Secret Cherry Blossom 'Taegguk'

Bölüm 21: Yalnızlığa Mahkum Olan Prens

Selamlar herkese.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar diliyorum.

.....

Zevce Kang "Al bunu ve Kim Konağına gönder." dediği kişi hemen karşısında eğilerek duran hizmetçiydi. En sadık hizmetçisi Chaeyoung hafif esmer tenli iri siyah gözleri olan güzel omega bir kadındı. Saraya ilk geldiği yıllar daha bir cariye rütbesine sahip Zevcenin emrine verilmişti. Küçük yaşında sarayda tanıdığı ilk insan Zevce Kang olmasıyla ona çok büyük bir sadakatle bağlıydı. 

"Mektubun kime iletilmesini sağlayayım efendim?" Eline mektubu aldı Chaeyoung.

"Gözde cariye... Yu. Ona bu mektubu benim gönderdiğimi söyleyin. Tez vakitte buraya gelsin." Zevce Kang demiş ve eli ile dışarı çıkmasını söylediği sırada kapı açılıp içeriye bir hizmetçi girmişti. Chaeyoung hızla hizmetçinin yanına vardığında gelen kişi Chaeyoung'un kulağına fısıldayıp odadan çıktı. 

"Söyle." Zevce Kang elindeki altın işlemeli tokayı saçına takarken bakır aynadan kendine bakıyordu. "Prenses Jeongguk'un bayıldığını bu sebeple hekime götürüldüğünü söyledi."

"Nesi varmış?" Tokasını takıp küpeleri ile uyumunu beğenmediğini fark edip umursamazca sordu. Önündeki ahşap takı kutusundan başka bir toka baktığı sırada işittiği şeyle eline aldığı tokayı masanın üzerine fırlatıp oturduğu yerden ayaklandı dehşete düşmüş bir biçimde. 

.....

"Öyleyse uyanmasını sağlayın!" İşittiğim boğuk seslerle yavaşça gözlerimi yavaşça kırpıştırarak açtım. "Lütfen sakin olun Zevce hazretleri." Bakışlarım ahşap tavanda gezinirken "Kendine geliyor." cümlesiyle hızla tanıdık yüzler görüş açıma girdi. Tavan ve arama giren suratlar oldukça tanıdıktı.

"Jeongguk?!"

"İyi misin?" Kafamı yavaşça salladım. Yavaşça yattığım yer yatağında doğrulup oturmuştum. Başımda halen hafif bir ağrı vardı. 

"Mide bulantılarınız gittikçe artacaktır bu yüzden de bir bitki çayı hazırlayacağım. Onu bulantılarınız oldukça içebilirsiniz." Hekim olduğunu kafasına taktığı şapkasından anladığım beta, akupuntur iğnelerini ve bitkilerini kutusuna yerleştirirken konuşmuştu. Kafam karışmıştı. Neden mide bulantılarım artsın ki?

"Çekilebilirsin." Taehyung'un sakin sesiyle hekim eğilerek odadan çıkmıştı. Bakışlarım hızla yanıma gelip bana sarılan teyzeme düştü. Kollarını boynuma saran teyzemle kaşlarım olabilirmiş gibi daha da çatılmıştı. Ellerim onu kendimden uzaklaştırırken yanakları ıslak olan teyzemin sevinç dolu yüzünde anlamazca bakışlarımı gezdirdim. "Neler oluyor? Ölecek miyim?"

"Ne diyorsun sen aptal?!" Teyzem kocaman gülümsediğinde Taehyung teyzemin konuşmasına fırsat vermeden "Jeongguk ile ilk ben konuşmak istiyorum." demişti lakin teyzem "Olur mu öyle şey? Burada ben varken..?" 

"Ne diyorsunuz anlamıyorum." Gerilmeye başlıyordum artık ve sabrım gittikçe tükeniyordu. "Ah, ama-" Taehyung'un sözünü kesip ona dönmemi sağladı teyzem hemen yanımdayken. "Jeongguk... Gebesin."

Bir süre teyzemin yüzünde bakışlarımı gezdirdim anlamazca. Bakışlarım teyzem ve General arasında gidip geliyordu. Ama, ama bu nasıl olurdu? Yani ben bir alfayım... Bunun olması imkansızdı, öyle değil mi? 

"Taehyung?.." General hızla yanıma gelip ellerimi avuçları arasına aldı. "Jeongguk ben çok mutluyum bu güzel husustan dolayı." Taehyung konuşurken gözlerimin içine bakıyordu fakat ben halen anlam veremiyordum. Benim hamile kalmamam gerekirdi. Bu olağan bir şey değildi... Bir erkek alfanın gebe kalması duyulmuş şey değildi.