Rüzgarın Yurdu

12 3 0
                                    

Engin bir ummanın zerrelerinden,
Satırlar yazmak düşmüştü payımıza...
Kalemimiz delici bir ok oldu şimdi;
Hedefe varmak için konuldu gönül yayımıza ...

Bin eğriyi düzelten kardeş sözü var önce;
Davaya adanmış bir ruh, içindeki "deli" durmaz!
Nûn kafiyesinde bir adım atar;
İman tek azığıdır, bu Yol imansız olmaz!

Bir misaldir cümlesinin içinde;
Rüzgarın yurdunda zalime vuruş!
Malları ve canlarıyla Cihad eden yiğitler;
Hiç bir dünyalığa değişilmez bir duruş!

Her dem gönlümüzde devri aşan yiğitler,
Taş ve sapanla, Calût'lara direniş!
Haykırıştır, çağrıdır; özümüzden gelen ses,
Bu çağlar öncesinden, sonrasına serzeniş!

Gecenin karanlığında, bir taş daha atılırken sefile;
Seyre dalmış bir kalemin yaşarır gözleri de,
Bir çağdan bir başka çağa yürüyen Şairin;
Dokunur sinesine, heybetli ve Kudüs'ten sözleri de...

Öyle sözlerdi ki onlar, hissine dokunmuştu kalemin;
Diller farklıydı ama aynı imana aynı derde açılan kapı...
Bir kere ateş demire vurmuş, kıvılcımlar çıkmıştı;
Açılmıştı yol, açılmıştı kalemi tutan ele o mûbarek kapı!

Ve sonra bir ışık daha düştü kalemin sinesine;
"Geceyi geceden koruyan ağaçlar,
Rüzgarın yurdunu arıyor taş merdivenlere doğru..."
Nasıl bir imân nasıl bir yanıştır bu ya Rabbi?
Bir cümleden bin mâna açılıyor, dua eden el gibi göklere doğru!

Bambaşka bir manaya erişti duyduklarım;
Dökülmüştü bir aydınlık yüzün sinesinden dizeler...
Mücahid, taze bir baharın, nûn kafiyesinden çağrısı;
Geceyi geceden koruyan ağaçlar,
rüzgarın yurdu ve estiği taş merdivenler!

"Rüzgar yurdunu bulacak Allah'ın yardımıyla..."
Filistin; elbet birgün esecek sabâ yelleri kalbinde,
Ey nûn kafiyesinde birleşenlerin yurdu;
Gelirken Selâhaddin yürekler sana, Şûkûr ve Tekbirler olacak senin dilinde!

inşaAllah

Şehadet Kuşları- Filistin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin