Sikimsonik bir gündü yine. Bu gerizekalılar hangi bok peşindeydi düşünmek bile istemiyordum. Sabahın köründen beri gezdiriyorlardı beni. Sadece yurda gidip yatmak istiyorum amına koyayım!? Güneşin altında aptal aptal benide bir yere sürüklüyorlardı ve bu çok sinir bozucuydu.
"yeter amına koyayım yurda gideceğim ben!" hepsini Kollarımı kollarından kurtararak savururken sinirle ters yöne yürümeye başladım. Tekrar sarıldılar kollarıma. Sinirle nefes verirken "ne bok yediğinizi söylemezseniz hepinizin kıçını patlatıp gideceğim." en son Mina bağırarak söyledi. "doğum gününü hazırlıyorlar işte!"
"sevmem ben gideceğim."hepsi beni çekiştirip sürüklemeye devam ederken sinirle sövdüm. En sonunda bir kafeye gidip oturmuştuk. Sinirle kahvemi yudumlarken birbiriyle bakışan aptallar yüzünden şüphem artıyordu." uykumdan böldüğünüz yetmiyormuş gibi. Tch" denki lafa atladı hemen. "susar mısın seni uyandırmak benim için intihar girişimiydi çok korktum!" "gelmeseydin o zaman?"
Ortamda sessizlik oluşurken dikkatimizi çeken sinsi sırıtışları ile ayaklandım. "yok amına koyayım yeter gidiyorum artık." hepsi beni tutup oturturken sinirle homurdandım. "kuduz köpek" duyduğum mırıltı ile denkiye dönerken kaşlarımı daha çok çatmış elimde mini patlamalar yapmıştım. "şaka ya!" göz devirip önüme dönmüş telefonumu çıkatmıştım.
Piçler beni akşama kadar oyalamış en son yurda götürmüşlerdi. Patlayan konfetileri umursamadan gözüm onu aramıştı. Tatlı gülüşüyle neşesini bulaştıran çilli miniğim. O neredeydi? En önde durup gülümsemesi gerekmiyor muydu. Neredeydi şimdi?
Bozulan moralimi belli etmeden odama çıkacakken zorla masaya oturtmuşlardı. "salsanıza beni amına koyayım!" "mumları üfle!" "emir verme bana!"Boktan saçın dediğini yapıp mumlar üfledikten sonra pastayı kesmiş bir dilim alıp odama kapanmıştım. Rahatlamış bir nefes verirken odamın ışığını açıp pastayı masaya bırakmıştım. O sıra fark etmiştim yerdeki kocaman hediye kutusunu. Deliklerden oluşan hediye kutusu zerre dikkatimi çekmezken kenara itmek amaçlı hafif bir tekme geçirmiştim.
"ıghh!" gelen sesle sıçrarken kutunun gıdım yerinden oynamaması dikkatimi çekmişti. Yere eğilip kutuyu inceledim. Yeşil kurdelesini çözüp kapağını açtım yavaşça. Gördüğüm şeyle şaşkınca ağzım açılırken şaşkınlığım yavaş yavaş 32 diş sırıtmaya dönmüştü.
Siktir cidden bunu asla beklemiyordum.Elleri, ağzı, gözü bağlanmıştı. Giydiği gömleğin düğmeleri ilikli değildi. Giydiği file çorap beline kadar geliyordu. Süt beyaz teni gözler önüne serilirken bedenine dolanan ince ipler onu daha çok bir hediye gibi gösteriyordu. Boynunda bir kurdele vardı. Üstelik tavşan kulakları ve kuyruğu onu daha da tatlı yapıyordu. İçimden siktir çekerken bir yandan da üzerine atlamamak için zor duruyordum.
Nazikçe kucağıma alıp kutunun içinden çıkartırken yatağıma bırakmış ve tekrar süzmüştüm baştan aşağı. Yatağa oturup onu kucağıma oturtup ağzını açmıştım. "Kacchan?" boynuna öpücük kondururken bir elim bacağını okşamaya başlamıştım. Benim olduğumu anlamış olacakki rahatlamışa benziyordu.
Gözünü açtığımda bana bakıp kucağıma daha da çok sinerken sinirle nefes vermişti. "ne oldu?" "doğum gününü kutlamamı engellediler! Bunu yapacaklarından haberim yoktu. Hem pasta bile yiyemediim! Hem beni çözer misin?" sırıtışım büyürken onu indirip masadaki pasta tabağını alıp geldim. Geri oturup onun yüz üstü kucağıma yatmasını sağlamıştım. Şimdi kalçası gözlerimin önündeydi.
Ona baktığımda kıpkırmızı olmuştu bile. Pastanın kremasından işaret ve orta parmağıma almış dekunun ağzına doğru yollamıştım. O parmaklarımdaki kremayı emip temizlerken poposuna duran tavşan kuyruğu ile oynadığımda parmaklarımı ısırmıştı. Acıyla parmaklarımı çekerken kalçasına sert bir darbe indirmem ile yerinde zıplamış acıyla inlemişti. "acıdııı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one-shots BakuDeku
RomanceSmut yazacağım kitaba aklıma gelen hikayeleri koyacağım belki hikayeye bağlı olarak 2,3 bölümlerden oluşabilecek birşey çıkabilir. Kitapta smut vardır Seme/top=bakugou Uke/bottom=midoriya