Vampir

1K 58 74
                                    

Nefes nefese kalmış hala arkasına bakmadan son hızıyla koşuyordu. Fakat esen soğuk rüzgar sanki ona inat daha da şiddetleniyordu. Soğuk hava onun zarif bedenini etkiliyordu. Ciğerleri yanıyordu adeta.

Gece gece nerden çıkmıştı başına bu bela?

İzini kaybettirdiğini düşünen çilli durdu ve soluklanmaya başladı. Çok yorulmuştu. Bu kadar koşmaya asla alışkın değildi. Soğuk hava yüzünden hafif hafif titriyordu. Yanakları, burnu, elleri ve kulakları kıpkırmızıydı.

Titreyen ellerle kendi üstünü yokladı. Cebinden hemen telefonunu çıkardı. Yardım istemeliydi. Hemen numara tuşlamaya başladı. korku ve gerginliği artmış biran önce sıcacık güzel evinde ısınmak istiyordu.

Aniden ağzında hissettiği bez ile birlikte telefonun yere düşmesi bir olmuştu. Titremesi artarken soğuktan uyuşmuş elleri ile ağzındaki eli çekmeye çalışıyordu.

Nafile.

Arkasındaki iri beden ondan kat ve kat daha güçlüydü. Dayanamıyordu çillinin bedeni. Güçsüz düşüyor görüntüsü bulanıklaşıyordu. Elleri yavaşça ağzındaki elden düşerken son hatırladığı bir karanlıktı...

~1 saat önce~
Gece işinden dönen çilli yorgunluktan ölüyordu. Yanına montunuda almamıştı, hava çok esiyordu. Sabah sıcak diye almamıştı ama şuan çok üşüyordu.

Ev yolundaki gece açık olan bir kafeye uğramaya karar verdi. Sıcak bir kahve alıp içini ısıtabilirdi.

Kafeye gitti. Zaten gece olduğu için boştu. Sıcak bir kahve söyledi kendine. Kahve yapan çalışanı izlemeye başladı çilli. Bir gariplik vardı. Oldukça soğuk birine benziyordu. Bir o kadar da iriydi. Solgun beyaz bir teni vardı. Yakut gözler keskin ve sert şekilde bakıyordu. Sarı diken saçlarının bir kaç tutamı alnına düşüyordu.

Acaba iyi mi diye sorgulamaya başlamıştı çilli. Nedensiz endişe etmişti. Solgun teni onu halsiz ve biraz hasta gibi gösteriyordu. Kahveyi elinden alırken sordu:

"şey iyi misiniz acaba?"

Zümrüt gözler ile yakutlar kesiştiğinde hafif bir titreme gelmişti çillinin içine. Biranda öncekine göre daha sert bakmaya başlamıştı.

'ücreti alayım.'

Ne kadar kaba diye içinden geçirdi. Ücreti uzattı ve kafeden ayrıldı. Neyin nesiydi o? İlk defa görüyordu buralarda.

Yürürken o an fark etti. Cüzdanını kafede unutmuştu.
Birde tekrar oraya döneceği gelince aklına somurttu.
Yoldaki taşları tekmeliyerek geri kafeye döndü. O sarışın yerinde değildi. Pek sorgulamayıp cüzdanı aldı.

Tam çıkacakken tuvaletten gelen sesler ile duraksadı. O tarafa dönmüştü. Bu boğuşma sesleri de neydi?

İzuku ağzıdan
Gelen gürültüler ardından merakıma yenik düşüp tuvalete ilerledim. Boğuşma sesleri bitmişti. Neler oluyordu?

Yavaşça kapıyı açtım. Gördüklerim karşısında donup kalmıştım. Etraf kan içindeydi. Bir adamın üstünde o sarışın vardı. Elleri ve yüzünde kan vardı. Birde dişi ve dudaklarında...

Adamın boynundan akan kanı gördüğümde korkum iyice artmıştı. Ellerim titriyordu. Çok korkuyordum. Haberlerde gördüğüm her şey doğru muydu? O bir vampir miydi?

'hay sikeyim'

Derin ve sinirli bir nefes verip ayağa kalktı. Şok içinde bakıyordum. Polis? Polisi mi aramalıydım? Bana doğru adım atınca geriledim. Adımları hızlanınca kahvemi yere düşürmüş arkamı dönüp son hız koşmaya başlamıştım.

one-shots BakuDeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin