktan korkuyordu.  

Odanın içinde boylu boyunca uzanan kanlar içindeki  adam, onun eseriydi. O an gözü dönmüştü, çıldırmıştı. Zafer'in ona yapmaya çalıştığı şey iğrençti. Sadece kendisini korumaya çalışmıştı. Onu öldürmeye değil.

Cesaretini topladı, kendisini sakinleştimek için kendisine dil döküyordu. Ne kadar cansız gibi dursada deli gibi korkuyordu. Hem ölmüş olmasından hemde kalkıp yarım bıraktı işi tamamlamasından.

Ne büyük çelişki ama. Hem kalkması istiyordu. Hemde uyanmasından deli gibi korkuyordu. Çaresizlik neymiydi?
Şuan İsmişah'ın yaşadığı şeydi. Ne ölsün diye biliyordu ne de kalksın.

Ne istediğini kendiside bilmiyordu. Hangisini isteyeceğini. Hangisi için dua edecekti? Bu adam kalkarsada sonu olurdu, ölürsede...

Eserine doğru titrek adımlarla yürüdü. Aralarında iki metre kadar mesafe vardı. Hala kanı akıyordu, bunu yerinden ilerleyen kandan anlamıştı. Kendi elleriyle bu adamın kafasını parçalamıştı.

Tam karşısında durdu. Uyanmasından deli gibi korkuyordu ölmesindende. Dizlerinine yük oluyormuş gibi kendisini yere bıraktı. Zafer'in yanına çökmüştü,  elleri titriyodu, aklı başında değildi, bedeni kendisinden habersiz hareket ediyor gibiydi.

Elini Zafer'e doğru uzattı. Sırt üstü yatan Zafer'in omzuna dokunduğunda, ruhu bedeninden çekilmiş cansız gibiydi. Dokunmaya iğrendiği adamı sarstı. Ne bir kıpırtı ne de bir ses vardı. Ne nefesinin sesi nede nedes aldığıda dair bir kıpırtı.

İSMİŞAH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin