Ertesi sabah Fyodor hiçbir şey yaşanmamış gibi Dazai'nin evine gitti. Dazai kapısında Fyodor'u görünce afalladı. Fyodor eskisinden daha soğuk görünüyordu.
"Neden geldin?"
"Gelemez miyim? Proje proje diye ölüyordun, içeri almayacaksan gideceğim."
"Almayacağım."
Fyodor bir şey söylemeden gitti. Dazai kapısını kapattıktan sonra huzursuzluğuyla derin bir nefes aldı. Fyodor'a inanası gelmiyordu ve kendi düşüncelerine göre Fyodor'dan hoşlanmıyordu. 7 ay boyunca yan yana oturuyorlardı ama muhabbetleri çok azdı ve şu 3 günde nasıl böyle olduklarını sorguluyordu. Tahminince Fyodor'un derslere odaklanmama sebebi de kendisiydi. Genellikle felsefe konuşulduğu zaman konuşurlardı.
Düşüncelerinden kurtulunca, kendisinden hoşlanan birine çok ağır davrandığını anladı. Telefonunu alıp evden çıktı ve dün gittikleri parka gitti. Daha sonra Fyodor'a mesaj attı.
Dazai:Evin nerde?
Gıcık takım arkadaşım:
Evime gelemeyeceğini söylemiştim.Dazai:
Hoşlandığın çoçuktan ve takım arkadaşından saklayacak mısın evini?😔Gıcık takım arkadaşım:
Evime gelmek için mi kovdun kapıdan?Dazai:
hmhmGıcık takım arkadaşım:
Gelmediğin evimden kovuyorum ben de.Dazai:
Yemin ederim tek tek sorar soruştururum.Gıcık takım arkadaşım:
Derdin ne?Dazai:
Nur inmiş yüzünü göreceğim🙏Gıcık takım arkadaşım:
Bir tane de yumruk insin yüzümeDazai:
Ne yumruğu, öpeceğim.Gıcık takım arkadaşım:
Evimi görmeni istemiyorum.Dazai:
Sanki bana ajan.
AJAN MISIN YOKSA?!
Gizli rus ajan sınıf arkadaşına yakalandı!Gıcık takım arkadaşım:
Boş konuşuyorsun.
Evim harici bir yer seç.Dazai:
O kadar gizledinki çok merak ediyorum amınakoyayım, ya evine gelirim ya evini bulurum.
Şuan olduğum yerde sabahlarım cidden.Gıcık takım arkadaşım:
Şuan olduğun yer neresi?Dazai:
Park.Gıcık takım arkadaşım:
Güzel. Ben geliyorum.Dazai:
HAYIR AMINAKOYIM YA.
(seen)Fyodor, Dazai'nin yanına gitti. Dazai'nin suratında tatlı bir sinir vardı.
"Gelmene gerek yoktu. Eve gitmeye karar vermiştim."
"Ne var Dazai? Gördün beni, ne oldu şimdi?"
"Gördüğüme göre gidebilirsin."
"2 cümlede yeterince kovdun zaten."
"Tekrar kovuyorum."
Fyodor yine cevap verme zahmetinden bulunmadan parktan ayrıldı. Dazai'nin planı, Fyodor'u evine kadar takip etmekti. Öyle de oldu. Görev başarılıydı.
Fyodor evine girdi, kapıyı kapattı. O sırada Dazai merdivenlerden koşarak çıktı ve kapıyı çaldı. Daha içeri yeni girdiği için kapısının çalınmasına şaşıran Fyodor bekletmeden kapıyı açtı. Dazai'yi görünce gözleri büyüdü, sırıtmaya başladı.
"Bunu yaptığın çok tahmin edilirdi ama aklıma gelmedi."
"Almayacak mısın içeri?"
"Almayacağım."
Dazai hemen içeri girmeye çalıştı ama Fyodor daha hızlıydı, kapıyı kapattı ve Dazai öylece kaldı.
"Içeri alana kadar burda bekleyeceğim Dostoyevski."
Dediği gibi yaptı. 1 hafta boyunca kapıda bekledi. Sürekli olarak değil. Fakültesine gidip geliyordu. Fakülte dönüşü kutu yemek alıp kapının önünde yiyordu. Geceleri orda uyuyordu. Haftasonuna girdiklerinde ise Yemek almayı bıraktı. Artık yemeden içmeden kapıda duracağını söyledi. Dazai inatçıydı. Fyodor'u tanımak istiyordu. Fyodor, Dazai için üzülüyordu ama evini görmesinden korkuyordu. Kırık aynalar, masalardaki kanlı peçeteler,buzdolabındaki ilaçlar, her odaya dağılmış pansumanlar ve en kötüsüde kan kokusu eve sinmişti. Bütün mazoşistliği ortaya çıkmasından korkuyordu. Özellikle kendisinden hoşlanmayan kişinin görmesinden korkuyordu ama bir yandan kıyamıyordu. Göreceğini görsün, benden uzaklaşacaksa uzaklaşsın artık, diye düşündü ve Dazai'yi içeri almaya karar verdi.
"Fazla acıktım artık, içeri almayacak-"
"Gel gör, ne kadar boktan bir şey için uğraştığına bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ambivalans|Fyozai
FanfictionBüyük konuştun, Tanrı seni cezalandırmanın bir yolunu bulabilir.