Multimedia :Kuzyey (hadi yine iyisiniz:P)
Bu hayatta herkesin bazı sorunları vardır. Kiminin maddi kiminin manevi.Ama biz insanların unuttuğu bir şey var. Eğer ortalıkta kuyruk sallayan fare gibi bir sorun varsa; onu yakalayan pençeli kedi gibi de bir çözüm vardır.
Benim sorunum maneviydi her zaman. En azından annem ve babam beni bırakana kadar.
Sıcak bir günde annem ile babamı zar zor ikna ederek beni parka götürmelerini sağladım.Annem ne kadar inat etsede babam benim tarafıma geçince mecburen o da kaderine razı olup gelmeyi kabul etti.
Ailem ile aramada çok kuvvetli bir bağ vardı. Ne kadar işleri yoğun olsada asla beni ihmal etmezlerdi. Yine bu bağı kullanıp biraz sırnaşma ve duygu sömürüsü ile arabaya binip parka doğru ilerlemeye başladık. O zamanlar babamın bir kahraman olduğuna inanırdım her çocuk gibi.Bu yüzden her arabaya bindiğimizde babamın arabayı daha hızlı sürmesi için yalvarırdım.Yine o gün parka giderken babama daha hızlı sürmesi için yalvardım.Ancak önde bir kaza olduğu için teklifimi kabul etmedi.Bende bunun üzerine emniyet kemerimi çıkartıp babamın boynuna sarıldım.Annem benim emniyet kemerimi çıkardığını görünce o da bana erişmek için kemerini çıkardı ve arkasına dönüp beni oturmaya çalıştı.Ancak ben babama çok sıkı sayılıyordum.Babamın birden fren yapmasıyla arkadaki araba bize çarptı ve yuvarlanmaya başladık. Ama benim canım annem kendi hayatını riske atıp kendi kemerini bağlamak yerine benimkini bağlamıştı.Araba taklalar eşliğinde durduğunda annemin yüzü kanlar içinde bana dönük bir şekilde hayata gözlerini yumduğunu gördüm. Babam ise altta kaldığı için o hayatına zaten çok önceden kaybetmişti.Ama ben...Ben...Ben ceza almıştım yaşayarak...Onların ölümüne neden olduğumu bilerek yeni bir güne başlayarak ve vicdan azabıyla cezalandırılmıştım...O günden sonra bana amcam baktı.Ve bende ne kadar şirket annem ve babamda bana hatıra kalsada bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığım için amcama devretmiştim.En azından bir süre.Ya da oraya girmeye cesaretim olmadığı için.Kim bilir belkide annem ve babamın hatıralarını tekrar tekrar yaşamaktan korkuyorundur. Bilmiyorum......Evet şimdi yine o korkulu anlardan birini yaşıyordum.Kabus görüyordum. Tekrar tekrar. Yine annemin çığlıkları babamın bağırışı fren sesi ve annemin kanlı ama gülen yüzü.....
" Eylül. Eylül iyi misin? Eylül kendine gel!"Büyük bir nefes eşliğinde kâbustan uyandım ve karşımda bana endişeyle bakan bir adet Kuzey buldum.Hadi canım bu yaşadıklarım rüya değil miydi yani?
" Ku...kuzey ben..Yani senin yanındayım...Burası benim odam değil....Vee.. mmm..bunlar rüya değil miydi? "
" Benim yanımdasın.Burası benim evim ve mmm yaşananlar gerçekti."
" Neyse ne .Ben artık evime gideyim."
" Otur şuraya dolapta kıyafetler var onları giy aşağı gel. Çabuk ol."diyip odadan çıktı. Hemen banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açtım. Banyo olmasına sevindim çünkü dışarı çıkma fikri ve o pislikle karşılaşma fikri hiiiiç cazip gelmiyor.
Aynanın karşısına geçip vücuduma bakmaya başladım. Lanet adam dudağım ve kaşım patlamış.Kolumda ve bacağımda morluklar var.Saç diplerim zaten yanıyo.Offff.
Daha fazla fazla ayanya bakıp moralimi bozmamak için hemen üzerimdekilerden kurtuldum ve soğuk suyun esiri oldum . Yaklaşık 15 dakika sonra duştan çıkmıştım. Bir tane bornozu vücudumda geçirip saçlarımı kuruttum.Banyodan çıktıktan sonra dolabın önüne geçip kapaklarını açmamla şok oldum. Kıyafetlerin markalı olmasına değil benim zevkim ve bazılarının aynısının bende olmasına şaşırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR
Novela JuvenilUyandıktan sonra bana bir kaç soru sordu bende cevap vermeyince kızıp beni dövmeye başladı.Mücadele etmeliydim ancak her yerim kan içindeydi fakat pes etmeyecektim.Beni gözünde bu kadar aciz görmemeliydi.Ben bunada dayanabilirdim. " Sana adını sord...