Hayat ne kadar da kısa.Sevmeye, sevilmeye, acımaya, acıtmaya, üzülmeye, üzmeye...Ne kadar da çok şey yaşamışız.Halbuki birçok insana göre daha'yeni neslin teknoloji bağımlısı aklı bir karış havada olan gençleri'iken.Ne yazık ki insan öyle bir katteye geliyor ki;
Arkasını dönüp baktığında söylediği tek şey "nerdeeen, nereye"oluveriyor.Bazen düşünüyorum tek suçlu bizmiyiz.Yoksa bize etken olan, var olduğunu haykırışlarıyla gözler önüne seren yazılası kader mi?Belkide böyle düşünmemin nedeni okuduğum kitabın etkisinde bırakacak kadar gerçekçi olmasıydı.Zaten gerçek olaylardı yazılanlar.Kitabımda son iki hikaye kalmıştı, daha sonra okusamda olurdu.Tam kitabı kapatacaken başlığı dikkatimi çekti. 'Hic Hayallerinizden Sıfır Aldınız Mı? " Dikkatle okumaya başladım;
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları tebiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır.Baabsının iş nedeniyke çocuğun orta öğretimi kesintiye uğrar. Orta ikideyken ,büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını ister hocası.
Çocuk bütün gece oturup, günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar.Hayalini en ince ayrıntıları ike anlatır.Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini çizer. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterir. Krokiye 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planınıda ekler.Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesidir...Iki gün sonra ödevi geri alır. Kağıtta üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir '0' ve 'dersten sonra beni gör uyarısı'vardır.
" Neden '0' aldım"diye merakla sorar hocasına, çocuk...
" Bu senin yaşında bir çocuk için oldukça gerçekçi olmayan bir hayal."der, hocası...
" Paran yok.Gezgini aileden geliyorsun. Kaynağınız yok.At çiftliği kurmak büyük para getirir.Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlarda satın alman gerekiyor.Bunu başarman imkansız. "der ve ekler;
" Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan ,o zaman notunu tekrar gözden getiririm. " çocuk evine döner ve uzun uzun düşünür. Babasına danışır.
"Oğlum."der babası"Bu konuda kendi kararını kendin vermelisin.Bu senin haytın için oldukça önemli bir seçim! "
Çocuk bir hafta kadar düşüldükten sonra , ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürür hocasına..
" Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin"der."Bende hayallerimi."
O, orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerinde 1000 metrekarelik evinde oturuyor.Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı kısmı şu;
Aynı öğretmen,geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.Ciftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak"dedi."Sana şimdi söyleyebilirim.Ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım.O yıllarda pek çok öğrencinin hayalini çaldım.Allah'tan ki ,sen,hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."
Vay canına çok etkileyiciydi.Bir sonraki hikaye için sabırsızlanarak diğer bölüme geçmiştim ki canım arkadaşım kolumu sömürünce malesf kitabı kapatmak zorunda kalmıştım.
" He Duygu! Noldu yine? Ne var?"
" Kank. bu gün bizim günümüz! Baraaa gidiyoruuuuuuz!"diyince'sen beni salak mi sandın gülüm'bakışını attım.
" Taaaam yeaa.Berke'de orda olacakmış.Yaa hemen hayır deme.Hem senin şu lanet piç Oğuz'dan kurtulmanı, hemdeeeee 19 yaşına gelmeni kutlarııııız." diyince dünyalar benim oldu. Unutmamış yaaaaa canısıııııı.
"Kız unutmamışsın gel buraya."diyip birnirimize bir daha ayrılmayacakmışız,hatta sanki birbirimizi son görüşümüzmüş gibi sarıldık.Sıkıca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR
Ficțiune adolescențiUyandıktan sonra bana bir kaç soru sordu bende cevap vermeyince kızıp beni dövmeye başladı.Mücadele etmeliydim ancak her yerim kan içindeydi fakat pes etmeyecektim.Beni gözünde bu kadar aciz görmemeliydi.Ben bunada dayanabilirdim. " Sana adını sord...