"Burdayım"

80 4 15
                                    

Haftalar, aylar geçmişti onsuz...

Hayatımın o kadar çok içindeydi ki sanki onunla birlikte var olmuştum. Alışmak, alışmaya çalışmak çok yordu beni.

Selin, aylin hep yanımda oldular. Beni mutlu etmek kafamı dağıtmak için çok uğraştılar. Aslında iyi de geldi.

Hızlı yaşıyorum artık. Okulumun bitmesine de az kalmıştı.

Ailem konusunda çok soru isaretlerim vardı. Yine de hiç birsey olmamış gibi yapmıştım.

Abimi en son o barda gördüm. Ara ara arıyor beni. Istesemde sıcak olamıyorum ona. Kafamda bir sürü soru var.

En zoru da düşünmek... Ben bunu yapmamak için kendimi unutuyorum artık. Bulutun ofisinde bir işe başladım geçen hafta.

Bulut demişken, o da çok yanımda oldu. Başlarda ona karşı olumsuz olsam da benim için yaptıklarını görmezden gelemem.

O da anladı durmak düşünmek istemediğimi. Başta yaptığı iş teklifini kabul etmek istemesemde, okulumda olduğu için saatlerimi uydurmaya zorlanırdım.

Bulutla dersim olmadığı günlerde çalışmak için anlaştım. Tabi ki sadece çalıştığım kadar ücret almak şartıyla. Başta itiraz etse de benim net tavrımdan sonra pes etti.

Yine bir iş günüydü. Bugün okulum yoktu. İş yerindeki insanlar çok şıktı. Ben ilk gün tisort pantolon gidince garip garip bana bakmislardi. Ne varsa sanki bakacak!

Bak yine sinir oldum. Tabi bizim selin yanına ortak olarak bulduğu Aylin le beni her gün süsleyip püsleyip öyle gönderiyor.

Yerimden üşenereek kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp kendime baktım. Kilo vermiştim bayağı.

Dar siyah bir jean giydim. İçime beyaz askılı bir crop ve siyah bir ceket aldım dolaptan. Gözüm o lanet topuklularla çarptı. Eziyet abi resmen. Selin 2 3 tane bırakmıştı giyerim diye.

Siyah bağcıklı olanı aldım ve çantama koydum. Birde bunlarla otobüse binemem kusura bakmayın. Zaten düz ayakkabıyla zor ayakta duruyorum.

Evden çıkıp otobüse bindim. Şirkette ki tek arkadaşım olan Can a bakındım. Onunla döner kapıda mahsur kalmıştık.

Nasıl mı?

Ben ilk iş günümde uykulu uykulu o lanet döner kapıya girdim. Can da yanımdaydı o sıra. Elimde emanet tuttuğum çeketim kapının altına sıkışınca olanlar oldu. Yarım saat bekledik orda.

Bana şirketteki bütün dedikoduları anlattı. Biraz garip ve sıcakkanlı bir çocuktu. Zaten bende çok normal değilim.

Yarım saatin sonunda kurtulmuştuk. O günden sonra şirkette ki tek arkadaşım oldu. Yine gelmiştim o kocaman binanın önüne.

Bir çökse sümük gibi olurum yeminle. Bu düşünceyle koşarak içeri girdim.
Güvenlikten geçip kendi çalıştığım kata çıktım. Benim buradaki işim evrakları götürüp getirmekti.

Tamam ayakçıyım basbayağı. Masama oturup beklemeye başladım. Bulut gelmedi galiba daha. Başta ne kadar sinir olsamda ona çok destek oldu.

Şuan birseyleri düşünmeden yapabiliyorum onun sayesinde. Yani çalıştığım anlarda en azından.

Sekreter kız bana doğru geliyordu. Aşırı gıcıktım bu kıza. Ne zaman o koltuktan kıçını kaldırıp bana doğru gelse bir iş veriyordu.

Hayır versin vermesin demiyorum ama üstten üstten konuşuyor benimle. O bir karış eteğini zıbın yapıp duvardan duvara vurasım geliyor kızı.

KUTUP (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin