"Yanlış yerde olduğumuzu 45km sonra mı anlıyorsun cidden" ciddi bir şekilde söyledi beyaz saçlı genç.
"Ehh ş-şey öyle işte"
İkilinin arasına bir süre sessizlik dahil olduktan sonra Obito telefonundan navigasyona baktı.
"Oysaki doğru gittiğimden emindim" Obito üzgün bir ifadeyle söylendi.
"Ahh herneyse, güneş batcak bi' , iki saate. Burada kalamaz mıyız"
Obito düşündü ve arabadan çıkıp dışarı göz attı. "Yani hiç insan yok ölümüzü nasıl bulucaklar"
Kakashi gülmeden edemedi ve o da arabadan indi.
"Tamam sen yoruldun zaten ben sürerim arabayı"
Sürücü koltuğuna bu sefer Kakashi bindi ve yanına da kuzgun saçlı sevgilisi bindi.
"Senin araba sürdüğüne ilk defa tanıklık ediyorum, gerçekten iyi sürebilir misin?" kuzgun saçlı alaycı bir sesle konuştu.
"Senin gibi bizi yanlış yola sokmayacak kadar iyi sürerim"
İkiside kıkırdadıktan sonra tekrar yola koyuldular.
***
"Hadi ama Kakashiiii~" dudak bükerek Kakashi'nin omzunu dürttü kuzgun saçlı genç.
"Balıkları git kendin al, cidden bu kadar mı çok korkuyorsun?"
"Hayır yani karanlık" diye mızmızlandı Obito.
"Yani?"
"Göle kadar öldürürler beni" Obito'nun bahanesi kulağa komik geliyordu.
"Balık tutmak isteyen sendin ve şimdi gidip o balıkları al sadece Obito" Kakashi'nin tek derdi yatmaktı kalkmaya bi' hayli üşeniyordu.
Beyaz saçlı genç boynunda ve bacaklarında Obito'nun ellerini hissetmesiyle kucağa alındığını anlamıştı.
"Madem kalkmıyorsun ben götürürüm"
Kakashi iç çekti ve Obito ise onu göle kadar taşıdı. Yere serdikleri battaniyenin üstüne oturdu ikili. Obito oltaları kontrol etti , bir tane bile balık yoktu.
"Balık yoksa neden oltadaki zillerden ses geldi?" Obito oltalara bakarak konuştu.
"Bilmiyorum belkide vahşi bir hayvan geçerken kuyruğu değmiştir" beyaz saçlı genç , sevgilisini korkutmak için çabalıyordu.
"Ama seninle yaşayacağım çok uzun bir hayatım olsun istiyordum" Obito, Kakashi'nin yanına oturup ona sarıldı.
"Şaka yapıyorum rüzgâr esmiştir" beyaz saçlı genç maskesini açıp Obito'nun bacaklarına yattı.
Obito gülümsedi, her gün bir meleğin yüzünü görmek için ne yapmıştı bilmiyordu ama bundan memnundu.
"Ormanla alakalı korkunç bir anım var ondan dolayı bu kadar korkuyorum" bu kadar korkak olmasının ardındaki nedeni söyledi Obito.
"Neymiş bakalım o korkunç anı?"
Obito derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı "Shisui ve arkadaşlarıyla bir gün bir nehre gittik. O gün nehirde çok eğlendik sırayla atladık falan eğlenceliydi sonra yakınımızda bir orman vardı hep beraber oraya girdik. Aralarında en küçükte bendim zaten pek dikkat etmediler bana"
Obito, Kakashi'ye baktı. Kalashi pür dikkat onu dinliyordu.
"Ben o gün kayboldum ormanda 1 gece ormanda kalsamda 1 yıl gibi geçmişti benim için. Gece boyu korkunç hayvan sesleri ile hayatta kalmaya çalıştım. Deli gibi sürekli koştum. Bir gün sonrada işte ormandan çıkmayı başardım. Eve döndüğümde Shisui ile beni iyice dövdü halam" sonunu gülerek söyledi Obito.
Kakashi güldü "Küçük Obito'nun ne kadar çok ağladığını tahmin edebiliyorum"
Kakashi gülerken kuzgun saçlı genç ona doğru eğilip dudaklarını usulca öptü.
Kakashi biraz kızardı ve gülümsedi.
"Seni seviyorum"
"Bende seni seviyorum Kakashi..ama şeyy ölmeyiz bu ormanda değil mi?" Obito tereddütle konuştu.
"Koca cüssenle bile korkuyorsun ha seni koca bebek" diyerek güldü beyaz saçlı genç.
"Dalga geçme ya" Obito göle baktı ve homurdandı.
"Şaka yapıyorum, bu arada 4 tane balık tuttuk" Kakashi, Obito çadırda uyurken balık tutmuştu bile ama bunu Obito'dan saklamıştı.
"Gerçekten mi?" şaşkınlıkla cevap verdi kuzgun saçlı.
"Hm hm, hadi pişirelim"
***
"Al işte yaktın" Obito, Kakashi'ye sesini yükseltti.
"Özür dilerim" Kakashi , sevgilisinin bu hareketine biraz üzülmüştü.
"Sorun değil" beyaz saçlı gencin üzüldüğünü fark edince yumuşadı Obito.
"Neyse geriye kaldı iki balık. Bırak onları da ben pişireyim" gülümseyerek söyledi kuzgun saçlı genç.
Beyaz saçlı genç onu onayladı ve geriye çekildi "mutfak sizin şefim" kıkırdayarak söyledi.
Yaktıkları ateşin üzerinde balıkları güzelce pişirdi Obito.
***
"Obito ben uyuyamıyorum"
Kakashi, Obito'ya döndü. Obito horluyordu.
"Hayvanlardan mı korkcam aslan gibi kükreyen Obito'dan mı korkcam ben..." iç çekip uyumaya çalıştı Kakashi.
Sağa döndü sola döndü uyuyamadı. Obito mışıl mışıl uyuyordu oysaki. Kakashi en sonunda çadırdan çıktı ve arabaya doğru gidip arbaya bindi. En azından daha güvenliydi ve Obito'nun kükremesini duymayacaktı.
***
"KAKASHİ!" kuzgun saçlı genç yanında sevgilisini görmeyince bağırdı. Çadırdan çıktı ve etrafa baktı, fakat sevgilisini hiç bir yerde bulamadı.
Ormanda yürüyerek Kakashi'ye seslendi. Kakashi'den ses gelmeyince ağlıyacak duruma geldi Obito.
"Kakashii~ nerdesin?"
Mırıldanırken arabaya bakma fikri geldi aklına arabanın kapısını açınca içerde kulaklık takıp uyumuş beyaz saçlı sevgilisini görünce rahatladı Obito.
Bir gece zaten zor kalmıştılar, bir geceye daha dayanamıyacak durumdaydılar. Obito çadırı topladı ve eşyalarla beraber bagaja koydu.
Arka koltukta uyuyan beyaz saçlı gencin üzerini örttü ve ön koltuğa oturup arabayı eve doğru sürdü.
***
"Bence böyle aktiviteler bize göre değil" Obito homurdandı.
Arabanın camından dışarı bakarken Kakashi de ona cevap verdi "Aslında güzeldi. Biliyor musun, çadıra hiç bir hayvan yaklaşmaya cesaret edemedi çünkü sen onlardan daha korkunç ses çıkarıyordun" gülerek konuştu beyaz saçlı genç.
İki gençte güle eğlene evlerine geri döndüler...
-ÖZEL BÖLÜM SON-
(bence saçmaydı lakin sizin ne düşündüğünüzü merak ediyorum)