Bölüm 3

60 10 27
                                    

Ben geldiiim. Size güzle bir hanerim var. Wattpad de uzun süredir takip ettiğim ve tüm kurgularını okuduğum (birine yeni başladım) bir yazar var ve kendisiyle tanışma forsatım oldu. İdol olarak aldığım bu yazar sayeyi kütüphanesine ekledi ve ben çok mutluyum. Umarım o ve sizler beğenirsiniz. Uyarı bu bölüm bilema duygusal.

Kahveleri içilmeye başlarken Toprak yanıma geldi. "Neydi seni bu kadar etkileyen?" İç çektim. "Senin gibilere şımarıkça gelir benim dertlerim, boşver." Kısık bir kahkaha duydum. "Kimmiş benim gibiler?" Başımı çevirdiğimde koyu kahveleri bana öyle bakıyordu ki. Bir an toprak rengi gözlerinde gömülmüşüm gibi hissettim. "Şu karmaşık görünen, kendini saklayan tipler. Ben çok düz sayılırım sana göre." İç çekip bir yudum daha içtim kahvemden. "Anlatmak istersen dinlerim." Başımı manzaradan  tekrar ona  çevirdim.

"Ben sülalenin en küçük torunuyum. Tek kız torun. Üç abim var... Yani vardı, nazın babası birkaç yıl önce vefat etti. Şımarık büyüdüm. Dedemi hiç görmedim. Babaannemle halam büyüttü beni. Annem çalıştığı için onlar bakardı, annem işten  gelince annem ilgilenmeye başlardı. Babaannem benim ilk oyun arkadaşımdı. Çocukluğumdu. Çok hasta ve yaşlıydı. Ama hep benimle oynardı." Elimin tersiyle sol gözümden akan tek damla yalı sildim.

"Ben büyünce doktor olacağım seni iyileştireceğim derdim. Tamam kuzum ol iyi et beni derdi. Göremedi, ne beni hipokrat yemini ederken gördü, nede o beyaz önlüğün içinde... O gitti ben onda kaldım. Babaanneme verdiğim sözü iki mertekare mermer ve bir avuç toprağa verdim. O diplomayı, o beyaz önlüğü mezarındaki bir avuç toprağa gösterdim. Unutmanın aslında hatırlamaktan daha çok can yaktığını anladım. Ölümle ilk tanışmam daha 7 yaşında bir kız çocuğuyken babaannemi toprağa emanet ederek oldu. "

Derin bir nefes aldım. "sonra da yakamı bırakmadı. Dedemi aldı, abimi aldı, Azra Ablayı aldı, halamı aldı. Naz varya o etrafa neşe saçan deli dolu kız. O bir ay içinde, tam bir ay içinde kimsesiz kaldı. Annesi ve babası büyük bir kazada vefat etti. Onların ölümünün kırkıncı günü babaannesi öldü. Anne tarafından çok kimsesi yoktu zaten, eniştemi de birkaç yıl önce kaybetmiştik. Kaldı bir başına daha 18 yaşındaydı.Ona her baktığımda kendimi o kadar şımarık hissediyorum ki. "

Söylediklerimin altında ezilirken sadece yanımda olup dinliyordu. Gözünden bir damla yaş aktığını görmüştüm. "Doktorlar için ölen ilk hastaları çok farklıdır. Bir can senin ellerinden uçup gidince anlarsın dünyanın acımasızlığını. Her ölen hastamız bizim için çok büyük bir kayıptır ama ilk o hasta, günlerce kabusun olur. Benim kimdi biliyor musun? Abim... Benim ölen ilk hastam nazın babasıydı. O kadar uğraştım ki onu kurtarmak için. Son sözlerinde kızını bana emanet etti, babamdan helallik istedi ve gitti. Elleri ellerimdeydi giderken. Her yeri yara bere içindeydi. Bana çitosum derdi hep. Çitosum diye diye veda etti  giderken. "

Başım ağrımaya başlamıştı. Ağlarken hep böyle oluyordu. Akan yaşları engellemeye çalışmadım. O kadar dolmuştum ki, bir yabancı yanında ağlayacak hale gelmiştim. "Seni de sıktım kusura bakma. Özür dilerim" kaşları çatıldı. Sanki canı yanıyordu. "Dileme Asel. Bunca şeyi yaşayıp hâlâ bu kadar güçlü durman büyük bir başarı. " Güldüm. Küçük kahkalarım aramızda dolaştı. "Bunlar daha hiçbir şey. Her gün aynı şeyleri yaşadığını düşün bir de. Her gece aynı kabusla uyandığını. çoğunlukla birkaç hafta sonra unutulur bu ilk ölüm olayı . Ben üç yıldır her gece aynı şeyi terar yaşıyorum. Her seferinde o kadar gerçek geliyor ki. Halbuki o gün giydiğim pijamaları attım, artık o arabayı kullanmıyorum ve ben artık onların hayatımda olduğu kadar gülmüyorum. O etrafa dağıttığım gülücüklerin hepsi sahte. Benim gülüşlerim her ölümle karşılaştığımda azaldı."

Toprak iç çekti. "Asla başımı şişirmedin. Müsade edersen ben de sana birkaç kelime etmek istiyorum." Başımla ona onay verdim. "Benim annem İtalyan. Babamla bir toplantıda tanışmışlar aileleri bu evliliğe izin vermemiş, babam ilk ve tek aşkını ülkesine kaçırmış. Çok büyük olaylar olmuş. Sonra ben doğmuşum. Dedem annemi ve bizi görmek istemiş. Ama adamı annemden yarım kalan aşkının intikamını almak için karnında 8 aylık kız kardeşimle annemi ve babamı gözlerimin önünde öldürdü. Annemin ve babamın o anki korkulu sesleri hâlâ kulaklarımda yankılanıyor. Kardeşimi bir kere bile göremedim. Eğer yaşıyor olsaydı nazla yaşıt olacaklardı. İsmi bile hazırdı biliyor musun? Afra koyacaktık. Beyaz toprak demek. Abisi Toprak Kara'nın beyaz toprak kardeşi. Nasip değilmiş."

SAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin