Yirmi altı 'Hasta Alfa'

931 115 32
                                    

Geciktiğim için çok üzgünüm umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur! İyi okumalar.💖

Felix

"Bebeğim okuldan seni ben alacağım tamam mı?" Jeongin gerçekten bir bebek ile konuşur gibi konuştuğunda göz devirdim.
"Babamlara geçeceğim innie senin gelmene gerek yok antremanını bölme lütfen."

"Güzelim itiraz istemiyorum."
"Sevgilim abim ve Jisung'da yanımda olacak endişe etmesen mi artık?"
"Endişe değil seni tek bırakmayı sevmiyorum."
Gözlerimi devirip ona baktığımda dudaklarını birbirine bastırıp tekrar konuştu.

"Tamam birazda endişe ama senden bin tane yok bebeğim bir tane var ve seni yeni bulmuşken kaybetmek istemiyorum."
"Ben artık hep sizinim, kaybolmayacağım."

Araba durduğunda eğilip önce alnımı öptü daha sonra dudağıma sıkı bir öpücük bıraktı.
"Seni seviyorum lütfen dikkatli ol meleğim. Kötü hissederden hemen beni ya da Hyunjin'i arıyorsun."
"Tamam innie, bende seni seviyorum lütfen dikkatli ol antrenmanda."
"Tamam meleğim. Babanlara geçince ara beni tamam mı?"

Başımı sallayıp arabadan indim ve ona el sallayıp okula girdim. Jisung ve Changbin'i her zamanki gibi atışırken görmek elbetteki beni şaşırtmamıştı.

Bahçede itişe kakışa giden ikilye ilerleyip bana bakıp fısırdaşan insanları görmezden gelmeye çalıştım. Evleneli neredeyse 2 ay'ı geçmişti ama hala insanlar bana alışamamıştı. Tamam üçlü ilişki bilindik bir şey değildi ama yinede, üzülüyordum.

Eh tabi tek olanda bu değildi.

Evlendiğimizden beri belkide şu iki ayda yüz kez sevişmiştik ama hala hamile olamamıştım.
Hepimiz bir bebek istiyorduk ama sanki lanetlenmiş gibiydim.

"Felix!"
Jisung'un sesini duyduğumda ayaklarımdaki bakışlarımı karşımdaki bana bakan ikiliye çevirdim.
"Nereye daldın öyle?"
"Aynı şeyler." Mırıldanıp yanlarına ilerledim ve kocaman sarıldım.

İkiside bana kollarını sarmış ardından dersten sonra buluşmak üzere dersliklere dağılmıştık.
Sınıfa girip rastgele bir sıraya otururken günün hızlı geçmesini yeğleyip başımı sıraya koydum.

-

"Ne zamandır uyuyor?" Hyunjin'in endişeli sesi kulağıma dolarken mırıldanıp gözlerimi araladım. Hyunjin'in endişe ile bakan gözlerini gördüğümde kaşlarımı çattım.
Ben okuldayım en son?
Hyunjin ne alakaydı?

"Meleğim.." Hyunjin elini yanağıma yerleştirip okşarken genişçe gülümsedim.
"Ne oldu? Neden buradasın?"
"Yavrum saatlerdir uyuyormuşsun. Öğretmenin endişe edince beni aradı. İyi misin?"

"Evet endişelenme oldukça iyiyim."
"Hastaneye-"
"Hayır."
"Evet."

Net şekilde konuştuğunda dudak büzüp bir şey diyemedim.
Hyunjin revirdeki hemşire ile konuşurken yattığım yerde dikleşip esnedim.

Hyunjin yanıma gelip ceketimi bana dikkatle giydirmiş ve ayağa kalkmamda yardım etmişti.
"Bebeğim benim."
Kıkırdayıp ona sarıldığımda o da bana karşılık verip alnımı öpmüştü.

Revirden çıkıp birlikte okuldan çıkmış ve Hyunjin'in siyah arabasına ilerlemiştik.
"Saat kaç?"
"2'ye geliyor meleğim. Sen telefonu açmayınca önce derstesindir dedim ama öğleden sonra dersin yok diye bildiğim için müdürü aradım. Felix ödümü koparttın güzelim."

Kıkırdayıp omuzuna öpücük koydum.
"Jeongin nerde?"
"O evde."
"Evde? Benden haber alamadığı halde nasıl evde kalabildi?"
"Yani şimdi şöyle ki.. aslında haberi yok."
"Nasıl haberi olmadı?"

Galaxy 2 |~hyunlixin~|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin