Minho, ne Taehyun'un ne Jay'in söylediğini yaptı.
Diziyi Devon'la birlikte izlemek için salona girdi fakat kızdan yana bakmadı. İki koltultan oluşan oturma grubunda kıza en uzak noktayı seçti ve oraya kuruldu sessizce.
Dizinin bir bölümü kadar süren bir sessizlik boyunca Minho, Devon'a bakmamak için fazlaca çaba sarfetse de bunu başaramadı. Kızın hafif dalgalı saçları omuzlarından öyle güzel dökülüyor, hafif kaymış hırkası ve koca kulaklı tavşanlı panduflarıyla bile kız öyle göz alıcı görünüyordu ki...
Ondan hoşlandığını uzun zamandır biliyordu. Tam olarak ne zaman başladığını bilmiyordu, doğrusu yakın vakte kadar adını da koyamamıştı. Bir akşam, ezeli düşmanı ve can dostu Taehyun'la onun evinin terasında otururken yaptıkları bir sohbette ondan 'hoşlandığını' Taehyun zorla kendine itiraf ettirmişti. O günden beri de Devon'la konuşmak Minho'yu yorar olmuştu.
Çünkü sebebini bilmediği bir öfkenin hedefiydi daima ve umursamaz bir tavırla kızla konuşmaya devam etmek ona eskisinden zor gelmeye başlamıştı. Her gün daha da merak eder olmuştu sebebini. Devon ona karşı bu derin nefreti neden duyuyordu, başta şakalaşma sandığı bu kinin arkasında ne vardı...
Ve günün sonunda işte cevabına ulaştığında, büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Ona karşı duyduğu hislere değiyor muydu ondan bile emin değildi. Devon'ın iki yıllık işkencesini iki günde unutamamıştı dolayısıyla. Bir yanı hâlâ kıza kıyamasa da öteki yanı onu affetmeye hazır değildi.
Aralarındaki bu şey arkadaşlıksa da başka bir şeyse de adını koyabilmek için zamana ve ilişkileri üzerinde çalışmaya ihtiyaçları vardı.
Minho, o an o odaya girerek bu konudaki ilk adımı atmıştı işte. Gerisi Devon'daydı, nitekim o adım atmayı ister ya da atması gerektiğini bilirse.
Beklediği adımın atılması uzun sürmedi.
-
devonish: çocuklar
devonish: ben malım galiba
ceofseoul: Ay duygularıma tercüman oldun
leeseung: Seoul!
ceofseoul: Tamam şakaydı be
devonish: minho'ya biz neyiz diye sordum
devonish: beni bir doktora falan mı götürseniz acaba
ceofseoul: Puhahahahaha
ceofseoul: O öyle dan diye mi sorulur
leeseung: Ay çok tatlısınnnn
leeseung: Ne dedi peki
devonish: bir şey demedi
devonish: suratıma bön bön baktı :(
devonish: çok geçmeden de yatmaya gitti
devonish: ya gerçekten çok zor böyle biliyor musunuz
devonish: önceden kötü kötü mesajlaşırken bile hep bir flörtözdü arkadaş canlısıydı
devonish: biraz eski mesajlarımıza baktım da
devonish: ne kadar terslersem tersleyeyim hep bir şekilde alttan almış
devonish: kötü bir şey söylediğinde bile hepsi şaka yani
devonish: çok üzülüyorum ya :(
devonish: keşke eskisi gibi olsa
devonish: nefret etmek çok kolaydı o zaman ondan
devonish: şimdi sevmeye çalışıyorum ama hiç kolaylaştırmıyor
ceofseoul: Çalışıyorum kısmını geç canım
ceofseoul: Sen seviyorsun o çocuğu
ceofseoul: Sadece sevgini göstermeni zorlaştırıyor
leeseung: Ki haklı
leeseung: Savaşacaksın biraz
devonish: nasıl
ceofseoul: Dedin ya az önce
ceofseoul: Hep flörtözdü alttan alırdı diye
ceofseoul: Sen de öyle yapacaksın
leeseung: Ay çok iyi düşündün sevgilim
leeseung: Ona Minholuk yap bestieee
devonish: zorlayayım yani sınırlarını
ceofseoul: Zorla
ceofseoul: Seni affedene kadar durma
ceofseoul: Kazanacağını bildiğimiz bir savaştasın
leeseung: Sadece pes etme 😘
-
Pamuk eller yorumlara🤭
Son zamanlarda ilgi görüyor yavrucağım hikayem, bana da sahalara dönme şevki geldi. Özlemişim buraları be...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat fam , lee know
Fanfictiondevonish: bebeğime iyi bakıyorsun değil mi leeknow: senden daha iyi baktığım kesin - Devon Shire'ın kedisini Lee Minho'ya bırakmak zorunda kalmasıyla bir olaylar silsilesi baş gösterir. - multifandom diyebiliriz gibi?