Bölüm 7: İntihar Girişimi

282 33 156
                                    

Tam 1 ay geçmişti aradan.

Beyaz saçlı genç kendini eve kapamıştı. Dünyayla iletişimini kesmişti. Obito da dahildi iletişimi kestikleri kişiler arasına. Sadece arada bi' mesajlarına kısa cevaplar veriyordu.

Obito çok kez evine gelip onu ikna etmeye çalışsada başarısız olmuştu. Bugün yine gitmek için hazırlanıyordu. Her gidişinde 'denemekten fayda gelmez' diye düşünüyordu kuzgun saçlı genç.

Saçını düzeltip , amber ve odun kokulu parfümünden sıktı üzerine ve üstüne siyah kabanını giydi. Ocak ayında havalar bi' hayli soğuk olurdu Japonya'da. Ayakkabılarını giyip eline şemsiyesini aldı ve evinden çıktı genç Uchiha.

Yine yağmur yağıyordu. Yağmur hem ona huzur hemde Kakashi'yi hatırlatıyordu. Kakashi ile yağmurlu bir günde tanışmıştı ve yağmurlu bir günde evde ona aşık olsuğunu anlamıştı.

-flashback-

Üniveriste çıkışındaki bankta elinde boyanmış bir tuvalle oturmuş, yağmurun yağmasına aldırış bile etmeden sakince etrafına bakıyordu beyaz saçlı bir genç. Sınıfında ki öğretmen onu kovmuştu ve sınıfta rezil bir duruma düşmüştü. Onun sanatını kimse anlamamıştı. Korkunç bulmuştu insanlar.

Dışardan sakin gözüksede içinde fırtınalar kopuyordu gencin. Elindeki tuvale tekrar baktı. Vahşice çizilmiş bulutlar ve aralarındaki şimşekler , yere damlayan yağmur suları , ölmüş bir kedinin başında duran beyaz saçlı bir kadın...

Öğretmen öğrencisinden çizmesini istediği şey bu değildi. Başkasının gözünden bu resimde kanlı eller ve yerdeki kediden akan kan , gökyüzü ve beyaz saçlı kadın dehşet verici korkunçlukta çizilmiş bir eserdi.

Bankta oturmuş ıslak saçlarını önüne eğmiş bir şekilde ağladı Kakashi. Yine her zamanki gibi kimse onu anlamamıştı. Tuvalini yere düşürdü genç alma zahmetine girmek bile istemiyordu.

Birkaç dakikanın ardından kuzgun saçlı bir genç Kakashi'ye doğru yürüdü. Onu gözleriyle süzdü ve ardından eserine uzun uzun baktı. Çok geçmeden eline aldı ve bir şeyler mırıldanıp Kakashi'ye baktı. Yanına oturup şemsiyesini onunla paylaştı.

"Böylesine mükemmel bir şeyi yere atman üzücü"

Kakashi , kuzgun saçlı yabancıya dönüp ona baktı. Yüzünün bir tarafı yaralıydı , 'aynı benim gibi garip birisi' diye düşündü.

"Başkaları tarafından reddedilmiş bir eser" diye mırıldandı beyaz saçlı genç.

"Burdaki yağan yağmur kadının hüznünü ve şimşeklerde kadının öfkesini belirtiyor değil mi? Ayrıca kedinin arkasındaki belli belirsiz uzun beyaz çizgide kedinin aslında bir insanı temsil ettiğini gösteriyor. Kanlar rastgele yerlere saçılmış bu da demek oluyor ki ölen kişi bir cinayete kurban gitmiş. Kedinin siyah ve altın renginde boyanması... bu onun kadın için değerli birisi olduğunu gösteriyor. Dediklerimde haklı mıyım?"

Elindeki tuvale bakarak tek nefeste aklına gelen her şeyi söylemişti Obito. Bunlara şaşıran Kakashi gözlerini ardına kadar açıp yanındaki gence şaşkınlıkla baktı.

"Sen... nasıl anladın?"

Obito gülümsedi ve yanındakine baktı. "Psikoloji bölümündenim , başkalarını bilmem ama ben bu eserdeki anlatılan her şeyi anladım saymadığım detayları da var ama zaten en iyi sen biliyorsun bunları"

-flashback son-

Yürüyerek birkaç dakika içinde Kakashi'nin evine varmıştı Obito. Binasının kapısı her zamanki gibi bozuktu, içeri girdi ve Kakashi'nin olduğu kata çıktı. Tanıdık kapıyı görünce durdu ve tıklattı. İçerden köpek havlama sesleri geliyordu.

nepenthe; obikakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin