Kraliyet

1.1K 61 61
                                    

"Anne istemiyorum neden anlamıyorsun!" sinirle nefes vermiş ona bakıyordum. Hayır neden bu kadar çok eş seçimine katılmamı istiyordu. Tamam yoksul olabilirdik ama... Derin bir nefes verdim.

"peki senin hatrına katılacağım. Ama seçileceğimi hiç sanmıyorum anne."kocaman gülümsemesi ile baktı bana. O mutlu olunca bende mutlu oluyordum. Sıkıca sarıldı ardından 'Teşekkür ederim izuku' diyip yanağıma öpücük kondurdu.

Erkek omegalar da katılacağı için benim olmam sorun bulundurmayacaktı. Bi tık heyecanlansamda yinede utanç vericiydi.

Yaklaşık 2 haftadır tüm halk bu seçime hazırlanıyordu ve tabi bende. Bu gece her şey olup bitecekti. Heyecanlıydım. Çünkü doğduğumdan beri şehre inmemiştim. Hep köyde geçirmiştim zamanımı. Bu yüzden prensin nasıl biri olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Bi tık korkmuştum açıkçası.

Şuan koca şatonun önündeydim. Kapı açıldı. Koca bir gürültü ve kalabalık vardı. Ve birbirinden farklı onca feromon kokuları. İçerisi baya havasızdı.

Ayrıca seçimler başlıyordu. Annemle vedalaşıp ilk lavaboya gittim. Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Kalbim adeta patlayacak gibi atıyordu.
Son kez  bastırıcıyı üstüme sıktıktan sonra kendime çeki düzen verdim.

Sıra bana gelmişti. Elbisemi son kez düzelttim. Gerginlikle kırmızı koridorda yürüdüm. Prensin karşısında durduğumda titreyen gözlerim anlık onun ki ile kesişti. Anında eğilip ona selam verdim.

Doğrulduğumda naif hareketler ile dansıma başlamıştım.

Artık bitmek üzere olmuştu. Tahmin ettiğim gibiydi. Söylemiştim anneme seçilmeyeceğimi. Dansımı selam vererek sonlandırdım. Fakat duyduğum adım sesleri içimi titretmeye başlarken, her adım sesi bana bir heyecan yaşatırken, çoktan önümde durmuştu. Yavaşça doğruldum.

Elini çenemin altına yerleştirmişti nazikçe. Dokunduğu her yer bedenimi yakıyormuş gibiydi adeta. Göğsüm inip kalıyordu hala nefes nefeseydim.
Üstüne prensle olan bu yakınlaşma kalbimi patlatacak gibiydi.

Baş parmağını dudağımda gezdirmeye başlamıştı. Gözlerim onunkine kilitleniyordu.

Eşsiz orman adeta onun alevi ile yanıp büyüyordu.

"çok güzeldi."

Kulağımda çınlayan ses kendime gelmemi sağlarken gözlerim anlık dudaklarına kaymıştı. Prensin eli tenimde yanağıma doğru kaymış ve çillerimi okşamıştı. Ardından yüzüme biraz daha yaklaştı.
Kalbim deliriyordu.

Aradaki boşluğu kapattığında şaşkınlıkla büyüdü gözlerim. Tüm halktan alkış kopmuştu. Nazikçe alt dudağımı emerken Kollarımı ona sarıp karşılık verdim. Şaşkınlığım hala üstümdeydi.

Alt dudağımı sertçe ısırdığında küçük bir acı çığlığı kaçmıştı ağzımdan. Sırıtarak dudağımı yaladı ve ayrıldı. Şaka gibiydi prens resmen beni seçmişti.
Elini belime sarıp halka döndü ve benim onun eşi olacağını açıkladı.

Utançla eğdim başımı. Kıpkırmızı olduğuma emindim. Heyecandan tir tir titriyordum. Prens bakugou açıklamasını yaptıktan sonra beni kendi odasına getirdi.

Gülümsüyordu bana karşı. Yatağa oturduğunda karşısında utangaç bir şekilde duruyordum. Nazikçe elimi tuttu. "isminizi lütfedermisiniz?" dedi ve elime nazikçe bir öpücük kondurdu. Kalbimin durduğunu hissediyordum. Gözlerimiz hiç kopmayacak bir kilit gibi kenetlenmişti birbirine. "izuku midoriya" diye mırıldandım.

"hmmm beğendim" dedi alçak ses tonu ile. Ona bakarken aniden elimden çekmesi ile kucağını boylarken dudağıma kapanması bir olmuştu. Daha öncekine kıyasla sertçe emdiği dudaklarım ona uyum sağlamamı engelliyordu.

one-shots BakuDeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin