Selamlar.
Nasılsınız?
Beni sorarsanız, bende iyiyim. Şu sınav bi geçse daha iyi olacağım da... Hadi hayırlısı...
Şimdiden herkese sınavda başarılar diliyorum. Umarım herkes emeklerinin karşılığını alırr〜
(^人^)
Keyifli okumalar dilerim.
.....
General hemen karşımda dikilirken bacaklarımın artık beni taşıyamaması yüzünden az önce kalktığım sandalyeye geri oturmuştum. Her ne kadar Taehyung'un masum olduğunu bilsem de kabullenmek zordu. Bunca zamandır ayrı kalmıştık. Kalbim ona karşı kin ve kırgınlıkla doluydu.
Daha önce bu kadar kolay bir şekilde öğrenemememin sebebi cariyeydi. Onun gittikçe büyüyen karnını görmek istemediğimden Kiraz Çiçeği Köşkü'nden bir an olsun bile adımımı dışarıya atmamıştım. En nihayetinde her şey ortadaydı. Onun büyük karnını gördükçe kalbim acıyla doluyor kurdum kırgınlıkla ağlıyordu. Uzun zaman sonra ilk defa dışarıya çıktığımda ise kim olduğunu bu kadar şeyi nasıl bildiğini bilmediğim bir kadın birden gözlerimi açmam için adeta omuzlarımdan tutup beni sallamıştı. Susam Tohumu'ndan cariyeyi kolaçan etmesini istememin sebebi yine aklıma giren o kadındı.
Yoksa cariyenin rahatsızlanması umurumda dahi olmazdı.
"Ne olursa olsun böylesine aramıza girdikleri için ceza almalılar." General'in işittiğim sesiyle bakışlarım sert bakışlarını buldu. Gözlerinde dinmeyen bir sinir vardı. Haklıydı. Üzerine bir suç atılmış, aramızı bozmuşlardı. O sinirlenip, hiddetlense de ben korku doluydum. Chaeyoung'un kandırıldığına emindim. Cariye Yu, ona hizmet etmesi için zorluyor olabilirdi. Teyzemin benim kötülüğümü istemeyeceğinden emindim.
Ben burada her gece üzüntüden gözyaşı dökerken o benim en büyük tesellimdi. İmkansızdı bana ihanet etmiş olması.
"Kimi cezalandıracaksın?" Kısık sesimle bir süre bakışlarını yüzümde gezdirdi. Birazdan diyeceği şeyi adım gibi biliyordum lakin kabul etmek istemiyordum. O böyle desin fakat ben asla tamamen inanmam. İnanamam. Teyzemin, Chaeyoung'un böylesine iğrenç bir şeyi yapmak için uğraşacaklarına ihtimal bile veremiyordum.
"Cariye Yu He ve yandaşlarını. Uydurdukları bu aptalca yalanın bir karşılığı olmalı. Bunca zaman buraya gelip senden yapacaklarım için izin almak adına bekledim." Sesinde buram buram etrafa yayılan bir hiddet vardı. Tedirgince açılan gözlerimle yavaşça oturduğum sandalyeden kalktım. "Sen kimi itham ediyorsun öyle?" General tam olarak sertçe gözlerimin içine baktı kendinden emin bir biçimde.
"Zevce Kang."
"Taehyung... Sen ne dediğinin farkında mısın?" Kabullenmekten ölesiye korktuğum gerçeği eşimin bu kadar asan bir biçimde söylemesi öylesine zoruma gitmişti ki gözyaşlarım göz pınarlarımda birikmişti bile şimdiden. Kalbim hızla atıyordu gerginlikten dolayı. Ellerim karnımı bulduğunda dolu gözlerimle yüzünde en ufak yumuşama ibaresi göstermeyen General'e baktım. "Benden, ailemden kalan tek kişinin...hayır annemden kalan tek kişinin, teyzemin bunu yaptığına inanmamı bekliyorsun..?"
"Buna inanmanın zor olduğunu anlıyorum fakat-" General bana birkaç adım yaklaştığında bende eş zamanlı olarak gerileyip şaşkınca bana bakmasına neden oldum. "O cariye parçasına ne yaparsan yap lakin... Teyzemin kılına dahi dokunmayacaksın. Ben buna inanmıyorum." Bunu diyeceğimi biliyormuş gibi omuzlarını düşürüp yüzünü sertçe ellerine gömdü. İrislerim tepkilerini takip ediyordu. Biliyorum şu an oldukça saçmalamış olmalıydım lakin Baekdu dağında aynı kanı paylaştığım, ailemden kalan tek kişiyi karşımda ilk defa gördüğümde kalbim sadece onun için atmaya başlamıştı. Teyzem neden böyle bir şey yapsın? Buna inanmıyorum. O asla benim kötülüğümü istemez biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Cherry Blossom 'Taegguk'
FanficBaekdu dağına sürgün edilen Jeon Jeongguk çok mühim bir görev için tekrar Başkente çağırılmıştı. Güney Dongye Generali ile izdivacı emredilen Jeongguk bir kadın gibi davranmak zorundaydı. Omegaverse - Historical Kingdom